Anayasa Mahkemesi (AYM), Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan olayları Ankara’da protesto etmek isteyen gruba yapılan polis müdahalesi için “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” kararını verdi.
Emekli öğretmen Metin Lokumcu, 31 Mayıs 2011 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiği miting öncesi protesto gösterisine katılmış ve polisin tazyikli su ve biber gazı ile müdahalesi sonucu hayatını kaybetmişti.
Lokumcu’nun hayatını kaybetmesini protesto etmek için Ankara’daki Sakarya Caddesi’nde toplanan sivil toplum örgütleri, AKP İl Başkanlığı’na yürümek istemişti. İl başkanlığı önüne siyah çelenk konularak basın açıklaması yapılmasına izin vermeyen polis, gruba müdahalede bulunmuştu.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre, polisin müdahalesi sonucu 54 kişi gözaltına alınmış ve gözaltındakiler otobüste darp edildiklerini, tacize uğradıklarını belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, polisler hakkındaki şikâyetle ilgili 29 Eylül 2015’te takipsizlik kararı vermişti.
Bunun üzerine 18 kişi, AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, protestolarda yaralananların başvurusu üzerine polis müdahalesini “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele” olarak tanımladı.
AYM, 18 kişiden 14 kişiye polis müdahalesi nedeniyle “insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı”nın ihlal edildiği kararını verdi. Mahkeme, yedi kişiye 6’şar bin TL, üç kişiye 9’ar bin TL, dört kişiye de 15’er bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. AYM ayrıca, Ankara Başsavcılığı’na sorumlu polisler hakkında kötü muamele yasağını ihlalden soruşturma yapılması için kararın örneğini gönderdi.
Ulaş Lokumcu: “Beni Recep Tayyip Erdoğan kadar kimse üzmedi”
Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, 16 Şubat 2012 tarihinde Radikal gazetesinden Pınar Öğünç’e verdiği röportajda babasını, “Babam öğretmendi ya, sekiz sene aynı okula gittik biz. Benim çantamı taşırdı ufakken. Bir gün ‘Elimi tut, düşersin’ dedi, ‘Ne tutacağım’ diye bağırdım; biraz ağırlığım olsun istiyordum. Elini bıraktım, beş adım sonra düştüm. Onu unutamıyorum. Ben İzmir’de okuduğum için beş aydır görüşmüyorduk. En son üzerinde kahverengi kaşe ceketi, otobüse binerken sarılışımızı hatırlıyorum. Sonra naaşını kimseye göstermedim, herkes en son haliyle hatırlasın istedim” diyerek anlatmıştı. Ulaş Lokumcu, kendisini Recep Tayyip Erdoğan kadar hiç kimsenin üzmediğini söylemişti.
