İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun açıklamalarıyla yeniden gündeme gelen Siloam Yazıtı, M.Ö. 8. yüzyılda Kudüs’teki tünel projesini belgeleyen 6 satırlık İbranice kitabe. 1880’de tesadüfen keşfedilen ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul’a getirilen yazıt, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergileniyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte Kudüs’te Mescid-i Aksa yakınlarındaki arkeolojik kazı alanına yaptığı ziyarette, Siloam Yazıtı yeniden gündeme geldi. Netanyahu bu ziyaret sırasında 1998 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz ile aralarında geçtiğini iddia ettiği bir diyaloğu anlattı.
Netanyahu’nun aktardığına göre o dönem Yılmaz’dan Osmanlı devleti döneminde Kudüs’te bulunan ve İstanbul’a getirilen Siloam Yazıtı’nı istediğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Müzelerimizde binlerce Osmanlı eseri var. İstediğin birini seç, Siloam Yazıtı ile değiştirelim.”
Bu teklifin reddedilmesi üzerine Yılmaz’a ret nedenini sorduğunu belirten Netanyahu, o dönem “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın liderlik ettiği büyüyen bir seçmen kitlesi olduğu ve kitlenin tabletin İsrail’e verilmesine tepki göstereceği” şeklinde bir yanıt aldığını iddia etti.
Netanyahu konuşmasının devamında “Bay Erdoğan, bu (Kudüs) bizim şehrimiz, sizin değil. Her zaman bizim şehrimiz olacak. Bir daha tekrar bölünmeyecek” dedi. Bu açıklamalara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kudüs-ü Şerif’i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz” diye yanıt verdi.
Yazıtın keşfi ve tarihsel konumu
Siloam Yazıtı, M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen ve Kudüs’teki Hezekiya Tüneli’nde 1880 yılında bulunan antik İbranice bir kitabedir. Yazıtı, Yahudiler Arasında Hristiyanlığı Yayma Londra Cemiyeti’nin mesleki eğitim enstitüsünün başkanı olan Conrad Schick’in 16 yaşındaki bir öğrencisi keşfetti. Bulunduğu dönemde arkeoloji çevrelerinde dikkat çeken yazıt, İbranice dilinin erken dönem örnekleri arasında yer almaktadır.
Hezekiya dönemindeki tünel projesi
M.Ö. 7. yüzyılda Yahuda Kralı Hezekiel, Asur tehdidine karşı Kudüs’ün su ihtiyacını güvenceye almak için bir tünel projesi başlattı. Eski Kudüs şehri, bir dağın üzerinde bulunduğu için neredeyse her yönden savunulabilir bir konumdaydı; ancak taze su kaynağı olan Gihon Pınarı, Kidron Vadisi’ni gören uçurumun kenarındaydı.
Projeyi hayata geçirmek için kuzey ve güneyden olmak üzere birbirinden bağımsız iki taraftan tünel kazılmaya başlandı. Tünel, Gihon Pınarı’ndan Siloam Havuzu’na su getirmek amacıyla inşa edildi. İki farklı noktadan başlanan kazı çalışmaları sonunda ortada birleştirildi.
Yazıtın içeriği ve dil özellikleri
Siloam Yazıtı, kuzey ve güneyden açılan tünellerin birleşme anını kayda geçiren 6 satırlık bir yazıt. Yazıtta, “Bu sesler karşılıklı birbirine bağıranların sesiydi. Çünkü orada kuzey ve güneyden açılan tünel birleşiyordu. Ve o gün kanal açılmış oldu. Tünelin açılmasıyla her iki taraftaki işçiler ve kazmaları karşılaştılar” yazıyor.
Kendi türünde varlığını sürdüren en eski kayıtlardan biri olup, Fenike alfabesinin bölgesel bir varyantı olan Paleo-İbranice alfabesiyle İbranice dilinde yazılmıştır. Tarihi açıdan paleo-İbrani alfabesi olarak da isimlendirilen Fenike alfabesi Yahudi metinlerinde kullanılmış ana yazıyı oluşturmuştur. Bu yazı sistemi, İbranice dilinin gelişim sürecine dair bilgi sağlamaktadır.
Yazıtın İstanbul’a getirilmesi
1880 yılında Kudüs’te bulunan yazıt, Osmanlı yönetimi tarafından İstanbul’a getirilmiş ve günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde sergilenmektedir.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Yazıt, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde Gazer Takvimi ve Tapınak Uyarı Yazıtı ile birlikte bölgeye ait üç antik yazıttan birisidir. Müzede sergilenen eserler arasında önemli bir konuma sahiptir.
Modern dönemdeki talep ve tartışmalar
1998 yılında İsrail Başbakanı Netanyahu, dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz’dan Siloam Yazıtı’nın iadesini istemiştir. İsrail, Siloam Yazıtı’nı Türkiye’den defalarca talep etti. 2022’de yazıtın Türkiye tarafından verileceği iddia edilmiş olsa da Türk diplomatik kaynaklar bunu yalanlamıştır.
Türkiye, İsrail’in Siloam Yazıtı’nın ve Osmanlı Filistini’nde çıkarılan diğer eserlerin iadesi talebini birçok kez reddetti. İsrail tarafı ise yazıtı Yahudilerin bölgedeki tarihsel varlığının belgesi olarak değerlendiriyor.
Arkeolojik ve bilimsel değeri
Yazıt, o dönem bölgedeki tünelin inşasını kaydetmektedir; metne göre çalışma her iki uçta eş zamanlı olarak başlamış ve taş işçileri ortada buluşana kadar devam etmiştir. Hezekiya’nın mühendislerinin tünel işçilerini yönlendirmek için akustik sesleme yöntemine güvendiği düşünülmektedir.
Antik dönemde benzer tünel projeleri de gerçekleştirilmiştir. Milattan önce 6. yüzyıl yapımlı Eupalinos Tüneli antik dünyanın mühendislik projelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu örnekler, antik dönem mühendislik uygulamalarının yaygınlığını göstermektedir.
Yazıtın günümüzdeki durumu
Yazıt günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde ziyaretçilerin erişimine açıktır. Bir kopyası ise Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde sergilenmektedir.
Yazıt, araştırmacılar ve akademisyenler tarafından antik dönem İbranice dili, mühendislik uygulamaları ve bölge tarihi konularında incelenmektedir. Dil bilimi, arkeoloji ve tarih alanlarında referans kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Siloam Yazıtı, hem dünyanın bilinen en eski mühendislik yazıtlarından biri olarak önemlidir hem de İbranice dilinin en eski yazılı örneklerinden biri sayılır. Yazıt, M.Ö. 8. yüzyıl Yahuda Krallığı dönemine ait teknik bir projenin belgesi olarak arkeoloji literatüründe yer almaktadır.