Gözaltında saçı koparılan Bergün Varan’a işkence davasında yine karar açıklanmadı

İdil Kültür Merkezi’ne 2017’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan Bergün Varan’ın saçını kökünden koparan polisin yargılandığı davada yine karar çıkmadı. Duruşma 25 Kasım’a ertelendi.

Bergün Varan'a işkence davası: Yine karar açıklanmadı

İstanbul’da 30 Mayıs 2017’de İdil Kültür Merkezi’nde yapılan baskınla gözaltına alınan ve işkenceye maruz kalan Bergün Varan’ın şikayetçi olduğu polis E.Ç. hakkında “işkence yapmak” suçlamasıyla açılan davanın dördüncü duruşması yapıldı.

Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde yapılan duruşmada sanık polis duruşmaya katılmazken, Bergün Varan’ın avukatları salonda hazır bulundu. Varan ise SEGBİS ile katıldı.

Mahkeme heyeti, Varan’ın avukatlarının, sanığın mazeretsiz olarak duruşmaları takip etmemesi ve suç vasfından kaynaklı tutuklanması talebini reddetti. Davada savcı izinli olduğu için mütalaa açıklanmadı.

Duruşma 25 Kasım 2025’e ertelendi.

Ne oldu?

İstanbul-Okmeydanı’nda bulunan İdil Kültür Merkezi’ne 30 Mayıs 2017’de operasyon düzenlendi. Aralarında Grup Yorum üyelerinin de bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. 4 kişi tutuklandı, 10 kişi serbest bırakıldı.

Grup Yorum üyesi olan ablasını ziyaret etmek için Hollanda’dan gelen Bergün Varan da gözaltına alınanlar arasındaydı. Varan, gözaltında çok yoğun işkenceye maruz bırakıldığını, polisin saçlarını kopardığını Artı Gerçek’e anlattı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak, konunun araştırılmasını ve Komisyon’a bilgi verilmesini istedi.

“İşkence” suçlamasıyla dava açtı

1 Kasım 2017 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise Bergün Varan’ın yaralanmasının “basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı” belirtildi.

Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı polis E.Ç. hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun 94/1 maddesinde düzenlenen “işkence” suçlamasıyla dava açtı.

İddianamede savcılık, polisin bu eyleminin insan onuruyla bağdaşmayacak şekilde cezalandırmaya yönelik bir eylem olduğunu ifade etti. Savcılık, iddianamede, polisin, Varan’ın bedensel yönden acı çekmesine, aşağılanmasına ve ruhsal yönden etkilenmesine yol açtığını belirtti.

“Kopardığı saçları eline alıp halay çekti”

Savcılıkta da ifade veren Bergün Varan, “Kolluk görevlileri ‘burası terörist yuvası’ diyerek bizleri yaka paça alıp ters kelepçe ile otobüse bindirdiler, otobüste 11 kişiydik, yaka paça alındığımız için benim saçım önüme gelmişti, otobüsün içinde bulunan kolluk görevlilerinin amiri eğlence başlasın ışıkları kapatın, ışıkları kapatmazsanız dışarıdan ne olduğu görülür diyerek diğer kolluk görevlilerine talimat verdi. Benim saçım önüme geldiği için kadın memurlardan bir tanesi sen sataniste benzemişsin deyip önümde duran saçımı asılarak kopardı, bu işlemi 7-8 defa yaptı, haber sitesinde çıkan fotoğraftaki gibi başımdaki saçlar koparılmış hal aldı, bu kadın memur saçlarımı ellerine dolayarak kökünden söktü, bana bu şekilde işkence yaptı, kopardığı saçları da eline alıp sanki elinde mendil varmış gibi halay çekti, saçımı yolarken birazda mehter marşı eşliğinde de yapalım diye de söyledi, benim saçlarımı üç tane bayan polis memuru kökünden yoldu” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

İlk duruşmada polis E.Ç.’nin ifadesi alındı. İkinci ve üçüncü duruşmada ise Bergün Varan ve tanıklar ifade verdi.

Varan ile birlikte gözaltına alınan tanık Alişan Gül, polisin araç içinde herkese işkence yaptığını ama özellikle Varan’ın saçlarını yolduklarını söyledi. Gül, “Hepimiz ters kelepçeliydik bizden polise bir şiddet uygulanması mümkün değildi zaten. Ben de işkenceye maruz kaldım. Otobüse bindirilip İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülene kadar çok yoğun işkenceye maruz kaldık. Hepimizde yaralar ve kıyafetlerimizde yırtıklar da oluştu” dedi.

“Kulak zarım patladı”

Bir diğer tanık Dilan Poyraz ise o dönem kendilerine herhangi bir karar gösterilmeden gözaltına aldıklarını ifade etti, “Kimseye haber vermemize de izin vermediler. Bizi beyaz bir arabaya soktular, beni ilk darp ederek araca koydukları sırada kulak zarım patlamış” dedi.

Poyraz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Polislerden birinin ‘Işıklar kapatılsın eğlence başlasın’ dediğini duydum. Işıkları kapattılar ve bizi uzun süre darp ettiler. Benim de saçımı çektiler ama Bergün’ün saçının yolunmasına anbean şahit oldum. Sanık polis, Bergün’ün saçlarını tutam tutam kopardı. Bunu yaparken tuhaf tuhaf kahkahalar attı, dans etti, kopardığı saçları yere atıp ayağıyla oynadı. Bergün’ün kafasının önü tamamen kel kalınca koltuğun arkasına geçip ‘Şimdi de buraya bakalım’ dedi. Ufak tutamlar halinde çeke çeke tamamen kel bıraktı o kısmı.”

“Copla taciz ettiler”

Poyraz, polisin, Bergün Varan ve gözaltındaki Sultan Gökçek’in kafalarını birbirlerine tokuşturduklarını söyledi, “Sultan’ın da dudağı patladı orada. Bu yaklaşık 45 dakika sürdü. Birbirlerine seslendiler, öndeki şoföre bile ‘Sen de gel’ dediler ve o bile arkaya gelip bacaklarımıza copla vurarak işkence etti. Hastaneye girdikten sonra o aynı polisler hastanede Bergün’ün kafasına örtü çekmeye çalışıp ‘Bu saçkıran olmuş ya’ diye etrafa duyurarak, kendi aralarında konuştular. Benim de kulağım kan içindeydi ve işitme testine dahi sokuldum ama biz hiçbir rapor göremeden araca bindirdiler. Copla taciz ettiler, her gelen geçene bizi dövdürdüler. Benim her iki kulak zarım patlamasına ve yüzde 25 duyma kaybım olmasına rağmen şikayetim ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı ile sonuçlandırıldı” diye konuştu.

“Sistematik işkence vardı”

İşkenceye uğrayan Bergün Varan ise şunları söyledi:

“Sadece saçlarım yolunmadı. Bu durum sadece görünen bir yanı olmuş olabilir ama biz tacize uğradık. Bizim vücudumuza farklı bölgelere dokundular, bize hakaret ettiler. Bize küfür ettiler sürekli. Yumruk attılar. Saçlarımızı sadece kopardıktan sonra yani birçok defa yolundu. Bunun ön tarafı tamamen kel kalmış deyip arka tarafını yolmaya devam ettiler. Saçlarımızı iki koltuğun arasına sıkıştırıp koltuğu kırmaya çalıştılar. Kafalarımızı Sultan’la biz aynı koltukta oturuyorduk yan yana. Kafalarımızı birbirine vurdular. Sürekli sistematik devam eden bir işkence vardı.”