“Roma’yı benim yaktığım daha gerçekçi”: İmamoğlu’nun savcılıktaki ifadesinin tam metni

Ekrem İmamoğlu

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hakkında “casusluk” suçlamasıyla başlatılan yeni soruşturma kapsamında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi. İmamoğlu, savcılıktaki ifadesinde, kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddetti ve, “Komplo teorisiyle karşı karşıyayım. Roma’yı benim yaktığım daha gerçektir” dedi. İşte İmamoğlu’nun “casusluk” soruşturması kapsamında savcılıktaki ifadesinin tam metni.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve danışmanı Necati Özkan “casusluk” soruşturması kapsamında tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden getirildi, Çağlayan’daki adliyede ifade verdi.

Gazeteci Merdan Yanardağ’ı yalnızca mesleği nedeniyle tanıdığını, Melih Geçek’in CHP’de görev almış bir isim olduğunu, Necati Özkan’ın ise seçim kampanyalarındaki danışmanı olduğunu söyledi. Soruşturma kapsamında yaklaşık 300 sayfalık ifade vererek, etkin pişmanlıktan yararlanan Hüseyin Gün’ü ise hatırlamadığını belirten İmamoğlu, “Avukatlarım bana bir fotoğraf gösterdiğinde 2019’daki bir tebrik ziyaretini anımsadım ama kendisini tanımam” dedi.

Savcılığın, dijital yazışmalarda geçen “Mr. Mayor” ve “Başkan” ifadelerinin kendisini ima edip etmediği sorusuna İmamoğlu, “Wickr Me isimli uygulamayı ilk defa duydum. Bu yazışmalardan haberim yok” yanıtını verdi.

İmamoğlu, kendisine yöneltilen casusluk suçlamalarını “hayatı boyunca maruz kaldığı en büyük hakaret” olarak nitelendirerek, “Casusluk benim nazarımda vatan hainliğidir. Bu suçlamaları reddediyorum. Soruşturmanın bütünüyle komplo teorisi üzerine kurulduğunu düşünüyorum” dedi.

İmamoğlu şöyle konuştu:

“Benim ne istihbarat örgütleriyle ne de çalışanlarıyla herhangi bir bağlantım vardır. Üzerime atılı suçlamalar absürt. Komplo teorisiyle karşı karşıyayım. Roma’yı benim yaktığım daha gerçektir.”


İşte İmamoğlu’nun “casusluk” suçlamasıyla başlatılan soruşturma kapsamında savcılıkta verdiği ifadesinin tamamı:

Üzerime atılı suçlamayı anladım, konu hakkında ifademi vermek istiyorum. Dosya kapsamında benimle birlikte hakkında soruşturma yürütülen şahıslardan Merdan Yanardağ’ı gazeteci olması sebebiyle tanırım. Hatırladığım kadarıyla program yaptığı televizyon kanalına üç dört defa kendisini ziyaret etmiştim.

Yine dosyadaki şüphelilerden Melih Geçek isimli şahsı tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde geçmiş dönemde görevlerde bulunmuştur. Bilgi işlem konusunda deneyimli olduğunu bilirim. Hatırladığım kadarıyla en son İSTELCOM iştirakinde genel müdürlük yapmaktaydı.

Necati Özkan isimli şahıs ise katılmış olduğum 2014, 2019 ve 2024 yerel seçimlerinde siyasi kampanyalarımı yöneten ve aynı zamanda danışmanlığımı yapan şahıstır. Kendisini tahminen 12 yıldır tanırım. Kendisinin İBB bünyesinde resmi bir görevi bulunmamaktaydı.

“Hüseyin Gün’ü tanımam”

Dosyada şüpheli olarak bulunan diğer şahıs olan Hüseyin Gün isimli şahsı ise tanıdığımı hatırlamıyorum. Hakkında bu soruşturma kapsamında soruşturma başlatıldığını öğrendikten sonra medyaya düşen bu şahsın ve yanında bulunan kadın bir şahsın benimle olan fotoğrafının avukatlarım tarafından bana gösterilmesinden sonra da Hüseyin Gün ismini tekrar anımsayamadım, fakat söz konusu ziyareti hatırladım. Hatırladığım kadarıyla bu ziyaret 2019 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçildikten sonra tebrik amaçlı yapılmış bir ziyaretti. Fakat her ne kadar ziyareti hatırlasam da fotoğrafta bulunan kadın şahsın ismini hatırlamıyorum; sadece bu kadının şık giyimli ve adeta evlat yaklaşımlı bir kadın olduğunu hatırlıyorum. Bu hatırladığım anekdot haricinde belirttiğim üzere Hüseyin Gün isimli şahsı tanımam.

Sormuş olduğunuz Wickr Me isimli mesajlaşma programını ilk defa duydum. Dolayısıyla bu programda üyeliğim hiçbir şekilde olmamıştır. Belirttiğiniz tespitlerde “Bluestar81” kullanıcı isimli şahıs olduğunu iddia ettiğiniz Necati Özkan ve “Jupiter1881” kullanıcı isimli Hüseyin Gün olduğunu iddia ettiğiniz şahıslar arasında gerçekleşen yazışma içeriklerindeki “Mr Mayor”, “İmamoğlu”, “Başkan”, “Başkan Bey”, “Ekrem Başkan” şeklinde yapılan yazışmalarda kastedilen şahsın ben olup olmadığımı bilmiyorum. Tahminimce “Ekrem İmamoğlu” ismiyle kastedilen ben olabilirim, fakat bu yazışmalarla ilgim yoktur. Adıma bu şekilde yapıldığı iddia edilen yazışmalara dair hiçbir bilgim yoktur. Bu konu ile ilgilenmiyorum. Yazışmalarda geçen “150 bin kişilik dijital ordu” ifadesiyle ne kastedildiğini bilmiyorum. Tahminimce “İstanbul Gönüllüleri” olabilir ama belirttiğim gibi, okuduğunuz tüm yazışmalarla hiçbir ilgim bulunmamaktadır.

Söz konusu belgeyi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığım Teftiş Kurulu Başkanlığı’na ben yazmıştım. Bahse konu belgenin yazılış amacı, İBB’ye ait her türlü kurum evrakının güvenliğinin sağlanması amacı iledir; başkaca herhangi bir amacı yoktur.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

WhatsApp isimli sosyal medya uygulaması üzerinden Necati Özkan ve Hüseyin Gün isimli şahıs arasında geçtiğini iddia ettiğiniz yazışma içerikleriyle hiçbir alakam ve bilgim yoktur. Görüşme içeriklerinde geçen “Başkan” şeklinde belirtilen ve benim bir toplantıya katılacağıma dair yazışma içeriği hakkında da bilgim yoktur.

Öncelikle Hüseyin Gün isimli şahıs ile müteveffa olduğunu belirttiğiniz Seher Erçili Alaçam arasındaki yazışma ve içeriği ile alakalı hiçbir şekilde bilgim yoktur. Hüseyin Gün isimli şahsın Seher Alaçam’a gönderdiğini iddia ettiğiniz, içerisinde İngilizce yazıların olduğu ekran görüntüsü ile alakalı ve yine bu şahsın benimle toplantı yapacağına ya da iddia ettiğiniz şekilde beni kastederek “Başkan akıllıysa bu ipe tutunur” şeklindeki yazışma içeriği ile alakalı hiçbir bilgim yoktur. Göstermiş olduğunuz, içerisinde ben ve sonradan ismini sizin aracılığınızla Seher Erçili Alaçam olduğunu öğrendiğim, fotoğrafta bulunan şahsın ismini Hüseyin Gün olarak öğrendiğim fotoğraf karesinin detayı ile ilgili yukarıda açıklama yapmıştım. Anımsadığım kadarıyla söz konusu fotoğraf tebrik ziyareti için çekilmişti.

“Hüseyin Gün tarafından verilen beyanlar, en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır”

Hüseyin Gün isimli şahsın vermiş olduğu ifadeyi dinledim. Benim öncelikle belirttiğim gibi söz konusu Hüseyin Gün ile Necati Özkan arasındaki yazışma içeriklerinden hiçbir şekilde bilgim yoktur. Söylemiş olduğunuz tarihlerden ve yazışma içeriklerinden anladığım kadarıyla Necati Özkan ile Hüseyin Gün arasındaki iddia edilen temas, Hüseyin Gün’ün “mayıs sonu haziran başı” şeklindeki ifadesiyle seçimden 15–20 gün öncesine dayanmaktadır.

Dolayısıyla 15–20 günlük bir temas ile benim seçim kampanyama ne şekilde katkı verildiği ya da tanımadığım Aaron Barr isimli şahıs ile Hüseyin Gün’ün iddia ettiği temas kurularak kampanyama katkı verildiği söylenen hususlarla ilgilenmem mümkün değildir. Söz konusu ifade içeriği ile alakalı diyecek bir hususum yoktur, ilgilenmiyorum. Aynı zamanda Hüseyin Gün isimli şahsın manevi annesi olarak belirttiği şahıs ile beni ziyareti sonrasında benim kendisine iddia edildiği haliyle kampanya sürecindeki yardımları için teşekkür ettiğime dair hususu da şu an hatırlamıyorum. O dönem başkan seçildiğim için çok sayıda insana teşekkür etmişimdir; kendisi destek sunduğunu söylemişse nezaketen teşekkür etmişimdir.

“7 aylık seçim kampanya sürecimin 15 güne indirgenmesi hayatın olağan akışına uygun değil”

Söz konusu beyanlar bana bütünüyle okundu. Bahse konu Hüseyin Gün tarafından verilen beyanlar, hayatımda duyduğum adeta en saçma yorumlardan ibaret beyanlardır. Yukarıda da belirttiğim üzere 2019 Haziran başında Necati Özkan ile tanıştığını anladığım ve iddia ettiği şekliyle seçim kampanyama yardım ettiğini belirten şahsın 15 gün içinde bütün kampanyamı yönlendirmesi ve etkilemesi kesinlikle akla mantığa uygun değildir.

Ben o dönem 7 aylık bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştim. Bütün kampanya sürecimin 15 güne indirgenmesi hayatın olağan akışına uygun değildir. 6 yaşında Kur’an-ı Kerim okumayı bilen bir şahıs olarak, CIA çalışanı olduğu iddia edilen Aaron Barr isimli birinin bana muhafazakarlara nasıl davranmam gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunması akla mantığa uygun değildir. Dolayısıyla bu beyanlarla alakalı diyecek bir şeyim yoktur. Belirtilen hususlarla ilgili herhangi bir bilgim yoktur.

“Casusluk vatan hainliği ile eşdeğerdir”

Sonuç olarak, soruşturma dosyası kapsamında “casusluk” suçu iddia edilerek bu suç sebebiyle davet edilmem benim bütün hayatıma hakarettir. Benim nazarımda casusluk vatan hainliği ile eşdeğerdir. Dolayısıyla söz konusu dosya nazara alınarak hakkımda yürütülen hiçbir casusluk kapsamındaki suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Bu dosyanın oluşumunda veya yürütülmesinde yer alanlarla alakalı hukuki haklarımı kullanacağım.

Öncelikle şahsın Başsavcılıkta alınan ifadesinde Necati ÖZKAN ile 31 Mart 2019 – 23 Haziran 2019 tarihleri arasında iddia ettiği haliyle benim seçim sürecimde yer aldığını belirtmiş ise de, kolluk beyannamesinde Necati ÖZKAN ile 2019 yılı ilk seçimlerin iptali sonrası Mayıs sonu ya da Haziran başlarında tanıştığını belirttiği, dolayısıyla her iki ifadesi arasında çelişkiler bulunduğu ve yönlendirilmiş bir şekilde kasıtlı olarak ifade verdiği tarafımca anlaşıldığından Başsavcılık ifadesinde vermiş olduğu ifadeyi de kesinlikle kabul etmiyorum.

Benim ne istihbarat örgütleri ile, ne istihbarat örgütlerinin çalışanları ile hiçbir şekilde bilgim, alakam olamaz. Üzerime atılı suçlamaları yukarıda da belirttiğim üzere kabul etmiyorum.

İkinci ifadeyi de incelediğimde absürt bir suç isnadı olduğunu düşünüyorum. Komplo teorisi ile karşı karşıya olduğumu düşünüyorum. Roma’yı benim yaktığım daha gerçektir.