Son günlerde sesin gücü üzerine çok düşündüğümü fark ediyorum. Bir kenti, bir ruh hâlini, bir insanı ses üzerinden tanımaya, anlamlandırmaya çalışmanın izini sürüyorum. Görselliğin bu kadar baskın olduğu bir dünyada kimi zaman gözlerimi kapatıp düşüncelerimin, anılarımın arka planındaki sesleri, efektleri ayrıştırmak iyi geliyor nedense. Düş dünyamızı seslerin biçimlendirdiği o unutulmaz radyo tiyatrosu zamanlarını hatırlıyorum; televizyon geldiğinde “radyo öldü”, “görüntü sesi yendi” çığlıklarını bir de. Bunun ne budalaca bir tartışma olduğunu podcast’lerin hayatımıza yeniden girmesinden anlayabiliriz. Radyo tiyatrosu, anlatıcının sesi ve hikâyenin efektlerle sunulmasıyla büyülü bir dünya kurardı. Şimdilerde ise dijital formatların çeşitlenmesiyle “ses tiyatrosu” adı altında küllerinden yeniden doğmuş görünüyor. Artık işitsel materyallerin internet ortamında kolay ulaşılabilir olması, ses içerikli üretimleri de ucuz, hızlı ve kolay kılıyor. Ses tiyatrosunun ya da podcast’lerin hiç kuşkusuz özgürleştirici, kişisel deneyime kapı açan ve kentli insanın akışkan hayatına uyum sağlayan bir yönü de var.

Geçtiğimiz yıl BBC Ses Arşivi’ni internet üzerinde ücretsiz kullanıma açtığından beri şeker dükkânında kendini kaybetmiş çocuk gibiyim. Aslında bu web sitesi 2018 yılından beri vardı ama içerik sayısı ikiye katlandı ve tamamen parasız kullanıma açıldı. Burada kolayca indireceğiniz tam tamına 33.000 ses örneği var. Neler neler yok ki içinde? Mesela 1880’lerde yapılmış bir buhar makinesinin sesi mi istersiniz, yüzyıl önce kaydedilmiş Tucson, Arizona’dan bir trafik sesi mi, ya da 1989’da İngiltere Kupası’ndaki futbol taraftarlarının tezahüratları mı, ya da bir kamp ateşinin etrafındaki bir grup insanın arka sesi mi, yoksa eski bir buzdolabının çalışma sesi mi, neler neler… Mesela 263 tane farklı kırılma, dökülme sesi var. Kırılan camın çeşitli kırılma seslerinden derhal bir kovada ellerin yıkanma efektine ya da farklı saatlerin çalışma seslerine sıçrayabilirsiniz. Tam bir çılgınlık anlayacağınız. Arama kutucuğuna yazdığınız kelimelerle ilgili daha önce kaydedilmiş sayısız ses efektini hoop diye bilgisayarınıza getirmeniz mümkün. Eski politikacıların konuşmaları, farklı İngilizce aksanları, yerel müzikler, doğadaki seslerin aklınıza gelebilecek her türü, kent hayatındaki sesler, endüstriyel, mekanik sesler, insanların farklı yüzeylerde çıkardıkları ayak sesleri, alkışlar, arka plan sesleri… Bir ses dedektifi için çıldırtıcı bu çeşitlilik eğitim, araştırma, sanatsal yaratımın hizmetine sunulmuş vaziyette. Eğer ticari amaçlarla bu sesleri kullanacaksanız çok ufak bir ücret ödüyorsunuz.
İngiltere’nin kamu kuruluşu BBC, 20. yüzyılın başından beri ses efektlerini daima başarılı şekilde radyo programlarında kullanan bir kurum oldu. Dijitalleşmeden önceki zamanlarda ses efektlerini üretmek için inanılmaz bir yaratıcılık sergilenirdi. Mesela yağmur sesini taklit etmek için duşlardan, çim biçme sesi için kesilen film bantlarından, buhar gemisinin sireni için minyatür su tankından yararlanılırdı. Ses benzerlikleri için bu tür yaratıcı teknikleri TRT Radyo tarihinde de bulmak mümkün. Elbette dijital teknolojiler sesi pürüzsüz ve kristal gibi keskin bir hâle getirdi; tertemiz, duru bir şekilde ulaşıyor bu sesler artık bize. BBC, tarihi ses kesiti olarak saklamak ve ortak hafızamızın seslerini kayıt altına almak gibi olağanüstü bir işlevi yerine getiriyor. Ses, sadece tarihin izini sürmenin ötesinde kişinin kendi iç dünyasıyla düş gücü arasındaki en sağlam köprüyü kuruyor. Görselliğin bu kadar yüceltildiği bir dünyada sesin gücü hayatımızı derinleştirmeyi sürdürüyor.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.














