Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) binalarına astığı “128 milyar dolar nerede?” afişleri, savcılık talimatıyla polisler tarafından sökülüyor. Döviz rezervi tartışması, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla başlamıştı ve neredeyse tüm siyasi partiler konu hakkında açıklamada bulunmuştu.
Merkez Bankası’nın rezervinden kaybolduğu söylenen 128 milyar dolarla ilgili tartışma 2020 Kasım’ında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası ile başladı. İstifanın ardından muhalefet partileri ve ekonomistler, dövizlerdeki erimenin sebeplerini dillendirmeye başladılar.
Merkez Bankası’ndaki erimenin döviz kurunu dengelemek için yapıldığı söylenirken Bakan Berat Albayrak’ın uyguladığı politikalar eleştirildi. Reuters, Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinin 10,7 milyar dolara gerilediğini ve bunun 2003’ten bu yana en düşük seviye olduğunu duyurdu.
“Suç duyurusunda bulunacağız”
Son bir haftadır ise CHP, Merkez Bankası rezervlerindeki 128 milyar dolarlık azalmaya dikkat çekerek iktidara yöneltilen “128 milyar dolar nerede?” sorusunun yer aldığı afişleri parti binalarına asmaya başladı. Bununla birlikte savcılık kararlarıyla, CHP parti örgütlerinden afişler sökülmeye başlandı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, pankartı sökenler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu. Bugün (14 Nisan) ise bir gece önce sökülen afişler yine CHP İstanbul teşkilat binalarına asılmaya başlandı.
“Sen mi yoksa damadın mı bu işi halletti?”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da afişlerin sökülmesiyle ilgili “Gece yarısı vinçlerin yetmemiş, parti örgütlerimize özel harekât polislerini baskına göndermişsin. Mesele ne, ‘128 milyar dolar nerede’ pankartlarını indirmek. Fakirin, fukaranın, yetimin parasını soruyoruz sana. Yetim ağladığında, arş titrer arş” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “128 milyar dolar nereye gitti, kime gitti, vurgunu kim vurdu, milyarları kim götürdü, listeyi niye gizliyorsunuz? Biri ‘Para kaybolmadı el değiştirdi’ diyor. Ben zaten sana bunu soruyorum, milyarları kim götürdü? Merkez Bankası daha önce sattığı dövizleri tablolar halinde yapar sitesinde yayımlardı. Ekonomiyle ilgilenenler girer bakarlardı. Hangi tarihte kaç liradan çıkmış, kime satıldıysa listesi vardı. Şimdi bu liste yok. Sorumuz da zaten buradan kaynaklanıyor. Listeyi neden gizliyorsunuz? Kime sağladınız bu avantajları? Sen mi yoksa damadın mı bu işi halletti? Damat kime verdi, sen kime talimat verdin? Ne oldu bu para? Tık yok. Önce ‘Veznede duruyor’ dedi, sonra ‘Salgında kullandık’ dedi. Yalan söylüyorlar, yalan. Sıkışınca yalana sarılıyorlar. Dua edelim yani ‘128 milyar dolar nerede?’ diye sorduk, ‘Bunlar darbeci’ diye suçlamadı. Bakalım yarın suçlayacak herhalde. ‘Bunlar darbecilerle beraber, 128 milyar doları soruyor’ diye.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Kılıçdaroğlu’nun iddialarına karşılık, “Salgın bahanesiyle yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere, elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Kılıçdaroğlu’nun sürekli sorduğu dövizlerin önemli bir bölümü işte bu mücadelede kullanılmıştır” dedi.
Önerge reddedildi
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
CHP, 128 milyar dolar rezervin kaybolması hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüşülmesi için önerge verdi ancak önerge reddedildi. Genel görüşme önergesini, CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç sunmuştu.
“Bu mekanizmayı kim, nasıl kurdu?”
Eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz ve eski Merkez Bankası Başkan Yardımcısı ve Gelecek Partisi Yürütme Kurulu Üyesi İbrahim Turhan, açık yerine gizli olarak satılan 128 milyar dolarlık rezervin kimlere, hangi kurdan ve ne gerekçeyle satıldığının araştırma ve soruşturma yoluyla açığa çıkarılması gerektiğini dile getirdiler. Yılmaz, ayrıca şu açıklamayı yaptı: “O dövizler reel sektörde hangi firmalara verildi? Zombi firmalara mı gitti, batıklar mı önlendi, kaçtan hangi kurdan verildi? Bu mekanizmayı kim, nasıl kurdu ve altında kimlerin imzası var? Bütün bu soruların yanıtının ortaya çıkarılması gerekiyor. Hırsız çaldığında da el değiştiriyor. Burada el değiştirme nasıl ve kime olmuş, önemli olan bunun ortaya çıkarılması.”
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmayan bir şey”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise 20 ayda dört defa Merkez Bankası Başkanı’nın değiştiğini hatırlatarak “1990’larda siyasi istikrarın olmadığı günlerde dahi bu kadar sık Merkez Bankası Başkanı değişmezdi. Yani taraflı cumhurbaşkanı sistemi ülkenin başlı başına istikrarsızlık kaynağı haline gelmiş durumda” dedi.
Babacan, “130 milyar dolarlık rezerv kaybı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde olmayan bir şey. 2018 seçimlerinden sonra taraflı Cumhurbaşkanı ve akraba bakan beraberce bu ülkenin Merkez Bankası’nın tam 130 milyar dolarlık rezervini tükettiler. Bununla ilgili hiçbir açıklama yok. Tamamen karanlıkta yapılan döviz satış operasyonları var” şeklinde konuştu.
“Bana tarih söylesinler ya da istifa etsinler“
Ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, 128 milyar doların kaybolmadığını söylemişti: “Bana tarih söylesinler ya da istifa etsinler. Brüt rezerv ile net rezerv arasındaki farkı bilmeyenler yalan söylüyorlar. 128 milyar dolar sattınız, bilançonun sağ ve sol tarafı var. 128 milyar doların karşılığı TL oluşması lazım. ‘128 milyar doları sattılar’ diyorlar. Eski bakan çıkıp söylüyor. Cehaletten söylüyorsan yaptığın bakanlığa yazık, nasıl bilerek çıkıp vatandaşa yalan söylüyorsun. Yalan söylemesinler. Brüt rezerv 135 milyar doların üzerine çıktı. Şimdi yine oraya doğru ilerliyor ama hiçbir zaman 128 milyar dolar satılabilir rezerv olmadı. Cehaletten söyleyenlere sözüm yok, halkı yanıltmak isteyenlere ciddi anlamda sitemim var.”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, CHP’nin, Merkez Bankası’nın kasasındaki 128 milyar dolara yönelik iddialarına ilişkin, “Merkez Bankası’nın doları ucuza veya pahalıya sattığına ilişkin değerlendirmeler en hafif ifade ile cehalet ürünüdür” dedi.
