Dünyada tüm gözlerin Rusya Dünya Kupası’na döndüğü bu günlerde, Floransa, İtalya’da çok farklı bir turnuva sonlandı.
Dünyanın dört bir yanından 29 takımın ve 800’den fazla oyuncunun katıldığı turnuvanın galibi Belçika’yı finalde yenen Amerika oldu. Amerika ile birlikte Avustralya, İngiltere, Almanya ise 2012’den beri düzenlenen dünya kupasının her sene favorileri.
J.J. Rowling’in yazdığı fantastik roman serisi Harry Potter’da bahsi geçen hayali spor, sevenleri tarafından hayata geçirilmiş ve artık dünya kupası düzenleniyor. Kitaplarda, süpürgelerin üzerinde uçan sihirbazların oynadığı oyun, gerçek dünyada yer çekimine mahkum olmuş. Ayrıca oyuncuların form durumları da kimseyi imrendirmiyor.
Kuralları karışık, oynamak için uzman taktisyen olmak gerekiyor
Uluslararası Quidditch Birliği tarafından yönetilen quidditch sporunun, pek çok spordan daha uzun ve detaylı bir kural kitabı bulunuyor. 7’şer kişilik iki takım arasında oyuncular, oyunda oldukları süre boyunca bacaklarının arasında süpürge tutmak zorundalar. Farklı pozisyonlar ve farklı toplar olmasının oyuna taktik ve teknik açıdan derinlik kattığı quidditch sporunda, en fazla 4 kuralı sayesinde aynı anda sahada bir cinsiyetten en fazla 4 oyuncu olabiliyor.
Cinsiyet ayrımı yok, takımlar karma
Cinsiyet tanımı ikili sistem üzerinden değil, kişinin kendisini tanımladığı cinsiyet olarak yapılmış. Bu sayede quidditch, yenilikçi yapısıyla sadece geleneksel sporların cezbetmediği bireyleri değil, cinsel kimliği sebebiyle spor yapma hakkı elinden alınmış bireyleri de kucaklıyor.
Türkiye’nin büyük başarısı
Milli takımımız, kamuoyuna yansımayan turnuvada, yarı finale kadar yükseldi. 3.lük maçında ise İngiltere’ye karşı 110’a 60 üstünlük sağladılar ve bizleri gururlandırdılar. Özellikle üniversiteler arasında oynanan spor sayesinde aç olduğumuz sportif başarıyı uzakta aramaya gerek kalmadı. Artık Quidditch taraftarı olma ve kombine alma zamanı geldi.