İstanbul’da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden oldukları iddia edilen 47 şüpheli bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Sanıkların ifadeleri alındı. Duruşma yarın 10:00’da başlayacak.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, davayı yerinde izledi. Medyascope editörleri gelişmeleri size canlı blog üzerinden anbean aktardı.
21:07 – Duruşma bugün sona erdi. Duruşma yarın 10:00’da devam edecek.
20:36 –
Avukat: Örgüt deniliyor, örgütten talimat alma durumu var mıydı?
Taşçı: Asla, asla. Ben hastanenin sigortalı maaşlı çalışanıyım. Onun dışında aldığım bir şey yok. Birkaç para transferi var. 3-4-5 bin TL hastane maaşları düşük olduğu için.
20:03 –
Avukat: Hasan Basri bu ilaçları nasıl temin ediyordu? Hastanelerden izin dahilinde mi alıyordu yoksa çalıyor muydu?
Doğukan Taşçı: İzin dahilinde alıyordu.
19:45 –
Avukat: Denetimler nasıl gerçekliyordu?
Doğukan Taşçı: Örnek veriyorum, şikayetler yapılıyordu. 10 tane şikayetin beşine yanıt veriliyordu. Tape kayıtlarında mevcuttur. Yoğun bakım servisinde yeterli sayıda küvez yok. Buna yaptırım olmuyorsa sıkıntı vardır.
19:37 –
Kaya bebekle ilgili avukat sorular sordu.
Doğukan Taşçı: Ben 7 aydır neden içerdeyim? Bu tutukluların neden çoğu hemşire? Çoğu hastanede bildiğim kadarıyla gece çocuk doktoru bırakmıyorlar.
19:25 –
Doğukan Taşçı: Reyap’ta Fırat Sarı beni aradı. Üç günlük hasta olduğunu, hastanın üç gün boyunca yer bulamadığını yer bulana kadar Reyap’ta kalmasını söyledi. Ben de “tamam” diyorum, hastayı alıyoruz.
Mahkeme Başkanı: Hastayı kim aldı?
Doğukan: Hastayı karşılamak için bekledim. Hastanın işlemlerini yaptık, hasta makinaya bağlıydı. Sürekli boğuştuğunu gördüm ve tekrar Fırat Sarı ile görüştüm. Hastanın ilaç kısmını benimle WhatsApp üzerinden konuştu. Ben de “tamam” deyip hemşireye teslim ettim.
Mahkeme Başkanı: Kim vardı?
Doğukan: Gece vardiyasında gece sorumlusu vardı. Hemşire vardı. Hastayı teslim ettik. İlerleyen süreçte, sabah 07.40’ta telefonum çaldı. Tuğçe beni aradı “Geliyor musun?” dedi ve çocuğun iyi gözükmediğini söyledi. Çocuğun durumunu anlatmaya çalıştı. İfadeleri çok çelişkiliydi. Beni arıyorlardı, hastaneye gidiyordum. Zaten bu kayıtları bir doktor okuduğunda durumu anlayacaktır.
Mahkeme Başkanı: Neden seni arıyorlar?
Doğukan: Bazen çocukların durumu kötü olduğunda, doktorların yetişmesi mümkün olmuyordu. Evim hastaneye yakındı, taksiye atlayıp gidiyordum. Bunu çocuğu düşündüğüm için yapıyordum, sık sık böyle durumlar oluyordu.
Doğukan: “Hastanın durumu kötü, gel” dediklerinde, bana “Bu çocuk yaşamayacak, gerizekalı” dediklerinde, benim oraya gitmeme şansım yok. Hastanın başına gittim, göz kapağını açtım, öldüğünü ve zaman geçtiğini gördüm. Fırat Sarı geldi, “Hocam, biliyor muydun?” dedim, “Hayır bilmiyordum” dedi. Kişisel düşüncemi sorarsanız bence vardı.
Doğukan: Cezaevinde hiç suçu olmayan ve kaburgaları kırılan arkadaşlarım var. Bu kadar kolay olmamalı insanları suçlamak, bu salonda hiç kimse bebeklerin ölmesini istemez.
18:30 –
Doğukan: Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar para kazanıyorlar.
Mahkeme Başkanı: Nasıl dolduruyorlar?
Doğukan: 3 gün yatacak hastanın 5 gün yatması, A hastanesine gitmesi gerekirken B hastanesine gitmesi…
18:21 –
Mahkeme Başkanı: “20 gün sonra ölecek” diye tape var.
Doğukan: Sigortası olmayan bir Türkmen çocuktu ailesinin durumu yoktu. Ameliyat olmasaydı ölecekti. Ailesinin karşılayacak durumu yoktu. Ameliyat olmazsa yaşamayacağı söylendi. “Aile yapacak bir şey yok” diye imza bıraktı. Şans eseri yaşamaya devam etti çocuk, durumu kötüydü. Hastanın kullandığı ilaçlar.. “Bu hasta zaten ölecek, boşu boşuna niye yaşattın” dedi.
Mahkeme Başkanı: Kim?
Doğukan: Hastan yönetimi falan
Mahkeme Başkanı: Sen ne yaptın?
Doğukan: Devam ettim ve çocuk 40 gün daha yaşadı. Bu çocuk öldükten sonra morga teslim ettik, ailesiyle görüştük. Ailesi aradı ‘bana naaşını vermediler’ dedi. İçeride borcu olduğunu, ödemediği için teslim etmeyeceklerini söyledi. Ben şok oldum, böyle haklarının olmadığını söyledim. Hastane ile konuştum ve teslim ettiler.
18:10 –
Mahkeme Başkanı: Parayı ne yaptınız?
Doğukan: 2 kere Fırat Sarı aldı, bir kere de “paraya ihtiyacımız var” diye gizlice yaptık.
Mahkeme Başkanı: Ne kadar kazandın?
Doğukan: 4 bin 500 TL, Fırat Sarı ise yaklaşık 40 bin TL kazandı.
18:07 – Mahkeme Başkanı: Yazılan ilaçlar, yazılması gereken ilaçlar mı, yoksa SGK’dan para almak için mi?
Hakan Doğukan Taşçı: İlaçların çöpe gideceğine satılması için Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan Basri hastanelerden topluyordu. Reyap’tan aldığını biliyorum, ama “şu hastaneden aldı” diyemem. Ben de satıyordum. Sadece üç kere sattım.
17:54 –
Mahkeme Başkanı: Mert Özdemir ile konuşmanı açıkla.
Hakan Doğukan Taşçı: Hasta kötüydü, ben de hasta yakınıyla konuştum. Bebek kötü olduğu için otelde hastanede de Mert’e, “Ailelere kötü bir şey söyleme” dedim.
Mahkeme Başkanı: Hasta yakını ile ilgili konuştuğun para meselesi ne?
Hakan Doğukan Taşçı: Hasan Basri aradı, “Aileden ödeme alacağız, biz halledeceğiz,” dedi. Ben de, “Ödeme almadan kayıt açılmasın,” dedim. O kadar, ben aileden tek kuruş almadım.
Mahkeme Başkanı: Kim aldı?
Hakan Doğukan Taşçı: Fırat Sarı aldı. 30 bin lira. 20 bin lira hastaneye, 10 bin lira da komisyon olarak alındı. Benim para alışverişim olmadı.
Mahkeme Başkanı: “Ölürse sıkıntı olur, 112 sevk ne olacak?” dedin.
Hakan Doğukan Taşçı: Türkmen hastaydı, doktor bebeğin kalp hastası olduğunu söyledi. Ameliyat olmazsa ölecekti. O yüzden sevk edilmesi gerektiğini anlattım.
17:42 – Taşçı, “Yönetilen çok suçlama, sistemden yapılan usulsüzlükler var. Sadece bu hastanede olan bir şey değil. Evrak üzerinden daha fazla para alınmak için oynamalar yapılıyor. Doktor sekreterler tarafından yapılan şikayetler var, dikkat alınmadı. Bu kurumlar nasıl oluyor da denetlemeden sıkıntı olmadan geçiyor? Ben kazandığım bir para yok” diye devam etti.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Taşçı şöyle devam etti:
“Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hasta sayısının fazla tutulmasını istiyorlar. Fırat Sarı’ya hasta sayısı konusunda baskı kurulmuş. O da bize onu söylüyor.”
17:37 – Hakan Doğukan Taşçı, “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Bilirkişi raporu telefon ‘tapeleri’ üzerinden yazılmış. Kesinlikle kabul etmiyorum” dedi. Sağlıkla alakalı WhatsApp grupları var” dedi. Diğer sanıkları tanıyıp tanımadıkları soruluyor. Doğukan, “Fırat Sarı’yı Reyap Hastanesi’nden tanıyorum” dedi.
17:32 – Sanık Hakan Doğukan Taşçı, ifade vermek üzere sanık kürsüsüne geldi.
17:27 – Verilen aranın ardından duruşma başladı. Mahkeme Başkan tüm siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının davaya katılma talebinin “doğrudan zarar görmediğinden” reddine karar verdi. Baro ve mağdur aileleri de reddetti
16:48 – Katılma taleplerinin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildi.
16:46 – Bir sanık avukatı, isimlerinin ifade edilmesiyle ve açıklama yapılmasıyla avukatların hedef gösterildiğini söyledi. Avukatlar tartıştı ve Mahkeme Başkanı avukatları dışarı çıkardı. Başkan, “Devam ederseniz kolluk kuvveti ile alacağım sizi” dedi. Ardından Gelecek Partisi’nin kadın avukatı polis eşliğinde dışarı çıkarıldı.
16:32 – Sanık avukatı, “İddianameyi sosyal medyada gördük, insanların sosyal medyada şovu haline geldi, siyasi partiler ne anlatacaklar, yüzde üç oy alan parti ne anlatacak?” dedi. Salonda tansiyon yükseldi. Mahkeme Başkanı “Burası Meclis değil,” diyerek tarafların tartışmasına müdahale etti.
16:24 – Sanık avukatı Gelecek Partisi’nin davaya katılma talebinde sanıklar için “Katil” denildiğini belirterek bunu yazamayacağını söyledi. Avukat, “Ben şahsım adına utanıyorum” dedi.
16:16 – Sanık avukatlarından biri İstanbul Barosu ve TBB ve diğer baroların “suçtan zarar görme durumları yoktur” gerekçesi ve siyasi partilerin “mağdur olmadıkları” gerekçesiyle, davaya katılmak isteyen mağdurların da iddianamede yer almadığından dolayı katılma taleplerinin ayrı ayrı reddini istedi.
15:59 – Mahkeme Başkanı, Fırat Sarı’ya “Sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?” diye sordu. Sarı, “Söyleyecek bir şeyim yok” yanıtını verdi.
Sanık avukatları davaya katılama taleplerinin reddini istiyor. Bir avukat, “Doğrudan zarar görmedikleri için reddini istiyoruz” dedi.
15:49 -Gelecek Partisi temsilci avukatı da daha önce gelen ihbarı anlattı ve o dönemde işleme alınması talebine rağmen işleme alınmadığını söyledi. O dönem dosya adı geçen üç kişinin şu an sanık olduğunu söyledi ve davaya taraf olmak istediklerini belirtti.
15:40 – Mağdur bir ailenin avukatı, “Ailelerin çoğu fakir ve gariban. Bu ülkede her zaman garibanlar mağdur oluyor” dedi
15:37 Mağdur vekili avukat, dört bebeğin doğduğunu ve üç bebeğin hastanede öldüğünü anlattı. Örgütün İstanbul dışında da faaliyet gösterdiğini söyledi. Bir bebeğin gözünün görmediğini ve engelli olduğunu anlatarak davaya katılma talebinde bulundu.
15:17 – Avukat İrem Çiçek aralarında sağlıklı doğduğu kendisine iletildiği halde bebeğini kaybeden üç mağdur aile için konuştu. 10 bebeğin avukatlarının sayısı az, çapraz sorgu nedeniyle adaleti sağlamak için davaya katılmak istediklerini söyledi.
Avukat İrem Çiçek, “Müvekkillerim tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi oldular. Biz de mağdurlar olarak sanıklara çapraz soru sormamız gerekiyor” dedi. Çapraz sorgunun yapılması gerektiğini savundu. Davaya katılma isteğini anlattı.
Avukatlar, iddianamede yar alan 10 bebek dışında da birçok bebeğin hayatını kaybettiğini ve engelli olduğunu savunuyor. Mağdurların suçtan doğrudan zarar gördüğünü anlatarak davaya katılma talebinde bulunuyor.
15:06 – İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu dosyaya katılma talebinde bulundu. Kaboğlu, anayasaya ve kanunlara değindi, devletin sağlık hizmetlerinin denetimi ve yatırım yetkisi kullanılacağını söyledi. Çocuğun üstün yararını hatırlattı. Tüm bunlar ve adil yargılanma hakkı gözetildiğine dosyaya katılmak istediklerini söyledi.
14:59 – Duruşma tekrar başladı. TBB Başkanı Erinç Sağkan konuşuyor. Çocuk hakları ve kanunla ile ilgili olarak mevzuatta düzenlemeleri hatırlattı. Dosyaya katılma taleplerini Mahkeme Başkanı’na iletti.
14:25 – Davayı takip eden muhabirimiz Gülseven Özkan, Ruşen Çakır’ın canlı yayınına konuk oldu ve duruşmadaki son gelişmeleri canlı aktardı.
İzleyin ⬇️
13:54 – Sanık ifadeleri başlamadan duruşmaya ara verildi.
13:02 – Duruşma devam ediyor. Mahkeme Başkanı davaya müdahil olmak isteyenlerin taleplerini alıyor. Birçok ilden barolar, partiler, kurumlar davaya katılmak istediğini söylüyor.
12:53 – Mahkeme Başkanı dosyaya gelen belgelerin okunduğunu belirtti. İstanbul Barosu’ndan Avukat Ömer Kavili ise “Belgeleri okumadan tutanak tutuyorsunuz” diye tepki gösterdi. Avukat usul hatasına itiraz etti. “İktidarı koruyorsunuz. Sağlık sistemi çöktü. Okundu diyorsunuz, okunmadı” dedi ve salondan çıkarıldı.
12:16 – Suç örgütünün elebaşı olduğu değerlendirilen Fırat Sarı’nın kimlik tespiti yapılıyor. Mahkeme Başkanı, Sarı’ya medeni durumunu, çocuğu olup olmadığını, ne mezunu olduğunu, ne iş yaptığını ve sabıkası olup olmadığını sordu.
Fırat Sarı, “İki çocuğum var aylık gelirim 400 bin TL” yanıtını verdi.
12:06 – Sanıkların kimlik tespitine geçildi. Şüphelilerin 589 yıl dokuz aya kadar hapsi talep ediliyor.
11:58 Dava başlıyorken hatırlayalım:
Kime ne kadar ceza isteniyor?
İddianamede, ölen 10 bebeğin maktul, beş kişinin müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü’nün suçtan zarar gören, 19 hastane ve sağlık şirketi malen sorumlu, 47 kişi de şüpheli olarak yer aldı.
İddianamede, şüpheliler doktor Fırat Sarı ve doktor İlker Gönen’in 10 kez kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, nitelikli dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 11 kez uygulanmak üzere resmi belgede sahtecilik suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Şüpheli ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Diğer şüpheliler hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor. İddianamede ayrıca malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine dolandırıcılık suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi talep edildi.
Hangi hastanelerin adı geçiyor? Şüpheli hemşireler kim?
İddianamede ayrıca hastaneler ve buralarda çalışan şüpheli hemşireler de şöyle sıralandı:
- Bağcılar Medilife Hastanesi hemşiresi Çağla Durmuş,
- Beylikdüzü Medilife Hastanesi Hemşiresi Ceren Hatice Kırım,
- TRG Hopitalist Hastanesi hemşiresi Cansu Akyıldırım,
- Reyap Hastanesi hemşireleri Mehtap Sayar ve Sümeyye Nur Arslan,
- Esenler Güney Hastanesi hemşiresi Hüseyin Günerhan,
- Bağcılar Şafak Hastanesi hemşiresi Mehmet Halis Başli,
- Duygu Hastanesi hemşiresi Deniz Korkmaz ile 11 hastanenin hasta takibini yapan hemşireler Hakan Doğukan Taşçı ile Hasan Basri Gök
Yenidoğan Çetesi’nin elebaşı: Fırat Sarı
Doktor şüpheli Fırat Sarı’nın elebaşı olduğu değerlendirilen Yenidoğan Çetesi’nin sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün asıl amacının, devraldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin doluluğunu artırmak için 112 sevk sistemini devre dışı bırakmak ve hastaların tedavi basamaklarında usulsüzlük yaparak SGK’dan en yüksek seviyeden ödeme almak olduğu belirtildi.
Şemaya göre suç örgütünün elebaşılığını Fırat Sarı’nın yaptığı, İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir’in ise yönetici olduğu belirtilen iddianamede, örgütün üyelerinin Renas Kılıç, Serdar Yüksel, Fehmi Alperen, Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Enes Kaan Bölükbaşı, Hüseyin Günerhan, Sümeyye Nur Arslan, Cansu Akyıldırım ve Mehtap Sayar olduğu aktarıldı.
Yenidoğan Çetesi davasında suçlamalar neler?
İddianamede şüphelilerin bebek hastalar üzerinden birçok hastane ile anlaşarak yetersiz ve uygun olmayan tedavi yöntemleri uyguladığı, bu nedenle bazı bebeklerin hayatını kaybettiği veya kalıcı sağlık sorunları yaşamak zorunda kaldığı ifade edildi. Ayrıca, bu tedavi yöntemleri sonucunda SGK’ye yüksek tedavi masrafları fatura ederek haksız kazanç sağladıkları belirtildi.
İl Sağlık Müdürlüğü’nün denetim raporları, HTS kayıtları ve banka hesap hareketlerinden elde edilen delillere dayanarak, örgüt elebaşı etrafında toplanan kişilerin hiyerarşik bir yapı ve belirli bir iş bölümü içerisinde hareket ettiği belirlendi. Ayrıca şüphelilerin suçun sürekliliğini sağlayarak birçok kez işlenmesine neden oldukları belirtildi. Bu kapsamda yapılan incelemelerde, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurlarının oluştuğu iddianamede değerlendirildi.
10 hastanenin ruhsatı iptal edildi
Yenidoğan Çetesi hakkındaki soruşturmada adı geçen hastanelerden 10’unun ruhsatını iptal edildi.
İşte ruhsatı iptal edilen hastaneler
- Özel Avcılar Hospital Hastanesi,
- Özel TRG Hospitalist Hastanesi,
- Özel Birinci Hastanesi,
- Özel Güney Hastanesi,
- Özel Bağcılar Medilife Hastanesi,
- Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi,
- Özel Reyap İstanbul Hastanesi,
- Özel Şafak Hastanesi Bağcılar,
- Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi,
- Çorlu Reyap Hastanesi
11:48 Sanıklar duruşma salonunda, her birinin etrafında infaz koruma memurları var, koruma mensupları arasında oturuyorlar. Kimlik tespiti devam ediyor.
11:32 – Gülseven Özkan aktarıyor:
Bakırköy Adliyesi’nde duruşma başladı. Mahkeme Başkanı kimlik tespiti yapıyor. İçerisi çok kalabalık. Kapıda içeri giremeyen birçok kişi bekliyor.
11:10 – Duruşma başlamak üzere. Yenidoğan Çetesi tarafından öldürüldüğü iddia edilen bebeklerin aileleri ve müştekiler duruşma salonuna alınmıyor.
10:10 – CHP heyeti de ilk duruşmayı izliyor. CHP’nin gölge Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz, “Davanın selameti için Sağlık Bakanı istifa etmeli ve yargılanmalıdır” dedi.
09:50 – Duruşma öncesi adı geçen özel hastanelerde bebeklerini kaybeden aileler adliyenin önüne gelerek tepkilerini gösterdi.
09:20 – Bebeklerin ölümüne yol açtıkları iddia edilen ve kamuoyunda büyük tepki çeken “Yenidoğan Çetesi” davasında sanıklar bugün yargılanmaya başlıyor. İlk duruşma, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor ve 22’si tutuklu toplam 47 sanığın savunmalarının alınması bekleniyor.
Medyascope muhabiri Gülseven Özkan, dava ile ilgili gelişmeleri gün içinde aktaracak.
- Yenidoğan Çetesi hakkında merak edilenler
- Yenidoğan Çetesi: Bebeklerini kaybedenler Medyascope’a anlatıyor
Yenidoğan Çetesi davası içinde 47 şüpheli yer alıyor
Soruşturma, 27 Mart 2023’te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne yapılan CİMER ihbarıyla başladı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen süreçte, 10 bebeğin ölümüyle ilgili hazırlanan fezlekede 19 hastane ve sağlık hizmeti şirketi “malen sorumlu”, 47 kişi ise “şüpheli” olarak yer aldı. 725 sayfalık fezleke sonrası, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırlayarak dava açtı.