Ruşen Çakır & Yener Orkunoğlu: “Hem Kürt, hem Türk, hem Türkiyeli olmak mümkün”

Ruşen Çakır, Yener Orkunoğlu ile Abdullah Öcalan’ın “demokratik ulusçuluk” kavramını tartışıyor. Peki Öcalan bu kavramla neyi kast ediyor? Ulus-devlet anlayışına karşı nasıl bir alternatif öneriyor? Kürt hareketi açısından bu yaklaşımın geleceği ne olabilir?

Yener Orkunoğlu, Medyascope’ta Ruşen Çakır ile yayınında Türkiye’deki uluslaşma krizini ve Abdullah Öcalan’ın demokratik ulusçuluk görüşlerini değerlendirdi. Orkunoğlu, “Marksizm Milliyetçilik ve Demokratik Ulus” kitabının yazarı olarak milliyetçilik eleştirisini sol perspektiften ele aldığını açıkladı.

“Kürtlerin inkârı krizin başlıca nedeni”

Orkunoğlu, Türkiye’deki uluslaşma krizinin dört temel nedenini sıraladı. İlk neden olarak Kürtlerin varlığının inkar edilmesini gösterdi, “PKK bu inkara karşı bir hareket olarak doğdu. Lozan Antlaşması Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur ama bu tapu Türklerin ve Kürtlerin ortak tapusuydu” dedi.

İkinci neden ise Türk kimliğinin ikircikli tanımı olarak açıklandı. Türk kimliğinin hem etnik kimliğe hem de vatandaşlık ilkesine gönderme yapmasının sorun yarattığını belirten Orkunoğlu, bu durumun Fransız ve Alman ulus anlayışlarının birlikte savunulmasından kaynaklandığını söyledi.

“Homojen ulus anlayışı heterojen topluma uymuyor”

Üçüncü neden olarak homojen etnik kökene dayanan ulus devlet anlayışının heterojen Türkiye toplumuna dayatılmasını gösteren Orkunoğlu, “Ulus devlet esas olarak homojen bir şeye dayanıyor. Türkiye gibi çok etnik kökenli bir topluma tek etnik kökene dayanan ulus devleti dayatırsanız o gömlek dar gelir” dedi

Dördüncü neden ise siyasal İslam’ın ideolojik ve politik gücü olarak açıklandı. Orkunoğlu, “Alevi-Sünni çatışmasının olduğu bir yerde gerçek bir ulus yaratılamaz” değerlendirmesini yaptı.

İrfan Aktan değerlendirdi: Kürt hareketi içinde çözüm sürecine bakışta farklılıklar
Ruşen Çakır & Yener Orkunoğlu: “Hem Kürt, hem Türk, hem Türkiyeli olmak mümkün”

Demokratik ulusçuluk anlayışı nedir?

Abdullah Öcalan’ın demokratik ulusçuluk görüşlerini değerlendiren Orkunoğlu, bu yaklaşımın ulusal kimlikle devlet kimliğini kesin olarak ayırdığını vurguladı, “Demokratik entegrasyon, Türk ulusal kimliğine entegre olmak değil, Türkiye devletine entegre olmaktır” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Orkunoğlu, dinin ortaçağda devletle birleşmesi gibi günümüzde de ulus ile devletin birleştiğini söyledi. Bu durumun aşılabilmesi için üç öneri sundu: Milliyetçilik dogmalarından kurtulmak, devletle ulusu birbirinden ayırmak ve milli kimliği bireysel kimlik haline getirmek.

“İsviçre’de dört resmi dil var”

Dil konusunda İsviçre örneğini veren Orkunoğlu, İsviçre’de dört resmi dil bulunduğunu ve bunlardan Romanca’nın nüfusun yüzde 0,5’ini oluşturmasına rağmen resmi dil olarak kabul edildiğini hatırlattı. “Niye olmasın, birkaç tane resmi dil niye olmasın?” diye sordu.

Lenin’in dil konusundaki görüşlerine atıfta bulunan Orkunoğlu, “Bir dili resmi dil haline getirmek, bir ulusal kimliğe ayrıcalık tanımak demektir. Bu da ulusların ve dillerin eşitliğine aykırı bir ilkedir” dedi.