İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gazeteci-yazar Enver Aysever’in katılımıyla düzenlenen okuryazarlık atölyesinin maliyeti eleştiri konusu olmuş, Aysever 238 bin lira aldığı iddialarını reddetmişti. Konu Basın Konseyi’ne taşındı. Aysever, burada düzenlenecek toplantının halka açık olmasını talep etti ancak kabul edilmedi. Aysever ayrıca medya ombudsmanı Faruk Bildirici’nin eleştirilerine de yanıt verdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Enver Aysever’e okuryazarlık atölyesi karşılığında 238 bin lira ödediği iddia edilmiş, Aysever ise bu miktarın doğru olmadığını açıklamıştı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ihaleyi iptal etmesi üzerine Aysever, para ilişkisine girmekten öte, telifli şekilde birçok gazeteci/yazarın yaptığı şeyi yaptığını dile getirmişti.
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, gazeteci-yazar Enver Aysever’in İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde okuryazarlık atölyesi düzenleyerek belediyeyle mali ilişkiye girmesini eleştirmişti. Bildirici, bunun yanı sıra Aysever’e “Aysever belediyelere hangi şapkasıyla iş yaptı: Gazeteci mi, politikacı mı, profesyonel konuşmacı mı?” diye sorarken, iptal edilen ihaleye dair İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden 50 bin TL tazminat talep ettiğini yazmıştı.
Bildirici, yazısında Aysever’in dava dilekçesinde kendisini “Enver Aysever, ülke çapında takdir edilen, kamuoyu karşısında kişisel ve mesleki anlamda saygınlık elde etmiş bir gazeteci, roman ve oyun yazarı, televizyon sunucusu, siyasetçidir” diye tanıttığına da değinmiş ve şöyle demişti: “Aysever’in CHP yönetimindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki atölye etkinliklerini hangi kimliğiyle düzenlediği sorusu ortaya çıkıyor.”
“Şirketten de ihaleden de haberim yoktu”
Aysever, Medyascope’a atölye sürecini bir kez daha şöyle anlattı:
“İzmir’de, Tunç beyin daveti üzerine yazarlık atölyesi çalışması yaptım. Orada herkese uygulanan telif yöntemi benim için de geçerliydi. Ben üç ay için temsili ücret aldım. Bunu da açıkladım: 9 bin TL. Şirketten de ihaleden de haberim yoktu. Herkesle aynı anda öğrendim. Bu tür işlerin ihale ile yapıldığını söylediklerinde asla kabul edilemeyeceğini daha teklif aşamasında söyledim. Bunu sayın başkan, sekreteri, kültür müdürü ve memurların bir kısmı bilir, tanıktır. Dolayısıyla benim süreçle ilgim yoktur, sorunun muhatabı belediye ve Başkan Tunç Soyer’dir.”
Aysever, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile olan davada 50 bin TL isteme tercihinin kendisinden kaynaklanmadığını belirterek, “Bu tür davalarda sembolik rakamlar reddedilmesine neden oluyor. O yüzden gereken harcı yatırdık, sorumluluk aldık. Amacımız kamu parasını almak değil elbette. Sonuçlanınca hep birlikte karar veririz ne yapacağımıza” dedi.
Halka açık toplantı çağrısı
Mehmet Haberal’ın şikayeti üzerine Basın Konseyi’nde toplantıya çağrılan Aysever, Basın Konseyi’nden toplantının halka açık yapılmasını istemişti.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Bununla birlikte, düzenlenecek toplantı halka açık olmayacak. Basın Konseyi Sekreteri Mustafa Eşmen, tüzük gereği toplantının gizli yapılacağını söyledi: “Yüksek kurulda gizli görüşme, oylama yapılır. Şikayet eden, edilen katılabilir. Enver Aysever katılacak, şikayet eden katılacak. Biz ancak kararı yayınlarız. Kendisi zaten eski yüksek kurul üyesidir, hepsini bilebilir. Ancak elbette üç üyeyi reddedebilir. Fakat toplantı kapalı olacak.”
Aysever ise “Basın Konseyi ile ilgili çağrım toplumun bilgilendirilmesi, hesap verilebilirlik içindir” dedi ve Faruk Bildirici’nin, “Aysever belediyelere hangi şapkasıyla iş yaptı: Gazeteci mi, politikacı mı, profesyonel konuşmacı mı?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Konseyin ilk başkanı Hürriyet köşe yazarı ve daha sonra milletvekili Oktay Ekşi’dir. Sayın Ekşi yazarken CHP üyesiydi. Şu anki başkan sayın Pınar Türenç, Demokrat Parti yöneticiliği yaptı. Şimdi hakemlik görevinde. Sayın Faruk Bildirici, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından RTÜK üyeliğine atandı. Ben CHP’de iki dönem parti meclisi üyeliği yaptım ve üyelikten de istifa ettim. Hiçbir bağım yoktur. Hatta eğer mesleki yetkinliğim olmasa beni o görevlere çağırmazlardı.”
