Pervin Buldan, yoğun bakımda tedavisi süren Sırrı Süreyya Önder’e seslendi, “Sen şimdi hastanenin -3. katında, yoğun bakımda yaralı bedeninle yatıyorsun. Barışa giden yola birlikte baş koyduk. Seninle tamamlayacağız” dedi.
TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumuyla ilgili kötü haber geldi. Florence Nightingale Hastanesi’nden yapılan açıklamada, Önder’in reflekslerinin azaldığı ve beyin ödeminin devam ettiği bildirildi. Doktorlar, “Başka bir kırılma noktasındayız” dedi.
İmralı heyetinde yer alan DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan, yoğun bakımda 13 gündür tedavisi süren Sırrı Süreyya Önder’e seslendi.
“Çok yaralısın biliyorum. Kalbin yaralı, yüreğin yaralı, beynin bedenin yaralı” diyen Buldan, Önder’i yaralayanın sadece kalp krizi olmadığını söyledi.
Yedi ay önce Sırrı Süreyya Önder’in ağrılarının başladığını belirten Buldan, “Bir Türk, bir Arap Kürt’ün barışını sağlayamaz diyenlere inat, ‘Aman başkanım, geri dönüş yok’ dedin. Oysa aslında sen Türk, ben de Kürt’tüm. Sen yüreğinin içine barışı yerleştirmiştin” diye yazdı.
“Barışa çıkan yola girdiğimiz zaman başladı ağrıların”
“Bu yolda beni, bizi yalnız bırakmayacağını biliyorum” diyen Pervin Buldan’ın mesajı şöyle:
“15 Nisan akşamı geçirdiğin kalp krizi değil seni yaralayan bunu da biliyorum. En son yedi ay önce bir daha, yeniden barışa çıkan yola girdiğimiz zaman başladı ağrıların. Bir Türk, bir Arap Kürt’ün barışını sağlayamaz diyenlere inat, ‘Aman başkanım geri dönüş yok’ dedin.
Oysa aslında sen Türk ben de Kürt’üm. Sen yüreğinin içine barışı yerleştirmiştin. Türk’ü, Kürt’ü, Ermeni’yi, Alevi’yi, Laz’ı, Çerkez’i, kadınları, çocukları koymuştun yüreğinin tam ortasına. 85 milyonu yerleştirmiştin.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Şimdi ben senin yükünü omuzlarıma aldım”
Oysa ne fark ederdi ki gönlünü, ömrünü barışa adayanın Türk ya da Kürt olmasına.
Ben daraldığımda ‘Rahat ol başkanım, ben hallederim’ diyordun. Şimdi ben sana diyorum, sen iyileşmene bak, ben hallederim. İki omuzunun üstüne benim de yükümü koymuştun. Şimdi ben senin yükünü omuzlarıma aldım.
“Barışa giden yola birlikte baş koyduk”
Sen şimdi hastanenin -3. katında, yoğun bakımda yaralı bedeninle yatıyorsun. Barışa giden yola birlikte baş koyduk. Seninle tamamlayacağız.
Bu yolda beni, bizi yalnız bırakmayacağını biliyorum. Gerçekleşecek olan barış senin güzel yüreğine merhem olacak. Hadi uyan, yola devam Sırrı Başkanım.”
