DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan’dan İYİ Parti’ye: “Ölüm ve hamasetten besleniyorlar, son çırpınışları”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun DEM Parti’ye yönelik “Terör örgütünün siyasi uzantısı, alçak, arsız, yüzsüzsünüz” sözlerine Ayşegül Doğan yanıt verdi. DEM Parti Sözcüsü Doğan, “Kan, ölüm ve hamasetten besleniyorlar. Korkuyorlar çünkü tarihin çöp sepetine doğru yol almaya başladıklarının farkındalar. Ancak bu son çırpınışlarıdır” dedi.

Ayşegül Doğan’dan İYİ Parti’ye: “Ölüm ve hamasetten besleniyorlar, son çırpınışları”
Ayşegül Doğan’dan İYİ Parti’ye: “Ölüm ve hamasetten besleniyorlar, son çırpınışları”

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, basın toplantısında yeni çözüm sürecine ilişkin ötekileştirmeyen bir dil kullandıklarını söylerken “Üzerine konuştuğumuz konu hassas, kırılgan. Bu dönemin dilinin güvenlikçi bir paranteze konulamayacağının özellikle altını çizdik” dedi.

DEM Parti’nin bu süreçteki “kurucu özne, kurucu siyasi aktör” olmasından rahatsızlık duyanlar olduğunu belirten Doğan, “Günlerdir DEM Parti’yi linç etmeye kalkışanlar, bize dönük saldırılar var. Bunların bir tesadüf olduğuna bizi kimse inandıramaz. Bunun örgütlü, organize bir aklın işleri olduğunu biliyoruz” diye konuştu.

Dervişoğlu’na yanıt: “Son çırpınışları”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun dünkü (15 Ekim) grup toplantısında “Siz bu milletin başına bela olan bir terör örgütünün siyasi uzantısısınız. En az onlar kadar da alçaksınız, arsız, yüzsüzsünüz. Önderleri katil, sözcüleri müptezel, zihinleri kiralık, ruhları satılık, elleri kan, sözleri ihanet, ikametleri Kandil, pusulaları İmralı’dır bu alçakların” sözleriyle DEM Parti’yi hedef almıştı.

Ayşegül Doğan, Dervişoğlu’na şöyle yanıt verdi: “Ölüm üzerinden iktidar rantı ve koltuk devşirmeye çalışan zihniyet, İYİ Parti Genel Başkanı’nın partimizi, temsil ettiğimiz milyonları ve değerleri hedef alan diliyle göründü bir kez daha. Kan, ölüm ve hamasetten besleniyorlar. Ve korkuyorlar, zavallılar. Çünkü tarihin çöp sepetine doğru yol almaya başladıklarının farkındalar. Kandan, ölümden, hamasetten beslenen hiçbir siyasi parti bugüne kadar tabela partisi olarak bile kalamadı. O yüzden bunu görenler, miadı dolanlar çırpınıyorlar. Ancak bu son çırpınışlarıdır.”

“Ölümden başka bir siyaset önerileri varsa buyursunlar, açıklasınlar”

Dervişoğlu’na “barış ve demokrasi mücadelesini yükselterek cevap verilmesi gerektiğini” söyleyen Doğan, “Tüm provokatif unsurları görerek, bunların örgütlü işler olduğunu bilerek, yakın tarihe bakıp hangi karanlıkların parçası olduklarını; o günün derin yapılarının bugün devlet içinde bazı güç odakları olduğunu ve norm dışı bir yapılanma olduklarını hatırda tutmak gerekir. Eğer birilerine ‘elleri kanlı’ demek istiyorlarsa dönsünler, yakın tarihlerine baksınlar, faili meçhul cinayetlere, Cumartesi Anneleri’ne, Barış Anneleri’ne baksınlar. Ölümden başka bir siyaset önerileri varsa buyursunlar, açıklasınlar” diye konuştu.

İYİ Parti’yi komisyona davet ettiklerini ancak Kürt sorununun çözümüne dair bir önerileri olmadığını söyleyen Doğan, “Çünkü varlık nedenleri işte bu siyaset, buradan rant devşirmeye çalışıyorlar. Onların siyasetini savaş besliyor, bizimkini hayat ve umut. Biz o umudu büyütmeye devam edeceğiz” dedi.

Ayşegül Doğan’dan İYİ Parti’ye: “Ölüm ve hamasetten besleniyorlar, son çırpınışları”
Ayşegül Doğan’dan İYİ Parti’ye: “Ölüm ve hamasetten besleniyorlar, son çırpınışları”

“Komisyon Öcalan’ın görüşlerinin akmasının formülasyonunu bulmak zorunda”

Doğan, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Abdullah Öcalan’ı dinlemesi gerektiğini söylerken “Dinlemelerle bu kadar çok vakit geçirmeyebilirdi. Farklı kesimler dinlenmiş; toplumsallaşmış olabilirdi. Daha cesur adımlar atılabilirdi. Hâlen de bunları talep ediyoruz” yorumunu yaptı.

Komisyonun önümüzdeki günlerde dinlemeleri tamamlayacağını ve her partinin kendi raporunu hazırlamak üzere çalıştığını kaydeden Doğan, Öcalan’ın dinlenmemesini “Komisyonun varmak istediği hedefle ilgili çelişki” diye tanımladı. Komisyondaki partilerin “Henüz gündeme gelmedi” diyerek Öcalan’ın dinlenmesi konusuna mesafeli yaklaşmasına ise “Bu sürecin ne doğasına, ne ruhuna, ne temposuna, ne de ritmine uygun değil. Çağrımızı yineliyoruz. Komisyon bir şekilde Öcalan’ın görüşlerinin komisyona akmasının formülasyonunu bulmak zorunda. Kimsenin Türkiye’ye zaman kaybettirmemesi gerekiyor. Asıl vatanseverlik, asıl ülke sevgisi budur” ifadelerini kullandı.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Kendilerine yönelik eleştirilere Doğan, “DEM Parti bir sürecin içerisinde olduğu için Türkiye’deki antidemokratik uygulamalarla ilgili yeterince ses yükseltmiyor ya da mücadele etmiyormuş gibi davrananların da amacının ne olduğunu biliyoruz” dedi.

Özlem Zengin’in umut hakkı açıklamalarına Bahçeli referanslı yanıt

Ayşegül Doğan, Öcalan’ın medyaya sansür istediği iddiaları sorusuna “Hiç kimse bizim basın özgürlüğüne yaklaşımımızı, Türkiye’nin demokratikleşmesiyle ilgili mücadelemizi sorgulama haddine sahip değildir. Biz Öcalan’ın sözlerine açıklık getiremeyiz. Ancak elimizdeki bilgiler kadarıyla görüşlerini kamuoyuna aktarabiliriz” diye yanıt verdi.

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in Öcalan için “umut hakkı” tartışmalarına ilişkin “İçinde olduğum toplantılarda bir talep işitmedim. Hatta tam tersine İmralı’nın dışarı çıkmak da dahil hiçbir talebinin olmadığı defaatle söylendi” sözleri Doğan’a soruldu.

DEM Parti Sözcüsü, Zengin’in umut hakkını duymamasının mümkün olmadığını söyledi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’teki konuşmasını hatırlatarak karşılık verdi: “Sayın Bahçeli, Sayın Öcalan’a yaptığı ilk çağrıda açık bir biçimde ‘Örgütünü lağvetsin, gerekeni yapsın, sonra gelsin Meclis çatısı altında gerekirse umut hakkı uygulansın’ dedi. Bir yılı doldurmak üzere. Hâlâ ‘DEM heyeti umut hakkı söyledi, söylemedi…’ Biz gizli kapılar ardında söylemiyoruz ki, çok açıkça söylüyoruz. Özlem Hanım’ın duyması için buradan bir kez daha söyleyelim, tabii ki umut hakkı tartışılmalı. Gereken her şey layıkıyla tartışılmalı. Türkiye barışa, demokrasiye layık bir ülke. Enerjisini bunlar için harcamalı. Tahminlerle, spekülasyonlarla yol alamayız.”