Kadınlar niçin Diyanet’in hedefinde? | Göksel Göksu’nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak

Göksel Göksu’nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak, 1 ve 15 Ağustos 2025 tarihli Cuma hutbelerinde Diyanet’in kamusal alanı işaret ederek kadınların giyim kuşamına el atmasının ve miras haklarını hedef almasının ne anlama geldiğini değerlendirdi.

1 Ağustos’taki ilk hutbesinde kamusal alanda kadınların giyim kuşamının nasıl olması gerektiğini Türkiye’deki 90 binden fazla camide anlatan ve bununla yetinmeyip “Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır. Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur” diyerek erkekleri kadınların tercihlerine müdahale etmeye davet eden Diyanet’e ilk tepki gösteren Müslüman feminist Berrin Sönmez olmuştu. Bu hutbeyi kamusal alanda başörtüsü zorunluluğunun ayak sesleri olarak değerlendirdiğini açıklayan Sönmez, tepkisini başörtüsünü çıkarıp kendi tabiriyle iktidarın ve Diyanet’in ayaklarının dibine atarak gösterdi.

Berrin Sönmez: Diyanet kadınlara karşı bir cihat yapmakla meşgul

Peki Berrin Sönmez o tepkiyi gösterdiğinde Diyanet’in 15 Ağustos’taki hutbesinde bu kez de kadınların miras haklarını hedef alacağını öngörmüş müydü? Soruyu “Uzun zamandır korkuyla beklediğim bir şeydi, son adımların da artık yaklaşmakta olduğunu düşündüğüm, gözlediğim bir durumdu” diyerek cevaplayan Sönmez, arada bir de “tatillerde anne babamızı ve akrabalarımızı da ziyaret edelim. Dinî, ahlaki ve sosyal sorumluluklarımızı göz ardı etmeyelim. Tatillerimizi, kulluğumuzu unuttuğumuz, günahlara kapı araladığımız zamanlara dönüştürmeyelim” mesajı veren 8 Ağustos hutbesi olduğunu hatırlattı. “Kendileri en lüks arabalara binebilirler. Onların hakkıdır. Hatta itiraz ettiğimizde onlara çok görmüş oluruz. Ama kadınlar söz konusu olunca Ortaçağ tarım toplumu şartlarında, o koşullarda kadınların yaşatılmasını istiyorlar. Buna da işte selefi görüşler diyoruz. Üstelik de neo-selefilik denilen şey aynı zamanda cihatçılığı da içeriyor eski selefilerden de farklı olarak. Diyanet onlara yaklaşmış durumda. Kadınlarla mücadele ediyor. Kadınlara karşı bir cihat yapmakla meşgul” dedi.

Kadınlar niçin Diyanet'in hedefinde? | Göksel Göksu'nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak
Kadınlar niçin Diyanet’in hedefinde? | Göksel Göksu’nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak

Kadın haklarının dünya genelinde geliştiğini buna karşın ataerkil zihniyetin de kendini yeniden şekillendirme hamlesi yaptığını anlatan Sönmez şunları söyledi:

“Bu çerçeveden baktığımızda bizde de Diyanet cihadını kadınlar üzerinde gerçekleştiriyor. Maalesef bu iktidarın da onay verdiği, yol verdiği, belki de talimat verdiği durumlardan birisi. Diyanet çok uzun zamandır iktidarın temel propaganda aygıtına dönüşmüş halde. Ve en çok da onu kullanıyor. Medyası var, medyasını da kullanıyor. Yargısı var, yargısını da kullanıyor. Ama Diyanet de elinde. Çünkü suçları dinin arkasında saklamak en kolay yöntem. Suçları dinin arkasında saklıyor. Ahmet Şık’ın sözüydü galiba bu: ‘günahları dinin arkasına, suçları bayrağın arkasına saklıyor’ demişti diye hatırlıyorum. Bu yaklaşım gerçekten iktidarın en sık başvurduğu yöntem oldu ve Diyanet’i de bu yönde kullanıyor. Ama bu arada toplum ne oluyor? Onu hiç düşünmüyor. Toplumda büyük bir gerilim. Bu gerilimin karşısında insanların bir çatışma hali içine girmesi ihtimali var. Bunu da hiç önemsemiyor ama daha da önemlisi iktidarını sürdürmek için buna muhtaç. İktidarını sürdürmek için dinin arkasında saklanmaya muhtaç kaldı şu anda.”

Yelda Koçak: “‘Aile arabuluculuğu’ kolay boşanmanın yolunu açan ‘boş ol’ sistemi

Hutbelere paralel olarak hükümetin attığı adımlara dikkat çeken Yelda Koçak da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un hemen hemen aynı tarihlerde yaptığı açıklamaların hutbelerde verilen mesajlarla olan uyumuna vurgu yaptı. Tunç’un “Aile arabuluculuğunu ülkemize kazandırmak istiyoruz” sözlerinin Diyanet’in adımlarıyla paralel ilerlediğini değerlendiren bu sözler ile nafaka, mal rejimi ve tazminat gibi davalar arasındaki ilişkiye değindi:

“Diyanet açıklamalarını Adalet Bakanı’nın uzunca bir süredir Medeni Kanunu sil baştan yapacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız, söylemlerinde hızlı bir çıkışı yaptığı döneme denk getirdi. Adalet Bakanı ne diyor? Boşanma usulünü değiştireceğim, aile arabuluculuğu gelecek diyor, biz kadınlar buna boşanmanın maddi manevi tazminat, mal paylaşımı gibi ekonomik kısımlarını öteleyip hızlıca ‘boş ol, boş ol’ sistemi diyoruz. Biz Eşitlik İçin Kadın (EŞİK) platformunda bunu sıkça konuşmuştuk. Erkeklere kolay boşanma yolunu açan bir sistem. Sonra kadınları yargının çıkmaz yollarına sevk edip yıllarca mahkemelerde süründürme çabası. Şimdi Adalet Bakanı ve Diyanet aynı dönemde benzer konulara değiniyor. Bu da planlı bir girişim anlamına geliyor.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Kadınlar niçin Diyanet'in hedefinde? | Göksel Göksu'nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak
Kadınlar niçin Diyanet’in hedefinde? | Göksel Göksu’nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak

Yelda Koçak: Diyanet Anayasa’nın birden fazla maddesini ihlal eden açıklamalar yapıyor

Diyanet’in tek başına sadece dini konularda, kendi iştigal alanında söz söyleme, hutbe yazma görevini yerine getirmediğine dikkat çeken Koçak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın statüsünün ve görev tanımının Anayasa’nın 136. maddesi ile yapıldığını söyledi. Anayasa’daki tanımın “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.” olduğunu hatırlatan Yelda Koçak, Diyanet’in bugün Anayasa’nın birden fazla maddesini ihlal eden açıklamalar yaptığını ifade etti:

“Yani hem 10. maddesindeki eşitlik ilkesine hem 41. maddesindeki aileye ilişkin düzenlemelerin eşler arasında eşitliğe, kadın erkek eşitliğini düzenleyen maddelere açık açık muhalefet eden hutbeler yayınlıyor. Sadece Anayasa’yla da kalmıyor. Kadın erkek eşitliğini, kadınların miras hakkını, boşanma hakkını, velayet hakkını, mal paylaşımındaki haklarını düzenleyen Medeni Kanun’a da muhalefet ediyor.”

Kadınlar niçin Diyanet'in hedefinde? | Göksel Göksu'nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak
Kadınlar niçin Diyanet’in hedefinde? | Göksel Göksu’nun konukları Berrin Sönmez ve Yelda Koçak

Diyanet’in verdiği hutbelerle toplumun bir kesimini komple dışladığını söyleyen Koçak, “Onlara sınırlar çizmeye kalkıyor. Kamusal alanda nasıl dışarı çıkacaklarını, hangi kıyafetle, hangi usulle dışarı çıkacaklarını tariflemeye çalışıyor. Yetmiyor. Mirastan hangi oranda pay alacaklarına karışıyor. Yani Anayasa’ya aykırı davranıyor” dedi.