Diyarbakır’da, aralarında Diyarbakır Tabip Odası, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ve Türk Hemşireler Derneği’nin de bulunduğu sağlık örgütleri, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önünde koronavirüsten yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulundu.
Yapılan açıklamada, resmi verilere göre bir yıllık süreç içerisinde 372 sağlık emekçisinin koronavirüs nedeniyle hayatını kaybettiği ve 200 bine yakın sağlık emekçisinin de enfekte olduğu belirtildi.
Sağlık örgütleri adına saygı duruşundan sonra SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken açıklama yaptı. Güldiken, yanlış politikalar sonucu sağlık çalışanları ve vatandaşları kaybettiklerini, ölüm ve tükenmişlik ile geçen salgının birinci yılını geride bıraktıklarını ifade ederek, “Bugün itibari ile ülkemizde resmi verilere göre bir yıllık süreç içerisinde 372 sağlık emekçisi hayatını kaybetti. 200 bine yakın sağlık emekçisi enfekte oldu. Uluslararası platformda da tartışmalı olarak kabul edilen resmi rakamlara göre vaka sayısı 2 milyon 822 bine yaklaşırken toplam can kaybı 29 bin 227 kişiye yükseldi. Sağlık ve sosyal hizmet alanındaki emek ve meslek örgütleri olarak, salgının kontrol altına alınabilmesi, hızının kesilmesi ve en nihayetinde önlenebilmesi için sürekli uyarı ve önerilerde bulunduk. Bu uyarı ve önerilerimizi bilimsel verilere, istatistiklere, raporlar ve incelemelere dayandırdık. Sağlık hizmetlerinin sunumunda olduğu kadar, karar alma süreçlerinde de işin sahiplerinin, örgütleri aracılıyla bulunması gerektiğini dile getirdik” dedi.
Şiyar Güldiken, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak halkın sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığı için salgın öncesinde de uyarılarda bulunduklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Bilimin, aklın yolunu gösterdik ancak siyasi ve ekonomik kaygılarla yanlış kararlar alınmaya devam edildi. Bu yanlış kararlar ve alınması gerektiği halde alınmayan kararlar nedeniyle koronavirüs salgınında binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Kayıplarımız bugün de devam ediyor. Yaşanan can kayıplarının önemli bir bölümü, zamanında alınan doğru kararlarla önlenebilirdi. En temel hakkımız olan yaşam hakkımızın, bilimsellikten uzak, şeffaflıktan uzak, ekonomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması bizi dehşete düşürdü. Yorulduk, tükendik, öldük. Çok can kaybettik, canlarımızı kaybettik! Ek ücret talebi ve katkı katılım payları ile her ne kadar tam tersi iddia edilse de sağlık hizmetlerini kamu hizmeti olmaktan çıkaran sağlık sisteminin, salgın ile mücadelede nasıl sınıfta kaldığına üzülerek tanık olduk. Özellikle salgının yarattığı sosyal koşullardan ve tetiklediği ekonomik sorunlardan dramatik bir şekilde etkilenen halk, sağlık hizmetine ulaşmakta büyük zorluklar yaşadı, yaşamaya devam ediyor.”
Salgının birinci yılında, sağlık emek ve meslek örgütleri olarak, salgının başından bu yana yaşamını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı dilediklerini ifade eden Güldiken, taleplerini şöyle sıraladı:
– Koronavirüsün meslek hastalığı sayılması
-Şiddet, mobbing ve baskıların son bulması
-Performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret
– 3600’dan başlatılmak üzere ek göstergelerin kademeli olarak arttırılması
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
-Fiili hizmet zammı
-OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamının yapılması
-Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin derhal göreve başlatılması