Kadınların öncülüğünde halk isyanı: Bangladeş’te öğrenci ayaklanmasından bir yıl sonra ne değişti?

Bangladeş

5 Ağustos 2024’te Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina’nın istifa ederek ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanan öğrenci protestoları, ülke tarihinde kadınların en kitlesel sokak katılımına sahne oldu. Kadınlar ve öğrencilerin öncülüğündeki ” Z kuşağı devrimi”nin üzerinden bir yıl geçti; Bangladeş devrimi neyi değiştirdi, neyi değiştirmedi?

Bangladeş’te Temmuz 2024’te başlayan ve üç hafta süren hükümet karşıtı protestolar sonunda Başbakan Şeyh Hasina istifa etmek zorunda kaldı. Başkent Dakka’yı helikopterle terk eden ve Hindistan’a gittiği belirtilen Şeyh Hasina toplam 21 yıl ülkeyi yönetmişti.

Bangladeş’teki öğrenci protestoları, kamuda istihdamın yüzde 30’unu 1971’deki bağımsızlık savaşına katılanların çocuklarına ayrıldığı sistemin kaldırılması talepleriyle başladı. Protestolar, Yüksek Mahkeme’nin tartışmalı kota sistemini geçen ay geri getirmesiyle arttı.

Kadınlar ve öğrencilerin başı çektiği Bangladeş devrimi, yalnızca siyasi değil, toplumsal açıdan da yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirildi. Şeyh Hasina’nın yurtdışına kaçmasının ardından Nobel Barış Ödüllü Muhammed Yunus liderliğinde geçici bir hükümet kuruldu.

Devrime katılan kadınlar anlatıyor

Ancak aradan geçen bir yılın ardından kadınlar temel taleplerinin hâlâ karşılanmadığını ifade ediyor. Guardian’dan Thaslima Begum, protestoların ardından geçen bir yılda yaşananları değerlendirmek için beş kadınla konuştu.


Umama Fatema

“Kadınlar sayesinde bu hareket bir halk devrimine dönüştü”

Umama Fatema, aktivist


Dakha Üniversitesi’nde düzenlenen ilk protestolarda kadın arkadaşlarını harekete geçiren Fatema, “Her şey çok hızlı gelişti, isyan ülkenin dört bir yanına yayıldı” diyor. Kadınların katılımı olmadan hareketin bu ölçekte büyüyemeyeceğini belirtiyor.

Fatema, bir yıl sonra hareketin dağılmış olduğunu, kadınların süreçten dışlandığını ve temel sorunların hâlâ çözülmediğini söylüyor:

“Tecavüz ve taciz gibi konular, kadınlar karar alma süreçlerinde yer almadığı sürece devlet tarafından ciddiyetle ele alınmıyor.”

Geçici hükümetin reform sürecinde yavaş davrandığını vurgulayan Fatema, adalet ve hesap verebilirlik beklentilerinin karşılanmadığını belirtiyor.


Shompa Akhter, Bangladeş

“Fabrikaları ayakta tutuyoruz ama yok sayılıyoruz”

Shompa Akhter, tekstil işçisi


20 yıldır hazır giyim sektöründe çalışan Akhter, artan yaşam maliyetine rağmen ücretlerin yetersiz kaldığını söylüyor.

“Besleyici öğünleri atlıyoruz, çocukların okul ücretini zor ödüyoruz” diyen Akhter, kadın işçilerin sesinin duyulmasını talep ediyor:

“Kadınlar, hem evde hem fabrikada mücadele ediyor. Bu ülkede onurlu yaşam hakkımız için masaya davet edilmeliyiz.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.


Triaana Hafiz

“Çeşitlilik sadece tolere edilmemeli, korunmalı”

Triaana Hafiz, trans model


2023’te Dhaka’ya taşınan Triaana Hafiz, trans kimliği nedeniyle uzun süre ayrımcılığa maruz kaldığını belirtiyor.

“2024’teki protestolarda ayrımcılığa karşı ortak bir söylem vardı ama bir yıl sonra nefret söylemleri arttı” diyen Hafiz, geçici hükümetten cinsiyet kimliği temelli hakların anayasal güvence altına alınmasını istiyor.


Rani Yan Yan, Bangladeş

“Ceza almazlık kültürü sona ermeli”

Rani Yan Yan, yerli hakları savunucusu


Chittagong Tepeleri’nde uzun yıllardır devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çeken Rani Yan Yan, bölgedeki askerî varlığın kadınlar üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu belirtiyor.

Mayıs 2025’te bir kadının toplu tecavüz sonrası öldürülmesi vakasına dikkat çeken Yan Yan, “Faillerin yargılanmadığı bu yapının değişmesi şart” diyor.


Samanta Shermeen, Bangladeş

“Kadınlar görünür kılındı ama etkisiz bırakıldı”

Samanta Shermeen, öğrenci


Ulusal Yurttaşlar Partisi’nde yöneticilik yapan Shermeen, Temmuz 2024’teki protestolarda kadınların belirleyici bir rol oynadığını ancak sürecin ilerleyen dönemlerinde dışlandıklarını vurguluyor:

“Kadınlara hak ettikleri yer verilmezse, bu devrimin bir anlamı kalmaz.”