Bolu-Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel yangını davasının ilk duruşması üçüncü gününde devam ediyor. Otel sahibinin tutuklu kızı Ceyda Hacıbekiroğlu mağdur olduğunu söyledi.
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davaya, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce üçüncü gününde devam edildi. Adliyenin yetersiz olması nedeniyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda yapıldı.
17 sanık dinlendi
İlk gün 15 saat, ikinci gün 12 saat süren duruşmada şu ana kadar tutuklu sanık Gazelle Otel Genel müdürü Ahmet Demir, tutuksuz sanık FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi çalışanı Aleyna Beşinci ile tutuksuz sanık Ali Ağaoğlu, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, tutuklu sanık Bolu İl Özek İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat Müdürü Yeliz Erdoğan, Grand Kartal ve Gazelle Otel’in teknik personelleri tutuklu sanık Tahsin Pekcan, tutuklu sanık Hüseyin Özer ve tutuksuz sanık Bayram Ütkü, tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi Selen İlçe Özel İdare Müdürü ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel, tutuklu sanık Grand Kartal’ın muhasebe elemanlarından Cemal Özer, tutuklu sanık Grand Kartal Otel’in muhasebe müdürü Kadir Özdemir, tutuksuz sanık LPG tesisatı incelemesi yapan Aygaz çalışanı Doğan Aydın, Aygaz A.Ş.’de teknik servisçi olarak çalışan tutuklu sanık Muharrem Şen, tutuksuz sanık iş güvenliği uzmanı Ece Kayacan, Gazelle Otel’de iş güvenliği uzmanı olarak çalışan tutuksuz sanıklardan Kübra Demir, tutuklu sanıklardan otel sahibi Halit Ergül’ün damadı ve aynı zamanda Grand Kartal Otel Genel Müdürü Emir Aras olmak üzere toplam 17 sanık dinlendi.
“Alınan önleme dair ödeme görmedim”
Kartalkaya davası üçüncü günü, saat 09.30’da muhasebeci sanık Mehmet Salun’un sorgusu ile başladı. Salun, son bir yıldır muhasebe evrakları arasında iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine ilişkin herhangi bir harcama faturası görmediğini söyledi:
“Ben Gazelle Otel’de muhasebeciyim, bazen Grand Kartal Otel’de de çalıştım. Orada kimseye emir verme yetkim yoktu. Depo işleriyle ilgilenirim. İmza yetkim yoktur. Denetimlerde de yer almadım. Bazen yetkililer olmayınca biz sadece gelenleri karşılıyorduk. Ancak benim hiçbir konuda bir bilgim yok. Eksikliklere dair de bilgim yok. Kadir Özdemir’in talimatıyla hareket ettiğim doğrudur. Muhasebe, finans, insan kaynakları olarak biliriz Kadir Özdemir’i. Biz ofis çalışanı olduğumuz için gelen kişilere sadece ‘hoş geldin’ deyip yer gösteririz. Son 1 yıldır iş sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin alınan bir önleme dair ödeme görmedim.”
Sanık Salun’un ardından tutuklu sanıklardan Grand Kartal Otel’in müdürü Zeki Yılmaz ifade verdi.
Sanık Yılmaz’ın sözlerine, “Olaydan dolayı derin üzüntü yaşıyorum” diyerek başlaması üzerine müştekiler, “Kimse bize, ne sanıklar ne de avukatları başsağlığı dilemesin, kimse bize ‘üzülüyoruz’ demesin. Biz katillerden başsağlığı istemiyoruz. Bizim çocuklarımız öldü” diyerek tepki göstererek, sanık ve sanık avukatlarının olduğu tarafa yöneldiler.
Bunun üzerine salondaki polisler araya set örerek aileleri sakinleştirmeye çalıştı. Sanık avukatının, “Savunmaya müdahale ediliyor” demesi üzerine salonda gerginlik tırmandı. Mahkeme Başkanı, sanık avukatına, “Salonun düzeninden ben sorumluyum avukat bey, siz karışmayın” derken, aileleri de “Tamam, başsağlığı dilemeyecekler” diyerek sakinleştirmeye çalıştı.
Yangın alarmı çalmadı
Yılmaz, “Bakanlık yetkilileri denetimde yangın alarmının çalışıp çalışmadığını kontrol etmedi” diyerek olay gecesini anlattı:
“Beni saat 03.32 gibi resepsiyondaki Burak Yiğit aradı. Oradan koşarak hemen 4’üncü kata indim merdivenlerden. Mutfak kapısından giremedim aşırı derecede duman geliyordu. Sonra restoran tarafına döndüm beşinci kata çıkmak istedim. Ama çıkamadım. Sonra üçüncü kata indim ve kapılara vurdum ‘yangın var’ diye. O sırada alarma bastım ancak alarm çalmadı. Emir Aras’ı dışarda gördüm o da bizimle koşturuyordu, yardım etmeye çalışıyordu. Yönetim kurulu üyelerinin dışarıya nasıl çıktığını görmedim.”
Müşteki ve müşteki avukatı Yüksel Gültekin’in, “Sana haber verildiğinde otel müdürü olarak ‘hemen müşterilere haber ver’ deseydin can kaybı yaşanır mıydı? Sen dokuzuncu kattan kurtuldun da benim evlatlarım yedinci kattan kurtulabilecek zamanı bulabilir miydi?” sorusuna karşılık, sanık Yılmaz, “Bilmiyorum. Ben o esnada onu düşünemedim” dedi.
Acil durum eylem planında genel müdür ve genel müdür yardımcısı olarak gösterilmesi sorulan Yılmaz, “Buna dair bilgim yok. Öyle yazmışlar ama ben bilmiyorum” dedi. “Sizin bu otelde göreviniz nedir?” diye sorulan sanık Yılmaz, “Ben de bilemiyorum ne olduğunu” dedi.
“Patronlarımdan habersiz hiçbir şey yapamazdım”
36 yıl boyunca resepsiyon görevlisi olarak çalıştığını beyan eden sanık Yılmaz, şu iddiaları dile getirdi:
“Otelin yönetim kadrosunda hiç bulunmadım. Denetimlerden ve eksikliklerden haberim yoktu. Ben gerçek bir otel müdürü olsam bu eksikliklerden haberim olmaz mı? Oteldeki varlıklarını bilmediğim eksikliklerden haberim dahi olsa bir yaptırımda bulunamazdım. Benim genel müdürlüğüm sadece bir sıfattan ibarettir. Bu yüzden suçsuz olduğumu ifade etmek isterim. Ben genelde resepsiyonda bulunduğum için misafirleri karşılarım. Bir gün de Bolu İl Özel İdaresi’nden denetime gelmişlerdir. O gün yetkililerden kimse olmadığı için ben imza atmıştım, sadece ben değil o sırada resepsiyonda kim olsa o imzayı atabilirdi ‘denetim yapıldı’ diye. Ben patronlarımdan habersiz hiçbir şey yapamazdım. Otelde yangın müdahale ekibi kurulduğuna dair bir bilgim yok. Resepsiyon görevlilerine yangına dair bir eğitim verilmedi diye biliyorum. Resepsiyonda acil durum butonu yoktu. Yangın alarm sistemi sezon başındayken bir defa çalmıştı kendiliğinden. Tekniği aramıştık, gitti kontrolü yaptı, odaları gezdi ve bir problemin olmadığını söyledi Hüseyin Özer.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
“Herkes babamdan talimat alır”
Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün kızı ve otelin ortaklarından Ceyda Hacıbekiroğlu otel sahibi olarak değil, çocuklarıyla sömestr tatili yapmak için otelde olduğunu söyledi. Bu iddia salondan tepki aldı. Hacıbekiroğlu, “Ben otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla sömestr tatili için otele gitmiştim” dedi.
Hacıbekiroğlu, oteldeki ortaklığına ilişkin “Otelin statüsünün değişmesi için, anonim şirket kurulması için beş pay sahibi gerekiyormuş toplam. Bu yüzden babam beni, kardeşimi ve kuzenimi kaydetti. Sonradan kuzenim çıkartılmış ama biz kaldık. Ben sadece otele tatillerde gelirim. Oteldeki herkes babamdan talimat alır” dedi.
Müşteki avukatının “Hiç yönetim kurulu toplantısına katıldınız mı?” sorusuna ilişkin tutuklu sanık Hacıbekiroğlu, “Hayır hiç katılmadım. Avukatımın vekaleti var” yanıtını verdi.
Bunun üzerine yönetim kurulu toplantısına ilişkin bir belgede bulunan imzası sorulan Hacıbekiroğlu, “Benim imzama benziyor ama benim değil bu. Babamdan maaş gibi değil, harçlık alıyordum 70 bin-90 bin TL arası. Babam bana ‘bu imzalanacak’ der ve imzalarım verdiği belgeleri. Karar defterinin ne demek olduğunu bile bilmiyorum” dedi.
Kartalkaya davası sanıklarından Ceyda Hacıbekiroğlu: “Mağdurum”
Müşteki avukatı, sanık Hacıbekiroğlu’na, “Mağdur musunuz yangından dolayı?” diye sordu, Hacıbekiroğlu da “Evet mağdurum” dedi. Avukatın “O halde neden mağdur olarak yangının sorumluları hakkında şikayetçi olmadınız?” diye sorması üzerine Hacıbekirlioğlu “Ben de duygusal ve fiziksel olarak mağdurum. Böyle bir şey yapabileceğimi herhangi bir avukat bana söylemedi. Ayrıca yangından kurtulan ama şikayetçi olmayanlar da var” yanıtını verdi.
Sanık Bekirlioğlu’nun avukatı ise “Babasının jest olsun diye verdiği hisse bugün müvekkilimin burada sanık olmasına neden olmuştur. Müvekkilim Ceyda hiçbir zaman imza yetkilisi olmamıştır. Otelin işleyişi ile ilgili hiçbir evrakta imzası yoktur” savunmasını yaptı.
Halit Ergül’ün kızı Elif Aras, “Nihai kararları babam alır. Biz bir talimat vermeyiz. Yönetimle ilgili hiçbir karar almayız, imza yetkimiz yoktur. Ben ne kadar hisse sahibi olduğumu bile bilmiyordum, burada öğrendim” dedi.
Muhasebe müdürü Hacıbekiroğlu’nun savunmasını çürüttü
Tutuklu sanıklardan otelin muhasebe müdürü Kadir Özdemir’e, “Huzur hakkı ödeniyor mu?” diye soruldu. Özdemir, “Şirket yöneticilerine huzur hakkı ödeniyor. Bunlar Halit Bey, Emine, Ceyda ve Elif Hanım” yanıtını verdi. Özdemir’in, sanık Ceyda Hacıbekirlioğlu’nun “Huzur hakkı yatmıyor” savunmasını çürütmesi üzerine salondan alkış geldi.
22 yıldan 6’şar aya hapis istemi
Katliamın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Murtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar hakkında 78’er kez ‘Olası kastla öldürme’ suçu ile ‘Olası kastla kasten yaralama’ suçlarından toplam 1998’er yıla kadar hapis cezası istendi.
İddianamede ayrıca otelin teknik personeli Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ile Muharrem Şen, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, Bolu İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ve eski Bolu İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel’in “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
(ANKA)