“Ahmak” davası siyasetin gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Göksel Göksu’nun konukları CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Av. Taşkın Özer, CHP milletvekili, siyasetbilimci Yüksel Taşkın ve Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Önok istinafta bekleyen “ahmak” davasını ve olası sonuçlarını değerlendirdi.
Açık Oturum’un bu bölümünde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve kamuoyunda “Ahmak Davası” olarak bilinen dava ele alındı. İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret suçlamasıyla yargılandığı bu davada, hakkında verilen “siyasi yasak” kararı, yaklaşık iki yıldır istinaf mahkemesinin gündeminde. Eğer dava onanırsa, İmamoğlu’nun siyasi yasağa ek olarak 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası da gündeme gelebilir.
“Yargısal tacizden söz etmek mümkün”
Programa katılan Taşkın Özer, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adının cumhurbaşkanı adayı olarak geçtiğine dikkat çekti. Özer, CHP Genel Başkan Yardımcıları ile İstanbul’da yapılan toplantıda, İmamoğlu hakkında aleyhte bir karar çıkması durumunda bunun Türkiye’ye maliyetinin ne olacağının konuşulduğunu aktardı. Özer, “Olumsuz bir tablo oluştuğunda kimse CHP’nin sessiz kalacağını düşünmesin” dedi.
Taşkın Özer, İmamoğlu hakkında yürütülen davayı Demokles’in kılıcına benzeterek, “Emin olun çok ciddi bir yargısal tacizle karşı karşıyayız. Olası bir seçimde Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma ihtimali olan İmamoğlu’nun olmadığı bir seçim, sakat bir seçim olur. Kimse meşruiyetten, haktan ve hukuktan bahsedemez” diye konuştu.
Benzer görüşler dile getiren Yüksel Taşkın da “Kaygı duyan vatandaşlara sesleniyorum” diyerek, “Atanmışlar üzerinden seçilmişlerin önü tıkanırsa sandıkta çok ciddi bir darbe olur. Demokrasinin tabutuna çivi çakmak isteyenler için bu, demokrasi tokadı olur. Bu dava üzerinden İmamoğlu’nun yolunu tıkamak, Türkiye’nin önünü tıkamaktır” yorumunu yaptı.
Ekrem İmamoğlu davasında mütalaa sunan ve aralarında Profesör Doktor Adem Sözüer, Doçent Doktor Tolga Şirin, Prof. Dr. İzzet Özgenç Prof. Dr. Ahmet Gökcen, Prof. Dr. Durmuş Tezcan’ın da yer aldığı 10 ceza ve anayasa hukukçusundan biri olan Murat Önok da dava sürecini aktararak başladığı konuşmasında mütalaadaki önemli detayları paylaştı.
İmamoğlu’na yönelik ilk teşebbüsün Ordu Valisi üzerinden başlatıldığını söyledi ve mütaladaki öne çıkan iki başlığı “Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde İmamoğlu bakımından ‘Adil yargılanma hakkı’nın ihlal edilip edilmediği ve ‘ahmak’ şeklindeki nitelemenin eleştiri hakkı kapsamında kalıp kalmayacağı meselesi” olarak özetledi.
“Yargıtay kararı genellikle İstinaf’tan daha uzun sürer”
Önok şunları söyledi:
“Bu mütalaada ahmak lafının söylendiği kişinin Süleyman Soylu’dur. Basın da bu sözün Süleyman Soylu’ya yönelik olduğunu anlayıp ve öyle haberleştirdi. Hatta Soylu da öyle dedi. Yargılamada şuna bakılır: Birincisi kişi bu sözü durup dururken mi söyledi, hayır durup dururken söylemedi. İkincisi “yazılı beyan mı, sözlü beyan mı?” diye bakar. Sözlü beyandır, üzerinde uzun uzun düşünülmeden söylendiğini gösterir. Ki İmamoğlu’nun beyanı sözlüdür. Bu kıstaslar beraat kararı verilmesini gerektirir.”
İstinafın Ekrem İmamoğlu ile ilgili verilen mahkeme kararını onaması halinde sürecin nasıl işleyeceğini de anlatan Önok, konunun Yargıtay’a gideceğini ve kendisinin de ifade özgürlüğü konusunda daha önce verdiği içtihad kararları nedeniyle Yargıtay’a güvendiğini anlattı. Önok, Yargıtay’ın kararı onaması halinde Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak geleceğini belirtti. Suçun kesinleşmesi halinde dosyanın Danıştay’a gideceğini aktaran Önok, verilen ceza bir yılı aştığı için Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığının düşeceğini söyledi. Önok bu sürenin ne kadar süreceği sorusuna da “Yargıtay kararı genellikle İstinaf’tan daha uzun sürer, ancak bir tarih vermek de mümkün değil” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
