Turgay Ciner operasyonunun anlamı: Ruşen Çakır yorumluyor

Ruşen Çakır, Turgay Ciner hakkında çıkan yakalama kararı ve Park Holding’in TMSF’ye devredilmesini değerlendirdi. Çakır, iktidarla yakın ilişkilerin artık garanti olmadığını ve büyük şirketlerin endişeye kapıldığını belirtti.

Ruşen Çakır, Turgay Ciner hakkında yakalama kararı çıkması ve Park Holding’in Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmesi üzerine konuştu. Çakır, operasyonun iktidar çevrelerine önemli mesajlar verdiğini söyledi.

Can Holding soruşturması kapsamında Kemal Can’ın tutuklanmasının ardından Turgay Ciner için de yakalama kararı çıktı. Ciner’in para aklama suçlamasıyla arandığını belirten Çakır, “Kim, hangi parayı akladı, bunu bilmiyoruz” dedi.

Devlet bilgisi dahilinde yapılan işlemler

Çakır, bu şirketlerin Erdoğan iktidarı döneminde rahat hareket ettiğini vurguladı. Çakır, “Bu şirketler özellikle Erdoğan iktidarı döneminde çok rahat hareket ettiler. Kendilerine pek bir şey olmadı. Hatta önleri açıldı” dedi.

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin satın alınması ve medya şirketlerinin el değiştirmesinin devlet bilgisi dahilinde olduğunu kaydeden Çakır şu örnekleri verdi: “Mesela yakınlarda bir olay yaşanmıştı. Halk TV, Flash TV’yi almak istemişti ama alamamıştı çünkü devlet izin vermemişti.”

Turgay Ciner operasyonunun anlamı: Ruşen Çakır yorumluyor
Turgay Ciner operasyonunun anlamı: Ruşen Çakır yorumluyor

Kasımpaşa üzerinden kurulan ilişki

Turgay Ciner’in Erdoğan’la ilişkilerini güçlendirmek için Kasımpaşa SK’yı sahiplendiğini hatırlatan Çakır, “Kasımpaşa ne için önemli? Erdoğan’ın memleketi diyelim. Aslen Rizeli ama Kasımpaşa’da doğup büyümüş” dedi.

Stadın adının Recep Tayyip Erdoğan Stadı olduğunu belirten Çakır, “Bu Erdoğan’la kurulan bir ilişkiydi. Başka ilişkilerin de olduğunu herhalde tahmin edebiliriz” dedi.

Ekonomik kriz ve kaynak arayışı

Operasyonların ardında ekonomik nedenler olduğunu öne süren Çakır, devletin kaynaklarının azaldığını belirtti, “İçeride de çok ciddi bir ekonomik kriz var. Devletin kaynakları sürekli olarak azalıyor ve kaynak ihtiyacı artıyor” diye konuştu.

Bu operasyonların TMSF’ye devredilecek şirketler üzerinden ekonomiye katkı sağlama amacı taşıdığını savunan Çakır, “Bu tür şeylerle, operasyonlarla, kolaylıkla devre dışı bırakılabilecek, TMSF’ye devredilebilecek operasyonların ekonomiye bir şekilde kurtarıcı olmasa bile, küçük de olsa bir katkısı olduğunu düşünebiliriz” dedi.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Turgay Ciner operasyonunun anlamı: Ruşen Çakır yorumluyor

“Siyasi kapışma yok, durum daha kritik”

Çakır, Can ve Ciner ailelerinin Erdoğan’la siyasi bir kapışma içinde olmadığını vurguladı, “Ne Can ne de Ciner aileleri Erdoğan’la bir kapışmayı ona meydan okumayı düşünebilecek insanlar değil. Dolayısıyla bu da işi daha kritik kılıyor” dedi.

Eskiden iktidarla iyi geçinen şirketlerin kendilerini garantide hissettiklerini anımsatan Çakır, “Ama şimdi peş peşe gelen bu operasyonlar hiç de her şeyin garanti altında olmadığını gösteriyor bize” dedi.

İktidarla yakın ilişkileri olan büyük şirketlerin durumdan endişe duyduğunu belirten Çakır şu tespitte bulundu: “Şimdi anladığım kadarıyla hepsi kara kara düşünmeye başlayacak.”

“Erdoğan’la aynı fotoğraf karesine girmek, el ele tutuşmak ya da şurada bir ilahiyat fakültesi, burada bir öğrenci yurdu açmak ya da Erdoğan’ın mahallesinin takımına üstlenmek başına bir şey gelmeyeceğinin garantisi değil” diyen Çakır, operasyonların devam edebileceğini söyledi.

Mevcut durumu özetleyen Çakır, “Şu anda anladığım kadarıyla çarşı karışmış durumda ve yine anladığım kadarıyla bunun devamı pekâlâ gelebilir. Bence çok da fazla sakıncası yok” diye konuştu.