Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun hazırladığı “Yeşil Avrupa Anlaşması” (European Green Deal) ile Avrupa ekonomisinin neredeyse tüm yönleriyle iklim ve ekolojik gerekliliklere göre tekrar ele alınması planlanıyor.
Avrupa Komisyonu’nun yeni Başkanı Ursula von der Leyen’in açıkladığı plana göre, Avrupa’da tarımdan, ulaşım ve inşaata kadar tüm sektörlerin yeniden yapılandırılması hedefleniyor. Von der Leyen, AB üye ülkeleriyle birlikte Avrupa Parlamentosu üyelerine, birliğin kuruluşundan bu yana en kapsamlı politika değişikliğini destekleme çağrısı yaptı.
Yeşil Avrupa Anlaşması’nın ekonomik büyüme ve refahı hedeflediğini söyleyen von der Leyen, “Bu plan yeni büyüme stratejimiz. Bu strateji ile ekonomik büyüme sonucunda kaybettiğimizden fazlasını kazanabileceğiz. Bu planla birlikte yaşam, çalışma, üretme ve tüketme alışkanlıklarımızı değiştirerek hayatımızı daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirebileceğiz. Bu şekilde ilk ve en hızlı harekete geçen olarak, ekonomimiz küresel anlamda lider haline gelebilecek” diye konuştu.
Karbon emisyonlarını 2030 yılında yarıya indirmeyi, 2050 yılında ise tamamen sıfırlamayı amaçlayan planla birlikte AB, karbon emisyonları ve kirliliği artıran mevcut sorunları kapsamlı bir şekilde ele almayı hedefliyor. Planda özellikle üretim alanında, süreçlerin tamamen geri dönüşüme uygun hale getirilmesi ve plastik vb. gereksiz atık üretimin kademeli olarak sıfıra indirilmesi yer alıyor. Ayrıca, Ortak Tarım Politikası bütçesinin yüzde 40’ı ile, balıkçılık için ayrılan sübvansiyon giderlerinin yüzde 30’unun iklim değişikliğinin yarattığı etkilerle mücadele için ayrılması da hedefleniyor.
AB üyesi ülkelerin liderleri bugün Brüksel’de yapacakları toplantıda, karbon emisyonları hedeflerini görüşecek. Şimdilik durum tam bir mutabakattan uzak olsa da, halihazırda devam eden Birleşmiş Milletler İklim Görüşmeleri‘nin Avrupa açısından sağlıklı ilerlemesi için liderlerin mutabakata sıcak bakacağı düşünülüyor.
Von der Leyen’in planı, Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi, 2030 ve 2050 hedeflerini kabul etme konusunda pek istekli olmayan ülkeler için düşük karbon ekonomisinin finansmanı amacıyla 100 milyar euroluk bir paket içeriyor. Fakat plana karşı gruplar arasında bu ülkelere ek olarak, bazı diğer ülkelerdeki güçlü tarım ve balıkçılık lobileriyle birlikte otomobil endüstrisi gibi sektörler de yer alıyor.
