Diploma davası: Duruşmaya katılmayan İmamoğlu talimatla salona getirildi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu diploma davası nedeniyle hakim karşısına çıkıyor. Duruşma öncesi salon küçük olduğu gerekçesiyle basın ve avukatların girişi engellendi. İtirazların ardından mahkeme büyük salona taşındı. Duruşmanın büyük salona alınması kararına karşın İmamoğlu da avukatları da duruşmaya katılmama kararı aldı. Hakim İmamoğlu’nun duruşma salonuna getirilmesi talimatını verdi. İmamoğlu duruşma salonuna getirildi.

Ekrem İmamoğlu
Diploma davasında gerginlik: Neler oldu?

Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, University College of Northern Cyprus’tan yatay geçiş yaptığı diploma davası nedeniyle hakim karşısında. Duruşmanın 11:00’de başlaması gerekiyordu ancak yaşanan gerginlikler nedeniyle 14:00’te başladı.

Duruşma öncesi mahkeme büyük salondan küçük salona alındı. Bunun üzerine avukatlar ve gazetecilerin salona girişi engellendi. Avukatlar ile jandarma arasında gerginlik çıktı. Daha sonra avukatlar binanın önünde dizili olan barikatları aşarak kapıya ulaştı. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de avukatlarla birlikte barikatı aşanlar arasındaydı. 

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Salon değişikliğini talep ediyoruz. 50 kişilik salonda olmaz bu işler. Burada 15 buçuk milyon oy almış cumhurbaşkanı adayı yargılanıyor” dedi.

Hakim duruşma salonunu terk etti

Gazeteci Hilmi Hacaloğlu, İmamoğlu’nun avukatı ile yaptığı görüşmede bu kötü muamelenin kabul edilemeyeceğini, duruşmanın büyük salona alınmaması halinde İmamoğlu’nun avukatları Fikret İlkiz ve Hasan Fehmi Demir’in duruşmaya katılmayacağını söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın hakimle konuşmak için binaya girdi. Günaydın, hakime “Mahkemeyi siz yönetmiyorsunuz” dedi. Hakim de “Ben öyle bir talimat vermiyorum. Jandarmadan bilgi alacağım” yanıtını verdi.

Büyük salon talebi hakkında hakim şöyle dedi: “Cuma günü bize büyük salonda teknik bir sorun olduğu ben izinliyken bildirildi.”

Hakim daha sonra duruşma salonunu terk etti. İmamoğlu da salonun değiştirilmemesi halinde duruşmaya katılmayacağını söyledi.

İmamoğlu ve avukatlardan duruşmaya katılmama kararı

Yaşanan gerginliklerin ardından duruşma salonu değiştirildi. Avukatların itirazları sonuç verdi, duruşma büyük salona taşındı. Diploma davasında Ekrem İmamoğlu’nun avukatları, avukatlık onuruna yakışmayan muameleler nedeniyle bugünkü duruşmaya katılmama kararı aldı. Duruşmanın büyük salona alınması kararına karşın İmamoğlu da avukatları da duruşmaya katılmama kararı aldı İmamoğlu’nun ailesi ve milletvekilleri duruşma salonunu terk etti.

Hakim şunları söyledi:

“Salonları hazırlamak uzun sürüyor. Yazı yazıyoruz, SEGBİS ayarlanıyor. Biz burada iletişim eksikliği yaşıyoruz. 4 No’lu salonun maksadı içeri kimseyi almamak değildi. Biz savunma kapasitesi kadar kişi içeri alıyoruz. Burada tüm sorumluluk bana ait, bizzat inisiyatif alarak hareket ediyorum. Beni yanlış anlamayın bu bir lütuf değil. Mahkemeden beklenen nedir anlamadım. Duruşma salonunu terk etmek, dışarıdaki önlemleri protesto etmek için mahkemeyi protesto etmeyi anlamıyorum. Dışarıda tedbirlerle ilgili benim bir yetkim yok. Duruşma günü bulmakta zorlanıyoruz, buraya gidip gelmekte zorlanıyoruz. Lütfen müdafiler lütfen buraya gelsin. Eğer gelmezlerse sanığı buraya çağırır dinleriz. Eğer gelmezlerse burada hazır olan müdafilerle delilleri tartışırız.”

İmamoğlu duruşma salonuna getirildi

Hakim İmamoğlu’nun duruşma salonuna getirilmesini istedi. Bunun üzerine İmamoğlu duruşmaya katıldı. İmamoğlu salona alkışlar eşliğinde girdi. Duruşmaya avukatlardan Nusret Yılmaz katıldı. İmamoğlu’nun gelmesinin ardından salonu terk eden CHP’liler de döndü. Ancak İmamoğlu’nun ailesi salona dönmedi.

Hakim çok uzun açıklamalar yaptıktan sonra ara kararı yazdırdı. Ara kararda duruşma salonu gerginliği anlatıldı. Bunun öncesinde Ekrem İmamoğlu müdafileri olmadığını bu nedenle savunma yapamayacağını söyledi. Hakim kendisine “söz vereceğim” dedi ama kararı yazdırmaya başladı.

Savunma yapmak istemedi

Daha sonra İmamoğlu konuşmaya başladı. Ama hakim İmamoğlu’nun sözünü kesti ve mahkemeye yönelik saygılı olmaya çağırdı. İmamoğlu, “Kuşkunuz olmasın” dedi ve sözlerine devam etti:

“Sekiz aydır hukuk taciziyle karşı karşıyayız. Bize göre masum olan insanların masuniyet karinelerinin çiğnendiği zor bir dönemdeyiz. Müdafilerin Tora Pekin, Fikret İlkiz, Hasan Fehmi Demir salona giremediler. Savunma yapmak istemiyorum.”

Hakim de İmamoğlu’nun sözünü bölerek, savunma yapmasını talep etti. İmamoğlu, “Olabildiğince sakin anlatmaya çalışıyorum. Şu anda tutuklu olarak buraya geldim. Yüce Türk yargısına duyduğum saygıyla buradayım. Yoksa söyleyeceklerim bu mahkemeye sığmayacak boyutta” dedi.

Duruşmanın ertelenmesini talep etti

İmamoğlu şöyle devam etti:

“İki saat durduğum yer, durulacak yer değil. Kendimizi ifade edecektim. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en absürt davasının sanığıyım. Absürt mahkeme ile karşı karşıyayız. Bütün Türkiye’nin takip ettiği, dünyanın dalga geçtiği bir diploma iptali kaynaklı evrakta sahtecilik davası hakkında avukatlarım daha önce avukatların bilgilendirilebilirdi. Avukatların bayıldığını öğrendim bekleyiş sırasında.”

Ekrem İmamoğlu duruşmanın yaşananlar nedeniyle ertelenmesini talep etti.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Pehlivan’ın katılması kararına itiraz edildi

İlk duruşma 12 Eylül’de yapıldı. İmamoğlu, tutuklu bulunan avukatı Mehmet Pehlivan’ın duruşmada müdafi olarak katılmasını talep etti. Mahkeme, yasal bir engel olmadığından talebi kabul etti. Hakimin konuya ilişkin sorusuna İmamoğlu, “O benim avukatım, canım ciğerim. Tabii ki katılmasını isterim” dedi.

Aranın ardından İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan, SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Pehlivan, “Üzerimde cübbem dahi olmadan, müvekkilimle görüştürülmeden duruşmada hazır edildim. Karşınızda tutsak edilmiş bir avukat olarak bulunuyorum. Bunun kayıtlara geçmesini istiyorum. Müvekkilimle yüz yüze görüşmemin engellenmesinden dolayı savunma yapmayı bu şartlarda reddediyorum. Bir sonraki duruşmada hazır olmak istiyorum” dedi.

Mahkeme heyeti de Mehmet Pehlivan’ın fiziken katılmasını talebini kabul etmedi, SEGBİS’le katılmasına karar verdi. Duruşma 20 Ekim’e erteledi.

Ekrem İmamoğlu

T24’ten Can Öztürk’ün haberine göre mahkeme bu kararından döndü. Savcılık mahkemenin Pehlivan’ın SEGBİS ile duruşmaya bağlanması yönünde kurduğu ara kararına itiraz etti. Savcılığın itirazı ve Pehlivan’ın katılmaması yönündeki talebini kabul eden İstanbul 59. Asliye Ceza hâkimi kararından döndü ve Pehlivan’ın duruşmaya SEGBİS ile bağlanmasına da izin vermedi.

İlk duruşmada İmamoğlu ne dedi?

İmamoğlu, “Bu diploma davasına inanmayanların oranı yüzde 75… Benim diplomam iptal edildikten sonra ben hapisteyim. İlk defa konuşuyorum. Beni çıkarsınlar. Kameralara konuşayım… Bir kişi kalabilir belki. Onu da herkes biliyor, kim olduğunu. 12 metrekarede öyle özgürüm ki, o sarayında çatlasın” dedi.

Ekrem İmamoğlu savunmasında, “35 yıl önce 18 yaşında bir çocuğun nasıl böyle bir şey yaptığına inanabiliyor musunuz? Bu iddianameyi savcı yazmadı, bir sonraki seçimi kazanacağımı bilenler yazdırdı” dedi.

12 Eylül’e gönderme yapan İmamoğlu, “Şu an darbe süreci içerisinde olduğumuzu söylemek isterim. Yaklaşık bir yıldır bu kurgunun adım adım yürütüldüğü, 18 Mart’ta diplomamın iptaliyle fitilinin çekildiği, 19 Mart’ta operasyonlarla devam eden çok acı bir sürecin içerisindeyiz” diye konuştu.

Lise diplomasıyla bile belediye başkanı olunabildiğini belirten İmamoğlu, “Yüksek Seçim Kurulu’na başvurur diye telaşa kapılıyor ve aslında kendini ele veriyor. Bu evrak işin özeti aslında. Yüksek lisans diploması üzerinden kurgulanan bir oyun” diye konuştu.

İmamoğlu, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 24 Şubat’ta İstanbul Üniversitesi’ne “acele et, hemen karar ver” diye yazı gönderdiğini öne sürdü. Bu yazıda diplomasının kullanılmaya devam edildiği ve İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığına başvurabileceği endişesinin dile getirildiğini belirtti.

“Yüksek Seçim Kurulu’nda üniversite diploması sadece cumhurbaşkanı adayı için isteniyor. Başka hiçbir makam için verilmiyor. Bu tam bir rezalettir” diyen İmamoğlu, bu durumu “neon ışıklarla bütün Türkiye’ye duyurmak” istediğini söyledi.

İddianamede neler var?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, 18 Eylül 2024’te İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER’e başvuru yapıldığı, 1 Ekim’de de savcılığa şikayet dilekçesi sunulduğu belirtiliyor.

İddianamede İmamoğlu’nun Kıbrıs’ta öğrenim gördüğü University College of Northern Cyprus’ın (UCNC) 1990’da YÖK tarafından tanınan üniversitelerden biri olmadığı aktarılıyor. YÖK’ün 1988 ve 1992’deki yazılarında KKTC’de faaliyet gösteren kurumlardan sadece Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığı ifade ediliyor.

İddianamede yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz artırıldığı, bazı öğrencilerin listeden silinerek yeni öğrencilerin eklendiği, 3 kişilik kontenjana 54 kişinin alındığı iddia ediliyor.

İmamoğlu’nun öğrenci kütük defterine gerçekte University College of Northern Cyprus’a kayıtlı olmasına rağmen Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak kaydedildiği belirtiliyor.

2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis istemi

Savcılık İmamoğlu’nun “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası verilmesini talep ediyor. Ayrıca mahkum edilmesi halinde TCK’nın 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması da isteniyor.

İddianamede İmamoğlu’nun sahte olduğu iddia edilen evrakın TCK’nın 54. maddesi uyarınca müsadere edilmesi de talep ediliyor.