Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Önyargısız bir mekan: Uçan Ev – “Burada kendimi güvende hissediyorum, gelen insanlar cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgilenmiyor, yargılamıyorlar”

İstanbul-Taksim’deki “Uçan Ev” isimli mekan, LGBTİ+’ların, mültecilerin, engellilerin ve yaşlıların sıklıkla gittikleri ve kendilerini güvende hissettikleri bir kafe-bar olarak biliniyor. Üç yıl önce Uçan Ev’i işletmeye başlayan Sara Deniz ve Zafer Akkuş, bu beş katlı mekanı, insan haklarının gözetildiği, nefret söyleminin üretilmediği ve tacize hiçbir tolerans gösterilmeyen bir yer haline getirdiklerini söylüyor. Uçan Ev çalışanları ve müşterileri, mekanı Medyascope’a anlattı. 

Kamera: Ali Macit 

Pek çok sektör gibi kafe, bar, restoran, lokanta gibi işletmeler de koronavirüs salgınından olumsuz etkilendi. Geçen bir yılda mekanlar sıklıkla kapatıldı, açık olduğu zamanlarda da belli kısıtlamalarla işletilebildi. Bu süreçte zorluk yaşayan mekanlardan biri de Beyoğlu-Taksim’de bulunan Uçan Ev. Almanya’da doğan, İtalya’daki eğitimine uzaktan devam eden Sara Deniz ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile öğretmenlikten ihraç edilen Zafer Akkuş, Uçan Ev’in işletmesini üç yıl önce devraldı. Deniz ve Akkuş sayesinde önyargısız bir mekan haline gelen Uçan Ev bugün, LGBTİ+’ların, mültecilerin, engellilerin ve yaşlıların uğrak mekanı oldu.

Dokuz yıl boyunca öğretmenlik yaptığını anlatan Uçan Ev’in işletmecisi Zafer Akkuş, 2016 yılında bir gece yarısı KHK ile çok sevdiğini dile getirdiği öğretmenlik mesleğinden ihraç edildi. Ardından Sara Deniz ile birlikte Uçan Ev’in işletmesini devraldı. Sara Deniz ise Almanya’da doğup büyüdü, altı yıl İtalya’da yaşadı. İtalya’da yüksek lisans öğrencisi olan Deniz, eğitimine çevrimiçi olarak devam ediyor, bir yandan da Uçan Ev’i işletiyor. 

Üç yıl önce mekanı devraldıklarında Beyoğlu’nun kan kaybettiği bir dönemde olduğunu dile getiren Akkuş, “Beyoğlu’nun, eski dönemlerinin aranır olduğu zamanlardı. Bence, Beyoğlu’nu Beyoğlu yapan buradaki kafeler, barlar, tiyatrolar ve sinemalar” diye devam etti. 

“Beyoğlu’nda her zaman LGBTİ+’lar, öğrenciler, gençler vardı”

Uçan Ev’in dönüşümünün Beyoğlu’nun dönüşümüne benzediğini anlatan Deniz, “Beyoğlu’nda kimler varsa bizim mekanımızda da o kişilerin birer temsiliyeti var. Beyoğlu her zaman daha özgür ve daha güvende olan bir yer olmalı ancak belirli sıkıntılar yaşıyoruz. Biz aslında ekstra bir şey yapmıyoruz, buranın güvenli olması tuhaf bir durum olmaması gerekirken, aslında çok özel bir durum olmaya başladı. Bu durum aslında çok rahatsız edici çünkü Beyoğlu’nda zaten her zaman LGBTİ+’lar, öğrenciler, gençler vardı. Uçan Ev, zaten olması gereken bir dünya. Yaşam hakkını savunmak, bütün bu güvenli ortam için yeterli” dedi.

İnsanların dışlanmasından ve bir kalıba sokulmaya çalışılmasından sıkıldıklarını söyleyen Deniz, “Uçan Ev olarak biz LGBTİ+ dostu değiliz, bir cinsiyet kimliğiyle ve cinsel yönelimle dost olunamaz. Biz, insanlarla dostuz. İnsanları cinsel yönelimlerine göre ayırmıyoruz. LGBTİ+’lar ayrı bir grup mu ki biz yönelimlerle dost olalım? Onlar zaten bizim arkadaşlarımız. Burası LGBTİ+’nın normalleştiği bir mekan” diye ekledi.  

“İşaret dilini öğrendiğimiz bir süreçteyiz. Farklı engelleri olanlar, farklı cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi olanlar, farklı ırk ya da inanca sahip olanlar, mülteciler buraya gelen pek çok kişi var” diyen Zafer Akkuş ise engel tanımayan, ayrımcılıktan uzak işletme anlayışının yayılmasını istediğini söyledi.

Uçan Ev’de şef yardımcısı olarak çalışan trans kadın Zena Manay, “Uçan Ev’de, kendimi rahat ve özgür hissediyorum, tedirgin değilim. Hiçbir homofobik söyleme maruz kalmadım burada. Daha önce çalıştığım yerlerde dış görünüşüm sıkıntı oluyordu, mutsuzdum” diye konuştu.

Mutfak şefi Mehmet ise dokuz yıl önce Lübnan’dan Türkiye’ye geldiğini anlattı. Tıp fakültesinde öğrenci olan Mehmet, aynı zamanda aşçılık mezunu. Daha önce çalıştığı yerlerde homofobik söylemlere maruz kaldığını anlatan Mehmet, “Burada açık kimliğimle çalışıyorum. Dışarıda nefret söylemi çok fazla, arkamdan ‘İbne’ diye bağırıyorlar. Burada kendimi güvende hissediyorum, gelen insanlar cinsiyet ve cinsel yönelimle ilgilenmiyor, yargılamıyorlar” dedi.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.