Açık Oturum’un bu bölümünü CHP’ye ayırdık. Yerel seçimlerin ardından yeni Genel Başkan Özgür Özel liderliğinde birinci parti konumuna yükselen CHP’nin gündeminde eylül ayında yapılacak tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönmesi için yürütülen çalışmalar var. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni yönetimin göreve gelmesiyle güç kaybına uğrayan eski kurmayların partide yeniden etkin olmak için yürüttüğü çalışmalar, liderlik yarışının baş gösterdiği partide karşılık bulur mu, kamuoyu yoklamalarındaki yükseliş, parti içinde de yakalanabilir mi?
Siyaset bilimciler Tanju Tosun ve Mesut Yeğen ile siyasetçi Nesrin Nas, hem parti içi dengeleri, hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybetmesine rağmen genel başkanlık koltuğundan vazgeçmediğini gösteren hamlelerini ve dört yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili CHP’de öne çıkan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday gösterilme ihtimallerini değerlendirdi. Programda “CHP etkili muhalefet yapıyor mu, etkili siyaset yapabilmesi için nasıl bir tutum sergilemeli?” sorularına cevap arandı.
CHP’nin etkili bir muhalefet yapmadığını söyleyen Mesut Yeğen, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde başlayan “aktivist siyaset” anlayışının Özgür Özel döneminde de devam ettiğini belirtti. Tüzük kurultayının seçimli kurultaya çevrilerek genel başkanın değişmesi yönündeki çabaları da değerlendiren Yeğen, “Başkan değişsin talebi ne parti tabanından ne de CHP seçmeninden gelen bir talep” dedi.
2028’de yapılması öngörülen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerinin şimdiden öne çıkması ile ilgili de konuşan Yeğen, “Doğru olan da bu. Cumhurbaşkanlığı adaylığı ciddi bir iş ve adaylar şimdiden bu yarışa iki ay kala değil, şimdiden hazırlanmalı. Ama partiye düşen yerel seçimlerde elde ettiği kamuoyu desteğini elinde tutmak. Çünkü o güne dek ekonomik kriz koşulları, merkez sağdaki yapılanma ve Kürt seçmenin verdiği kısmi destek yön değiştirebilir. Parti elindeki yüzde 37’lik desteği yeni siyaset üretip yeni kadrolar oluşturarak elinde tutmak için çalışmalı” dedi.
CHP’nin 31 Mart Yerel Seçimleri sonrası “seçim makinesi” gibi çalıştığını söyleyen Tanju Tosun da yerel seçimlerde seçmenin peşinden gidecek parti arayışında olduğu ve karşısında CHP’yi bulduğu için oy verdiğini söyledi, “Bu nedenle CHP’nin önümüzdeki dönemde siyaset makinesi gibi çalışması lazım. Parti Meclisi’nde kimler olmalı diye tartışmalı, parti içinde seçim kazanmak için değil, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için çalışmalı. CHP’nin yeni bir Türkiye tasavvuruna ihtiyaç var” diye konuştu.
Nesrin Nas ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun hâlâ genel başkanlık hevesini ortaya koymasını şaşkınlıkla karşıladığını dile getirdi, “Partiye akil adam pozisyonunda hizmet etmesini beklerdim” dedi. Tüzük kurultayının CHP’yi demokratikleştirecek, toplumu kucaklayacak hale getirecek, partiyi etkili bir muhalefete dönüştürecek fırsat olarak değerlendiren Nas, bu sayede demokratik bir parti yapısı ortaya çıkarılabileceğini vurguladı.
CHP’nin Türkiye’yi kimin yöneteceğinden çok, nasıl yönetilmesine kafa yorması gerektiğini söyleyen Nas, partinin toplumu etkileyen ekonomik kriz, dış politikadaki öngörüsüzlük gibi sorunların Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinden bağımsızmış gibi hareket ettiğini söyleyerek bu tutumu eleştirdi. Parlamenter sisteme dönülmesi gerektiğini vurgulayan Nas, “CHP hem bu şekilde Türkiye’yi nasıl yöneteceğini anlatmalı hem de rejim değişikliğini hep gündemde tutmalı” dedi.
