Gürkan Çakıroğlu, “Terörsüz Suriye” başlıklı yazısında Türkiye’nin Suriye politikası ile “terörsüz Türkiye” hedefi arasında doğrudan bir bağ kuruyor ve Türkiye’nin PYD’yi tasfiye etmeye değil, entegre etmeye odaklanması gerektiğini vurguluyor.
Suriye’nin toprak bütünlüğü ve terörsüz Türkiye süreci paralel. Lakin terörsüz Türkiye süreci de kendi içinde demokratik Türkiye ile paralel. Türkiye demokratikleşme adımları atmadığı takdirde Suriye’de iç savaş kaçınılmaz. Bağımsız olan devletler piyon olmazlar, oyun kurarlar. Türkiye eğer tabularını kırar, komplekslerini aşarsa Suriye’de Amerika’ya şah çekip İsrail’i mat etmesi an meselesi. Aksi halde Suriye’de kazanan İsrail, kaybeden ise Türk-Kürt Türkiye olacak.
22 Ekim ile devrimsel nitelikte bir çıkış yaparak süreci başlatan Devlet Bey patinaj çekmeye başladı. Tayyip Bey ile aralarındaki nezakete dayalı alan mücadelesi her gün ayrı bir boyut kazanıyor. Cumhur İttifakı millet nazarında her geçen gün kan kaybediyor. Kabul edilen ama içselleştirilemeyen realite bünyeye es verdiriyor. Söylemlerdeki zikzaklar bundan.
Hakan Fidan sürecin en büyük hayal kırıklığı oldu. Devlet memurluğundan devlet adamlığına geçişi bir türlü sağlayamadı. Suriye özelinde Ahmet eş-Şara ile poz verme kolaycılığını algıda köpürterek şov yapmanın ötesine geçemedi. Maharetin bir yanına Şara’yı diğer yanına Mazlum Abdi’yi almak olduğunu idrak edemedi, ettiyse de cesaret edemedi. Vizyonsuz bir bakanlık performansı.
Gürkan Çakıroğlu yazdı: Terörsüz Suriye
Dünya genelinde büyük bir savaş hüküm sürüyor. Bu savaş birçok cephede devam ediyor; Ukrayna, Kıbrıs, İran, Irak ve Suriye. Suriye sıcak çatışmanın zirvesinde. Savaşın tepede iki büyük tarafı var; Londra-Washington hattı ile Tel Aviv-Washington hattı; yani Anglosakson akıl ile Likudnik akıl harp ediyor. Devletler bu iki temel zihniyet arasında bölünmüş durumda. Demokratik dünya ile otoriter dünyanın bilek güreşi bu. Türkiye bu savaştan ya güçlenerek ya da zayıflayarak çıkacak, ortası yok.
Likudnik kafa Suriye özelinde bir yandan Türklerle Kürtler savaşsın isterken ve bu süreçte Kürtlerden yana tavır aldığını gösterir söylemler geliştirirken diğer yandan da HTŞ üzerinden Kürtler üzerinde baskı kuruyor. Peki Kürtlerin de devleti olduğu iddiasında olan Türkiye ne yapıyor? İsrail’in bu politikasını tahkim edecek eylemler yapıyor. Suriye Arap Cumhuriyeti söylemi İsrail’in ekmeğine yağ sürüyor.
PYD’yi tahkim, Kürtleri entegre etmeliyiz
PYD’yi tasfiye, Kürtleri asimile etmeye değil PYD’yi tahkim, Kürtleri entegre etmeye odaklanmalıyız. Türkiye eğer Kürtlerin de devleti ise, esas desteği HTŞ’ye değil PYD’ye vermemiz gerektiği açık. PYD’ye silah bırak diyeceğimize TSK tankları ve uçakları ile onları koruması gereken bizatihi Türkiye olmalı. Zira güçlü Suriye ancak federal bir Suriye ile mümkün. Bu ne tek orduya ne de tek devlete aykırı.
Güçlü bir Türkiye için Cumhurbaşkanı yardımcılarının Kürt ve Alevi olmasına gerek yok; demokratikleşmeye, hukuk devleti olmaya; Alevilerin ve Kürtlerin haklarını tanımaya, onları Cumhuriyet’in çatısı altına alıp devlete ortak etmeye ihtiyaç var. Güçlü Türkiye için Mazlum Abdi’nin Paris’e değil Ankara’ya davet edilmesine ihtiyacımız var.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Devlet Bey’in tek derdi devlet. Tayyip Bey’in ise tek derdi olmasa da temel derdi koltuk. DEM Parti’yi Cumhur İttifakı’na ortak etme çabası hep bundan. Devlet Bey için süreç amaç, Tayyip Bey için ise süreç araç. Bu çelişki ve çekişme süreci açmaza, Türkiye’yi buhrana sürüklüyor. Bu kilidin anahtarı ise CHP’de. CHP’nin tazyik altında tutulması da bundan.
CHP ne yapmalı?
CHP eğer direnirse; inadına barış, inadına demokrasi, inadına hukuk devleti derse bu yokuş aşılacak, bu iktidar gidecek. Lozan’ı aşmaya gayret eden, Cumhuriyet’in dar olan çatısını genişleten ve siyasal değil toplumsal bir sözleşme için taşın altına elini değil gövdesini koyan bir CHP ancak yüz yıl sonra yarım bıraktığı işi tamamlayarak kurduğu Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırabilir. Başka türlüsü mümkün değil.
Komisyon bu anlamda büyük önem taşıyor. Eğer Özgür Özel oyunu kuralına göre oynarsa CHP, MHP ve DEM Parti komisyonda aynı safta konumlanacak ve Tayyip Bey’in komisyonu tahakküm altına alma planı saf dışı bırakılacaktır. Zira sayısal anlamda böyle bir dağılım hukuka ve demokrasiye aykırı, kabul edilebilir değil. Sayın Cumhurbaşkanı’nın komisyonu egemenliği altına almasına müsaade etmemek gerekiyor; o istiyor ki barış sürecinde CHP sahadan, olmadı masadan çekilsin. CHP buna müsaade etmemeli.
Gürkan Çakıroğlu yazdı: Terörsüz Suriye
Tayyip Bey’in terörsüz ama otoriter Türkiye hayalini ancak CHP boşa çıkarabilir. DEM Parti’yi Cumhur İttifakı’na katma arzusunda Sayın Cumhurbaşkanı. Lakin buna Öcalan-Bahçeli paradigması ve DEM Parti-Demirtaş siyaseti müsaade etmiyor, etmeyecek. Ayrıca velev ki bu oldu; o halde de DEM Parti’nin varlık sebebi olan demokrasi ihtimali ortadan kalkacağı için yurttaşta denklemin karşılık bulma şansı yok.
Özetle Türkiye PYD’yi tahkim etmeli, Mazlum Abdi’yi Ankara’ya davet etmeli. CHP ise oyunda kalmak ve oyun bozmak için komisyona girmeli ve MHP ile DEM Parti’nin elini güçlendirmeli.