Erdoğan için bir yıl ayakta karşılama, sonraki yıl boykot | Özgür Özel: “Adımın Özgür olduğu kadar her iki karardan da eminim”

Özgecan ve Özgür Özel

CHP’nin milletvekili kampı sırasında gazetecilerle bir araya gelen Özgür Özel, 1 Ekim’de Erdoğan ile verdikleri fotoğraf nedeniyle muhalefete yönelen eleştirilerin sosyal medyada linç kampanyasına döndüğünü söyledi. Geçen yıl Erdoğan için ayağa kalkarken, bu yıl Meclis açılışını boykot etmeleriyle ilgili soruya Özel “Adımın Özgür olduğu kadar her iki karardan da eminim” diye yanıt verdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu’da yaptıkları milletvekili kampını takip eden gazetecilerle bir araya gelerek soruları yanıtladı. 

DEM Parti Erdoğan
CHP Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı boykot ettı, Özgür Özel muhalefete sahip çıktı.

“Erken reaksiyon vermek gerekli”

Özel, 1 Ekim’de TBMM açılışında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte fotoğrafları eleştirilen muhalefet liderlerine sahip çıkmış ve onları aradığını açıklamıştı. Seçmenin tepki gösterdiği bu tablo için nasıl bir strateji izleyecekleri sorusuna Özel, geçtiğimiz yıl MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah, bazen siyaseten söylememiz gerekenler oluyor” sözlerini hatırlatarak yanıt verdi:

“Maalesef sosyal medyada gelişen bir linç kültürü var ve git gide tepkileri kendi kendine büyüten bir şey oluyor. Zaman zaman hepimiz bundan nasibimizi alıyoruz. Örneğin geçen sene Devlet Bey’in söylediği bir söze benim cevabımın bir kısmını kullanmışlardı sosyal medyada. Günlerce bana da aynı şeyler yapıldı. Hem bu deneyimlerimi Genel Başkanlarla paylaştım, hem de herkesin gözünün önünde Meclis Başkanı’nın davetiyle olan, o davete de icabet etmenin gerektiği bir süreçte böyle bir kriz çıkarılmasına üzüldüğümü söyledim.”

CHP’nin maruz kaldığı durum nedeniyle durumunun özel olduğunu ancak diğer partilerin katılımının da doğal olduğunu söyleyen Özel “Genel başkanlar da partinin siyasi ortamında bir değişiklik olmadığı halde bir fotoğraf karesi üzerinden bu kıyametin koparılmasına tepki gösteriyorlar. Ben erken reaksiyon vermenin ve doğru yerde pozisyonunu açıklamanın gerekli olduğunu düşündüm. ‘Bizimle ne alakası var’ derseniz zaman içinde bu tutum sizin kurumsal tutumunuz gibi algılanıyor” diye konuştu. 

Özgür Özel ve gazeteciler
Özgür Özel, Bolu’daki kampı takip eden gazetecilerle bir araya geldi ve soruları yanıtladı, Erdoğan’ı boykot kararını anlattı.

“Erdoğan yalnızlığına çare ararken doğru bir adım attı”

Söz konusu fotoğrafla CHP’nin yalnızlaştırılmasının mı amaçladığı sorusuna Özel “Meydanlardaki fotoğraflara baktıktan sonra, öyle Meclis’teki fotoğrafla CHP’yi kimse yalnızlaştıramaz. 19 Mart’tan beri yaşadığımız süreçte, Sayın Erdoğan ve Bahçeli dışındaki genel başkanlar, bizimle dayanışma göstermek için daha ne yapsınlar? O fotoğrafta Erdoğan ile Bahçeli diğerlerine göre daha yalnızdır, onlar iki genel başkanla işi götürüyorlar. Muhalefette kimse bizi ayırmadı, biz de kimseyi ayırmıyoruz” diye cevap verdi. 

1 Ekim 2024’te Meclis açılında Erdoğan için ayağa kalktıklarını hatırlatan Özel “Geçen sene parti böyle bir saldırı altında değildi. Partim birinci partiydi. Yeni bir sayfa açtık ve ‘Diyaloğa imkan tanıyoruz’ dedik. Bir yılda bize yapılan bu iş artık tahammül sınırlarını bırakın, ahlak sınırlarının dışına çıktı. O yüzden biz orada yokuz. Erdoğan yalnızlığına çare ararken attığı bu adım, onu bir doğruya götürdü aslında. Baştan beri yapması gereken budur, kimseyi ayırmaması lazım” dedi. 

CHP’nin Erdoğan’ı boykot etmesi sonrası çekilen fotoğraflar tartışılıyor.

Erdoğan boykotu: “Adımın Özgür olduğu kadar her iki karardan da eminim”

CHP lideri Özel, geçen yıl ayağa kalmaları eleştirilirken bu sene Genel Kurul’a katılmamalarına milletvekillerinin tutumunun ne olduğu konusunda şunları söyledi:

“Bu konuyu açan arkadaşımız çok fazla olmadı ama yarın açan olursa tekrar ona cevap veririz. Şu kadarını söyleyeyim: O günün doğrusu oydu. Zaten toplumun genelinde de destek gören bir süreci yürütüyorduk. Ama biz bunu yaptıktan yedi gün sonra bir siyasetçiyi İstanbul’a başsavcı atatıp Erdoğan bize balta çekti, 30 Ekim günü itibarıyla da savaş ilan etti. Türkiye’nin en büyük ilçe belediyesinin başkanını terör örgütüyle ilişkili diye görevden alıp, yerine kayyum atadı. Bugün Türkiye neler konuşuyor?  Bahçeli, Ahmet Özer için neler söylüyor, görüyoruz. Ben geçen sene 1 Ekim günü, diyalog zemininin sürmesi için birinci parti olmanın sorumluluğunu yerine getirdim. Ama biri size savaş ilan ediyorsa, savaş ilan edilen bir parti ne yapması gerekiyorsa onu yapıyoruz. Bugünün de doğrusu bu. Adımın Özgür olduğu kadar her iki karardan da eminim.”

“Tayyar’ın referandum tarihi vermesi kaygılı seçmeni travmatize etmeye yönelik”

Özgür Özel’e eski AKP milletvekili Şamil Tayyar’ın “AK Parti 2026 sonbaharında yeni Anayasa refarandumu yapmayı düşünüyor” açıklaması hatılatılarak, yeni anayasa tartışmalarında Erdoğan’ın muhalefetle fotoğrafının Meclis’teki ittifak dengelerine yansıması olup olmayacağı soruldu. Özel “Anayasa’ya uymayanla Anayasa yapmayız” sözlerini tekrarlayarak, Tayyar’ın açıklaması için “Sosyal medyada ortaya çıkan negatif enerjiyi körüklemeye, istismar etmeye, kaygılı seçmeni travmatize etmeye yönelik bir açıklama. Gereğinden fazla bir önem atfetmem” dedi. Özel anayasa değişikliği tartışmalarının siyasi radarında olmadığını da ekledi. 

Erdoğan boykotu devam edecek mi?

Özel, “Erdoğan’ın bulunduğu yerde olmama tutumu 1 Ekim ile mi sınırlıydı, yoksa devam edecek mi” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Konjonktür değiştiğinde, partinin yetkili organlarında her şeyi tartışırız. Mesela 10 Kasım’da Anıtkabir’e gideceğiz, Cumhurbaşkanı var diye resmi törenlere katılmamazlık yapmayız. Ama Meclis’in açılışında Meclis Başkanı çok kısa bir konuşma yapıyor, ardından Cumhurbaşkanı’nı davet ediyor. O sırada da İstiklal Marşı okunuyor. Sadece Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını terk etmenin Meclis’te bir olanaksızlığı vardı. Yoksa Numan Kurtulmuş’u dinleyip çıkmayı da tercih edebilirdik ama o sırada bir İstiklal Marşı seremonisi var ve Meclis’te bu hoş bir görüntü olmazdı. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’e gelip, yürütmenin başı olarak yargıya verdiği talimatla yasama organının ana muhalefet partisine operasyon yaptığı bir siyasi süreçte, orada onu dinlememiz düşünülemezdi. Gelecek sene 1 Ekim’de aynı durum olursa aynı tutumumuz olur. Ama bir senede siyasette ne gelişmeler oluyor. Geçen seneden bu seneye bakınca neler yaşadık, gördünüz. Ama Erdoğan’ın birinci aktör olduğu ve söz söylediği, konuştuğu yerde oturup da onu dinleyecek bir siyasi atmosfer şu anda Türkiye’de yok.”

“Başsavcı atamaları duyumları doğruluyor”

İstanbul Anadolu, Beykoz ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılan atamaların ardından, Akın Gürlek’in vekili olarak görev yapan Fatih Dönme, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı oldu. 

Bu atamaların CHP’li belediyelere dönük yeni operasyonların habercisi mi olduğu yorumlarına Özel şöyle karşılık verdi:

“Duyumları doğrulayan, endişeleri körükleyen bir atama oldu. Ama bugünden bir şey söylemek istemem. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, o kadar kötü bir pratik yaşatıyor ki, örneğin İzmir’deki kooperatif soruşturmasında iddianamenin 10 günde yazılmasına, ağırlıklı tutuksuz yargılama olmasına, yakın tarihi duruşma günleri verilmesine kıymet biçer durumdayız. Anadolu yakası için şimdiden bir şey söylemek istemem ama endişeleri körükleyen bir iş yaptıkları da kesin.”

“Aziz İhsan Aktaş’ın kritik şirketlerine el konulmadı”

Ocak ayından bu yana suç örgütü lideri olarak tanınan Aziz İhsan Aktaş’ın mal varlığına bu hafta el konulmasına ilişkin soru üzerine Özel şunları söyledi:

“Aziz İhsan Aktaş meselesi, herhalde AK Parti’nin bütün siyaset sürecinin özeti gibi bir mesele. Birine yasak olan birine serbest, birine haram olan birine helal. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı gün, 19 Mart’ta mal varlığına el konuluyor, Aziz İhsan Aktaş’ın bugün konuluyor. Bana gelen bir bilgi de, kritik ve önemli birkaç şirketine el konulmadığı yönünde. Ona önümüzdeki günlerde bakacağız. Farklı bir formülasyonla önce o şirketlerin ortaklık yapısının değiştirilip sonra el koyma işleminin yapıldığına yönelik kuvvetli iddialar var, onu çalışıyoruz.”

Örgüt liderliği suçlaması yöneltilen Aktaş’ın verdiği etkin pişmanlık ifadeleriyle serbest bırakılmasına tepki gösteren Özel, “Her suçun içinde olan suç örgütünün lideri, ‘Ben itirafçı oldum’ diyor, serbest kalıyor. Kime kara çaldıysa onlar hapiste duruyor. Tarih bu yapılanları elbette büyük adaletsizlik, büyük haksızlık, büyük eşitsizlikler ve büyük bir utanmazlık olarak kaydedecek” diye konuştu. 

ABB operasyonlarının arkası gelir mi?

Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) yönelik konser soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonun devamının geleceği ve Mansur Yavaş’a uzanabileceği yorumlarıyla ilgili soruya “Bunu konuşan, tartışan Melih Gökçek ve oğlu. Ben de Ankara Adliyesi’ne seslendim zaten. Dedim ki ‘Bunlar bu kararları, bu operasyonu nereden biliyorlar?’ Şimdi de bir şey olacak diyorlar. Nerede soruşturmanın gizliliği? Bu dezenformasyon. Gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu sadece muhalefet partileri için mi var? Bu soruma cevap bekliyorum. Onun dışında böyle şeylerin Ankara Adliyesi’nde yaşanmıyor olduğunu ümit etmek istiyorum” diye cevap verdi. 

MASAK listesinde adı geçenlerden birinin, savcılığa değil Osman Gökçek’e şikayet dilekçesi vermesiyle ilgili Özel “MASAK raporuna bakıyorlar ve soruşturmada olmayan, Melih Gökçek artığı bir pisliği, güya Osman Gökçek’e gidiyor ve soruşturma dosyasına dahil ediyorlar. Bu kişinin itirafçılığıyla tutuklamalar ve yargılama yapıyorlar. Balık baştan kopmuş denir ya, tuzla balık yer değiştirmiş durumda. Dosyada olmayan bir suçluyu bulup, dosyaya sokup, itirafçı yapıp, onu salıp geri kalanına işlem yapıyorlar” diye konuştu. 

“Sandık gelene kadar CHP bir kampanyanın içinde olacak”

Özgür Özel, 12 Ekim’de Brüksel’de başlayacak yurt dışı mitinglerinin nasıl devam edeceği sorusuna “Brüksel’deki miting, Brüksel’in özel konumu gereğince çok önemli. Ama yurtdışı mitinglerini nasıl bir takvimde yapacağız, tüm ülkelerde yapacak mıyız veya Türk nüfusun yoğunlukta olduğu ülkelerde yapacak mıyız; bu konuda henüz verilmiş kesin bir kararımız yok” dedi.

Yurtdışında yaşayan vatandaşların da talebi olduğunu belirten Özel “Yapılan bir darbe ve dünyadaki bütün uluslararası sistemin bundan haberdar olması, buna karşı demokrasiye bağlı tüm devletlerin dayanışma içinde olması gerekiyor” diye konuştu. Türkiye’deki mitinglerin de devam edeceğini, mevsim koşullarına göre ara verilebileceği ancak sonlandırmayacaklarını vurgulayan Özel, “Sandık gelene kadar CHP bir kampanyanın içinde olacak. Artık mitinglerde CHP’nin çözüm önerileri de duyulacak. Mitinglerin tonunu biraz daha kampanya mitinglerine dönüştürmüş olacağız. Bunun tabii bir takvimi, iletişim stratejisi olacak. Bu, cumartesi günü saat 17.00’de seçim yasakları başlayana kadar devam edecek. Hangi cumartesi, onu henüz bilmiyoruz” diye devam etti.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“39. Olağan Kurultay’ın yapılması bütün tartışmaları bitirir”

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen, partinin 2023 kurultayına yönelik mutlak butlan davasının 24 Ekim’deki duruşmasından beklentisi sorulan Özel “39. Olağan Kurultay’ın yapılması bütün tartışmaları bitirir. İstanbul il kongresinin yapılması da İstanbul’daki tartışmaları bitirir. Yeni delege, yeni irade. Davaların konusuz kalması açısından herhangi bir şüphe yok. Ama birileri son bir gayret, işte İstanbul’da neler yapılmaya çalışılıyor görüyorsunuz. Karşımızda büyük bir organize saldırı var ama CHP’nin bunlara karşı almış olduğu tedbirler ve seçim hukuku konusunda seçim kurullarının istikrarlı kararları da var” diye konuştu. 

Kurultay yapılıp mazbata alınana kadar birilerinin bu süreçleri kötüye kullanmak isteyeceğini vurgulayan Özel, “Mahkemenin normal şartlarda 24 Ekim’de esastan karar verip davayı reddetmesini beklerim. Ama bir erteleme daha verip kurultayın sonrasına bırakırsa da şaşırtıcı olmaz” dedi.

Özel, partinin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mutlak bıtlan durumunda eski genel başkanlarla bir araya gelip konuşacakları şeklindeki son açıklamasının kendisini tatmin edip etmediği sorusuna ise “Endişem bu konunun konuşulmasının partiye zarar verdiğidir. Milletvekillerine ve yönetici arkadaşlara, ‘Bu konuyu konuşmayın, gündeminizden çıkarın’ demişken en üst noktadan kendi gündemime almayı ve yeni bir şey başlatmayı doğru bulmuyorum” diye yanıt verdi. 

“Olağan kurultaylar bir değişim talep eder”

Özel, kasım ayında yapmayı planladıkları kurultayda kadrolarda köklü değişiklik olacağı beklentisi için “Siyasetin doğası gereği olağan kurultaylar bir değişim talep eder. Elbette olur ama olağandışı, beklenenin ötesinde bir değişiklik değil. Partinin geleneklerine uygun, siyaset geçmişimizdekilerle uyumlu şekilde korunan ve yenilenen kadrolar olacaktır” dedi. 

Parti Meclisi’nin yüzde 50’sinin değişeceği idddiası sorusuna Özel “Bir oran vermeyeyim. Çünkü hemen istismar ediliyor. Şimdiden oran verecek kadar bir kesin karar da verilmiş değil” yanıtını verdi. Özel, partili kadroların siyasi gelecek planlarının da konuşulacağını söylerken “Artık bir hükümet programının da yazılacağı, belki gölge kabinenin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’ne doğru yönlenebileceği süreçler de olabilir” dedi. 

“İstanbul 45. Asliye Hukuk kum havuzunda kayyumculuk oynuyor”

İstanbul’da olağanüstü kongreye rağmen İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin il yönetimine yönelik tedbir kararını kaldırmaması, davanın 21 Kasım’a ertelenmesi ve kayyumun ne kadar görevde kalacağı konusunda Özel şunları söyledi:

“İstanbul 45. Asliye Hukuk, kendi kum havuzunda kayyumculuk oynuyor. Şu anda atadığı kayyumun bir geçerliliği yok. Partiyi kimin yöneteceği mazbatayla belli olur. 45. Asliye’de davacı kişi, İstanbul il kongresinde seçilen kurultay delegelerinin iptalini istediği gibi, İstanbul il delegelerinin de iptalini istemişti. 45. Asliye, kurultay delegelerini iptal edip kendince ‘İl delegeleri mevcuttur ve ayaktadır’ diye karar kurmuştu. O delegeler toplanıp yeniden Özgür Çelik’i seçtiler ve ona devlet kapı gibi mazbata verdi. Bu vakitten sonra ‘Benim kayyumum duruyor’ demek, kendi kum havuzunda kayyumculuk oynamaktır. Sırf CHP’yi kendince tartıştırmak için diplomasını, yeminini, cübbesini inkar ediyor. Şimdi dava konusu olanın dışında bir grup delege yeniden seçildi, ilçe kongreleri yapıldı, il kongresi yapılacak. Türkiye’de de partileri kimin yöneteceğine seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu karar veriyor. Anayasa’da böyle yazıyor. 45′. Asliye, diplomasını inkar ederek kendisine verilen kötülük rolünü oynuyor.”

“Mansur Bey adaylaşacak olsa toplumun rızasını aramak durumunda kalır”

CHP lideri Özel, Ekrem İmamoğlu siyasi yasak ya da diploma iptlai nedeniyle cumhurbaşkanı adayı olamadığı senaryosuyla ilgili soruya “Adayımız Ekrem İmamoğlu, arkasında artık ben, parti, yetkili kurullar ya da iki milyon CHP’li değil, 15 buçuk milyon vatandaşın oyu var. Bir şey yaparlar, adaylığına engel olurlarsa… O güne kadar adayımız Ekrem İmamoğlu, mücadele ederiz” diye yanıt verdi. 

Mansur Yavaş için de ön seçim yapabilecekleri sözlerinin hatırlatılması üzerine  Özel, “Mansur Bey önemli bir seçenek. Mansur Bey’i ya da bir başka adayı belirleme sürecinde, bu kararı tek başıma veya yetkili kurullarla vermek yerine, biz artık 23 Mart günü bütün üyeler ve hatta halk yoklamasının tadına vardık” dedi. 

Ön seçimle aday belirlemenin Türkiye siyaseti için önemli bir kazanım olduğunu kaydeden Özel, ön seçimin 19 Mart’ta darbeye karşı olağanüstü bir refleks olarak geliştiğini belirterek şunları söyledi:

“Halk geldi, meseleye el koydu 15 buçuk milyon kişiyle. Orada 550 bin oy kullanılsaydı, bugün bunu konuşmuyor olurduk. O açıdan oradan geri dönüş olmaz. Mansur Bey ya da başka biri adaylaşacak olsa toplumun rızasını aramak durumunda kalır. Aksi durumda 15 buçuk milyon oyla gelmiş birisinin yerine gösterdiğin adayda o meşru destek aranmadığında başka bir tartışma başlama riskini barındırır. ‘Yerine aday, yedek aday’ gibi ne Mansur Bey’in ne benim isteyeceğim, ne aday kim olacaksa o adayın isteyeceği bir tartışmanın alevlenmesini biz istemeyiz.” 

“Mansur Bey inkar edilemeyecek bir figür”

Özel, Mansur Yavaş’ın B planı olarak görüldüğü yorumları üzerine Yavaş’la görülmelerinde konunun gündeme gelip gelmediği sorusuna yanıt verdi:

“Mansur Bey benim gözümde de, kendi gönlünde de kimsenin yedeği değil. Ama Mansur Bey bu milletin gönlünde yeri olan çok önemli bir siyasetçi. İhmal edilemeyecek, yok sayılamayacak bir figürdür. Zaman ne getirecek, Mansur Bey ne düşünecek, toplum ne düşünecek, nasıl bir noktaya geleceğiz? Bunları konuşmak o açıdan yersiz ama Mansur Bey ile aramızda bu konuda en ufak bir çelişki yok. Ön seçim kararı alıp da yapılmadan önce birtakım spekülasyonlar bolca ortaya atılıyordu. Biz hep diyorduk ki ‘Biz üçümüz oturduk, konuştuk ve bir sorun olmayacak.’ Ön seçim günü Mansur Bey gitti, Ekrem Başkan’a oy kullandı.”

Kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı planının olmasa da CHP seçmeninin bu yönde bir iradesi olursa ne yapacağı sorusuna “Benim kendimle ilgili pozisyonum net. Ben şöyle bakıyorum: Denklemi çözmek için değişkenleri sabitlemek lazım. Denklemi çözecek kişi kendini denkleme sokarsa, değişkeni sabitleyemezsin. O zaman yanlış çözebilirsin” diye yanıt verdi. 

Suça sürüklenen çocuklarla ilgili düzenlemede CHP’nin tavrı ne olacak?

Özel, AKP’nin öümüzdeki hafta çalışmayı tamamlayarak Meclis’e sunmayı planladığı ve suça sürüklenen çocuklarla ilgili düzenlemeler olacağı bilinen 11’inci yargı paketiyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yargı paketinde nasıl bir düzenleme yapacaklarına ilişkin bizimle bir bilgi paylaşmadılar. Suça itilen çocuklar meselesi, iki ucu keskin bıçak bir mevzu. Bunun Almanya’da, Fransa’da birtakım farklı örneklerini bizim hukukçu arkadaşlarımız çalışıyorlar. Bu meselenin gündelik siyasi tartışmaların dışında, Meclis zemininde, bu konudaki çok iyi hukukçuların birlikte tartışması ve varılan karar kamuoyuyla paylaşılmadan önce bir mutabakatın sağlanması gerektiği bir alan burası. Yoksa bu işi bir tartışma alanına sokulursa çok kötü sonuçlar doğurabilir. Biz meseleye bu sorumluluk çerçevesinde yaklaşıyoruz. Önümüzdeki günlerde grup başkanvekili arkadaşlarımız, hem yargı paketiyle ilgili hem bu konuyla ilgili, Adalet Bakanlığı’ndan ve AK Parti Grubu’ndan bu spekülatif duyumlar çerçevesinde de bir bilgilendirme talep edecekler.”

“Geride kalan bazı arkadaşlarımız var” 

Özel, bir televizyon programında performansından memnun olmadığı milletvekilleri olduğu sözü hatırlatılarak, onlara yönelik kampta bir uyarısı olup olmadığı sorusuna, gülere “Daha oraya gelmedik” yanıtını verdi. 

CHP lideri, Meclis grubunun önemli bir kısmının verilen görevleri büyük bir iştahla yaptığın söylerken “Geride kalan bazı arkadaşlarımız var. O konuyu uygun zaman, zemin içinde, uygun bir dille arkadaşlarımızla ve grubumuzla paylaşacağız” dedi.