Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 156. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. 855. haftanın moderatörlüğünü gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Aysel Ocak yaptı. Açıklamayı okuyan Cumartesi İnsanı Kıvanç Sert, 18 Ağustos 1992’de Şırnak’ta kaybedilen Mehmet Ertak (32) için adalet istedi.
Cumartesi Anneleri, kayıpları için 855. kez adalet istedi. Bu hafta akıbeti sorulan, 1992’de gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak’tı. Eşi Emine Ertak, yetkililere şöyle seslendi: “Mehmet Şırnak’ta gözaltına alındı ve kaybedildi. 29 yıldır kayıp, kendisini 29 yıldır arıyoruz, hiç değilse kemiklerini istiyoruz. Çocuklarım, ‘Artık bir mezarımız olsun, işte babamız burada’ demek istiyor. Mehmet’i aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Talebimiz adaletin yerini bulması.”
Mehmet Ertak’ın oğlu Servet Ertak da “Babam, üç akrabamızın gözleri önünde gözaltına alındı. Daha sonra ortaya çıkan gözaltı tutanağına rağmen gözaltına alındığı tüm resmi kurumlarca reddedildi. Siz babamla birlikte annemin umudunu kaybettiniz, biz çocukların geleceğini kaybettiniz” diye konuştu.
“Tanıklara, belgelere ve delillere rağmen Ertak’ın gözaltına alındığı inkâr edildi”
855. haftanın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanı Kıvanç Sert, “Türkiye’de devletin güvenlik güçlerinin vatandaşa yönelik işkence, öldürme, gözaltında kaybetme gibi uygulamaları söz konusu olduğunda idari ve yargı mekanizmaları çalışmıyor. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar gündeme geldiğinde adeta devletin soruşturma ve yargılama faaliyeti duruyor” dedi.
Şırnak’a bağlı Rezuk mezrasında yaşayan 32 yaşındaki dört çocuk babası Mehmet Ertak’ın bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalıştığını söyleyen Sert, “Ertak ve aynı işyerinde çalıştığı üç akrabası, 18 Ağustos 1992’de, işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu. Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyette Ertak’ın gözaltına alındığına dair tutanak düzenlendi. Ancak emniyete başvuran ailesine onun gözaltına alınmadığı söylendi. Babası İsmail Ertak savcılığa başvurdu. Üç kişi Mehmet Ertak’ın gözaltına alındığına, altı kişi de gözaltında işkence edilirken gördüğüne dair tanıklık etti. Olay soru önergeleriyle Meclis’e taşındı. Ancak aile tanıklara, belgelere, delillere rağmen başvurduğu her yerde inkârla karşılaştı” diye konuştu.
JİTEM personeli İpek’in itirafları
Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde sorgu elemanı olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek’in, 1997 yılındaki itiraflarını hatırlatan Sert, şöyle devam etti: “Kamuoyuna da yansıyan itiraflarında İpek, ‘Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan’ın emriyle öldürüp gömdük’ dedi. Yaptıkları tüm infazların dönemin Olağanüstü Hal (OHAL) Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi.”
“Davayı AİHM’e taşıyan Tahir Elçi işkence ve kötü muamele gördü”
Tüm başvuruları sonuçsuz bırakılan Ertak ailesinin AİHM’e başvurduğunu söyleyen Sert, “Mehmet Ertak’ın ailesini AİHM’de savunmaya hazırlanan Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı. Dava dosyalarına el konuldu, gözaltına alınan Tahir Elçi, kötü muamele ve işkenceye maruz kaldı. Tüm tehdit ve baskılara rağmen dava, AİHM’e taşındı” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Mehmet Ertak dosyasında cezasızlığa son verin”
AİHM’in, mevcut delillerin Mehmet Ertak’ın gözaltına alınıp işkence sonucu ölmüş olduğuna hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar yeterli olduğu sonucuna vardığını belirten Sert, yetkililere Ertak dosyasında inkâr ve cezasızlığa son verilmesi çağrısı yaptı: “AİHM, Mehmet Ertak’ın ölümünden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını vererek Türkiye’yi yaşam hakkını ihlalden oybirliği ile mahkûm etti. Mehmet Ertak’ın gözaltında işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.”
