Tarık Çelenk’in sunduğu Sağduyu video serisinde Zülfü Livaneli, 200 yıllık modernleşme serüvenini görgü, estetik ve sınıfsal öfke ekseninde değerlendirdi. Videoda Livaneli, Batı’dan Türkiye’ye uzanan estetik dönüşümü, nezaketin çöküşünü ve modernitenin sınıfsal ayrımlarını 200 yıllık modernleşme hikâyesinde görgü ve estetik sorunu başlıklı videoda anlattı.
Görgüsüzlük ve kabalık, artık sadece Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Bugün, siyasi ve ekonomik gücü elinde tutanlar, dünyanın her yerinde aynı zamanda ciddi bir görgü ve estetik eksikliği de taşıyor. Nezaket ve görgü, bir zamanlar değer ölçüsüydü. Şimdi ise bunların yerini kabalık aldı. Sağduyu’da Tarık Çelenk’in konuğu Zülfü Livaneli beraber 200 yıllık modernleşme yolculuğunda görgü ve estetiği değerlendirdi.
Videoda dikkat çekilen başka bir konu, rap müziğin sert ritmi ve isyankâr dili. Rap, Batı’daki Afrikalı toplulukların kolonyal baskılara karşı geliştirdiği kolektif bir bilinç tepkisine dönüştü. Bach ve Mozart’ın estetik derinliği, bu yeni müzik anlayışında artık görünmüyor. Elbette bu dönüşümde teknolojik gelişimin etkisi var; ancak asıl belirleyici olan, tarihsel ve sınıfsal kolektif bilinçle kuşaktan kuşağa aktarılan öfke.
Videoda, Livaneli, nezaketin yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada gerilediğine dikkat çekerek Batı kültüründeki çöküşü şöyle yorumladı: “Şu anda batı medeniyetinde büyük bir kabalık hakim. Popüler kültür bunun göstergesidir. Amerika’da artık öyle ruha hitap eden, insanı yücelten müzik yok. Rap çok baskın, ilk insanın ritmine dönüş var.”
Roma Hristiyanlaştıktan sonra bile Pagan tapınaklarına karşı büyük bir öfke vardı. Büyük katedraller, bu tapınakların yağmalanmasıyla elde edilen malzemelerle inşa edildi. Bu örnek, dünyada kabalığın kökeninde sınıfsal bir birikimin yattığını gösteriyor. Fransız Devrimi ve Ekim Devrimi gibi Aydınlanma çağının kırılma noktaları bile, özünde sınıfsal öfkeyle şekillendi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Her çağın modernitesi ayrıdır”
Livaneli, dünya tarihindeki estetik dönüşümleri de sınıfsal tepkilerle ilişkilendirdi: “Hiçbir devrim nezaketle olmamıştır. Fransız İhtilali’nde kırıp dökmeyle geldiler. 1917 Petersburg’ta saraya giren köylüler, kristal avizelere ne yapacaklarını bilemediler. Rönesans’ta bile pagan tapınakları yıkılıp taşlarıyla kiliseler yapıldı.”
Livaneli, günümüzde muhafazakâr olduğunu iddia eden siyasal çizgilerin aslında hiçbir şeyi muhafaza etmediğini vurguladı: “Modernlik, modernite… Her çağın modernitesi ayrıdır. Bir başlangıç ya da son noktası yok. Dolayısıyla ‘postmodernizm’ tabirine de karşıyım. Hangi modernizmin postu? Dünya durmadan değişiyor.”