Anthony Burgess’in kişisel arşivinde, Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) adlı kült romanının devamı bulundu. Daha önce hiç görülmemiş A Clockwork Condition (Otomatik Koşul) adlı el yazması, yazarın 1962’de yayımlanan romanında işlediği temaları derinleştiriyor. Burgess’in bitmemiş ve kurgusal olmayan bu devam metinleri “Kısmen felsefik kısmen otobiyografik” olarak tanımlandı.
Otomatik Portakal’ın köklerine dair daha önce yaptığı açıklamalarda Burgess, çalışmasını “çağdaş insanın durumuna ilişkin felsefik bir yorum” olarak nitelendiriyor ve teknolojinin, özellikle medya, film ve televizyonun insanlık üzerindeki etkisine dair endişelerini vurguluyordu. Burgess’in bu söylemi, romanın alışılmadık ismini de açıklıyor.
Ancak roman ironik olarak, 1971’de aynı isimle sinemaya uyarlanmıştı. Stanley Kubrick’in yönetmen koltuğuna oturduğu, şiddet bağımlısı bir gencin hikayesini anlatan film, izleyicilere kötü örnek teşkil ettiği gerekçesiyle İngiltere’deki yerel otoriteler tarafından yasaklanmıştı.
El yazmaları, Burgess’in Roma yakınlarındaki Bracciano’da bulunan evinde sakladığı bir tomar kağıdın arasından çıktı. Ev, yazarın 1993’teki ölümünün ardından satılmış, arşiv de Uluslararası Anthony Burgess Vakfı tarafından korunmak üzere Manchester’a taşınmıştı.
Uluslararası Anthony Burgess Vakfı’nın yöneticisi Profesör Andrew Biswell, yayımlanmamış bu metinlerin Burgess, Kubrick ve ünlü romanı çevreleyen tartışmalara yeni bir ışık tuttuğunu belirtiyor:
“A Clockwork Condition, Burgess’le Kubrick’i çevreleyen çelişkili tartışmaya da ışık tutuyor. Daha önce hiç görülmemiş olan bu el yazmaları, Burgess’in ünlü eserini bir bağlama oturtuyor; yazarın suça, cezaya ve görsel kültürün kötü etkilerine dair fikirlerini güçlendiriyor.”
