Açık Oturum’un 450. bölümüne siyasetbilimciler Burak Bilgehan Özpek ve Sezin Öney ile gazeteci Fehmi Koru konuk oldu.
Bu hafta siyasete damgasını vuran iki başlığı; sokak köpeklerinin toplatılarak kısırlaştırılması, barınaklara alınması ve gerektiğinde “ötanazi” uygulanmasından belediyeleri sorumlu tutan yasa teklifi ile AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın grup toplantısında belediyelerin SGK borçlarının, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kaynağından tahsil edileceği açıklamasını ele aldık.
AKP’nin “AKP’ye oy veren sadık seçmen ve vermeyenler” şeklinde iki tip vatandaşlık tanımı olduğunu söyleyen Burak Bilgehan Özpek, bu iki kesimin farklı düzenlemelere tabî tutulduğunu anlattı. Hükümetin mevcut rekabet şartlarını kendisinin kazanacağı şekilde manipüle edebileceğini ve bunun içine kamu kaynaklarının keyfi kullanımının da girdiğini ve AKP’li olmanın “imtiyazlı bir pozisyon” sağladığına değindi. Özpek, bununla rekabet etmenin güçlüğüne de dikkat çekti. CHP’nin yerel yönetimlerdeki hakimiyetinin bu durumu dengelediğini söyleyen Özpek, “Benim dünyamda ideal olan kamu kaynaklarının hiçbir siyasi otorite tarafından keyfi olarak kullanılmamasıdır. Ancak muhalefet yerel yönetim kaynaklarını çok adil ve siyasetten arınmış bir şekilde harcıyor mu emin değilim. Ama harcamalı mı diye sorunca da siyasi olarak harcamamalı tabii ki” dedi.
Son uygulamalarla iktidarın büyük bir yanlışa imza attığını söyleyen Fehmi Koru da mevcut iktidarın halk iradesini kendi iradesine dönüştürüp, o iradeyi ve yetkiyi herkesin üzerinde kullandığını söyledi. Koru, yerel yönetimlere çıkarılan borcun asıl sahibinin belediyelerin önceki yönetimlerinin olduğunu sözlerine ekledi.
AKP’nin kaba siyaset yaptığını söyleyen Sezin Öney ise belediyeleri zor durumda bırakmanın hedeflendiğini ancak siyasi kodların artık değiştiğini ve “Çözerse bu iktidar çözer” kalıbının artık toplumda karşılığının olmadığını vurguladı. Öney, “İktidar kafasını sürekli kendi cam tavanına vuruyor” yorumunu yaptı.
