HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan, çocuklarının dağa götürüldüğünü iddia eden ailelerin HDP il binası önünde oturma eylemi yapmalarının emniyet güçlerinin yönlendirilmesi ile gerçekleştirildiğini ileri sürerek, “Kayyuma karşı yaratılan ve Türkiye halklarına mal olan direniş ve meşruiyetimize gölge düşürmek, partimiz HDP kriminalize edilmek isteniyor. Bize bu komployu, bu iftiraları kimlerin yaptığını biliyor, bunlarla ilgili hukuki mücadelemizi başlatacağımızı söylüyoruz” dedi.
“AKP, İstanbul’u kaybetmenin sorumlusu olarak HDP’yi görüyor”
HDP Diyarbakır il binası önünde milletvekilleri ile basın toplantısı düzenleyen İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel yönetim seçimleri sonucunda HDP’nin politikaları ve halkın takdirleri ile kayyumun yönettiği belediyelerin ezici çoğunluğunun HDP tarafından yeniden kazanılması, Türkiye genelinde ise büyükşehir belediye başkanlıklarının ezici çoğunluğunu kaybetmesinin ardından, AKP’nin bunun intikamını almak için çeşitli saldırı senaryoları hazırladığını söyledi.
Özellikle de 23 Haziran 2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yine ezici bir farkla kaybeden AKP’nin yenilgisinin sorumlusu olarak gördüğü HDP’ye hukuksuz bir şekilde saldırmaya başladığını, bu saldırılarla yetinmeyen ve hızını alamayan AKP’nin tüm baskılara rağmen, halkın yine ezici çoğunluğunun desteği ile seçilen üç büyükşehir belediyesine kayyum atadığını söyleyen Ceylan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Binamız 24 saat kontrol altında, bunu bildikleri halde müdahale etmemişlerse bu suçtur”
“Kayyum atamalarına karşı bölgeden ve Türkiye’nin her yerinden ve her kesiminden itirazlar yükselmeye başladı. HDP’li belediyeleri sahiplenme sözkonusu oldu. AKP-MHP’nin hukuksuz ve mesnetsiz irade gaspı teşhir oldu, buna karşı zorlanan AKP-MHP iktidarı HDP etrafında büyüyen demokratik direniş meşruiyetini baltalamaya yönelik yeni oyunlar sergilemeye başladı. Çocukları kaybolan veya eve gelmeyen aileleri partimize yönlendirerek, partimizin önünde oturma eylemleri gerçekleştirmelerini sağlayarak, partimizin Türkiye kamuoyunda itibarını zedelemeye yönelik bir siyasi oyun başlattı.
Şu çok iyi biliniyor ki partimizin il binası 24 saat emniyet güçlerinin kameraları, TOMA’ları ve zırhlı araçları ile gözetim altında tutulmaktadır. Emniyet güçleri bunu bildiği halde eğer müdahale etmemişlerse bu bir suçtur. Ayrıca bu aile yönlendirmelerinin kayyumdan sonrasına denk gelmesi, bunun açıkça bir yönlendirme olduğunu göstermektedir. Yine önceki günlerde bu suçlama ile partimizin önüne gönderilen ailenin çocuğunun emniyette çıktığı, yine başka bir parti binamıza yönlendirilen bir ailemize emniyet tarafından çocuklarının Suriye’ye gönderildiğine dair bilgi verilmiş, ailenin basına verdiği bilgide de emniyetin partimiz binasına yönlendirdiğine dair açıklaması sözkonusu olmuştur. Ayrıca, ısmarlama kameraların önünde ve emniyet güçlerinin gözleri önünde partimizin camları kırılmış ve kırdırılmış ancak bu saldırının bir suç olmasına rağmen emniyet güçleri müdahale etmeyip bu suça ortak olmuşlardır. Israrla şunu söylüyoruz: Bu iftiraların, bu yalanların tek bir hedefi vardır: Kayyuma karşı yaratılan ve Türkiye halklarına mal olan direniş ve meşruiyetimize gölge düşürmek ve partimiz HDP’yi kriminalize etmektir. Bize bu komployu, bu iftiraları kimlerin yaptığını biliyor, bunlarla ilgili hukuki mücadelemizi başlatacağımızı söylüyoruz. Yalanların ve iftiraların gücü ne direniş meşruiyetimize gölge düşürebilir ne de partimiz HDP’yi kriminalize etmeyi başarabilir. Herkes çok iyi biliyor ki partimiz HDP, demokratik siyasetin merkezidir. HDP her zaman ve her koşulda barışçıl politikaları savunmuştur. Ölüme karşı hep yaşamı savunan HDP, savaş ve çatışma politikalarının karşısında durmuştur. Bu siyasetimizden asla taviz vermedik, bundan sonra da taviz vermeyeceğiz.”
