Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Cumartesi Anneleri 886. haftalarında Hasan Ocak için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 187. haftasında, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. 886. haftanın moderatörlüğünü İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon üyesi Sebla Arcan yaptı. Cumartesi Anneleri, 1995’te gözaltına alınan ve işkence edilmiş cansız bedeni 58 gün sonra kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak için adalet istedi.

23 Mart’taki duruşmaya çağrı

Maside Ocak, 27 yıldır kardeşi Hasan Ocak ve tüm kayıplar için adalet mücadelesi verdiklerini dile getirerek, 700. hafta açıklaması nedeniyle haklarında açılan davanın 23 Mart Çarşamba günü görüleceğini hatırlattı. Ocak, “Biz kayıp yakınları ve insan hakları savunucularının göze alamayacağımız tek şey insanlık onurumuzdan vazgeçmektir. Bizler nerede ve ne koşulda olursa olsun kayıplarımızı aramaktan ve Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmeyeceğiz. Herkesi 23 Mart Çarşamba günü Çağlayan Adliyesi’ndeki duruşmamızı izlemeye ve dayanışmaya çağırıyoruz” diye konuştu.

Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak da “Adalet istiyoruz, Galatasaray’ı istiyoruz” dedi.

“57 gün boyunca Hasan’ın yaşadığı işkenceleri içimizde hissettik”

Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak, cezasızlık politikasının ülkeyi yönetilemez hale getirdiğini belirterek şunları söyledi:

“21 Mart 1995 akşamından itibaren 57 gün boyunca Hasan’ın yaşadığı işkenceleri içimizde hissederek kendimizi vurduk sokaklara. Onun cansız bedenine ulaşmamızdan bugüne dek süren adalet arayışımızda hukuk kurumlarının yetkililerin basiretsizliğini içimiz yanarak izliyoruz. Başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere yaşanan insanlık suçlarının cezasız kalması, keyfilik, mafyalaşma ve çeteleşmeyi geliştirip güçlendirdi. Yaşanan acılara, belgelere, tanıkların çığlıklarına rağmen cezasızlık politikasının ülkeyi nasıl yönetilemez hale getirdiğine içimiz yanarak şahit oluyorum.”

Hasan Ocak dosyasının avukatı İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri de hukuki süreci anlattı.

Tanık ifadelerine rağmen gözaltına alındığı inkâr edildi

886. haftanın açıklamasını Hasan Ocak’ın yeğeni Dilcan Acer okudu. Cezasızlığa son verilmesi çağrısında bulunan Acer, dayısının gözaltında kaybedilmesine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Sosyalist kimliği ile bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak, atama bekleyen bir öğretmendi. Bu bekleme sırasında da Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995’te akşamüzeri annesini telefonla arayarak ‘Balık alacağım, akşam yemek hazırlama’ dedi. Avcılar’daki evine gitmek için işyerinden ayrılan Hasan’dan bir daha haber alınamadı. Hasan’ın gözaltına alındığını ancak bu durumun inkâr edildiğini kamuoyuna açıklayan ailesi, savcılığa başvurarak oğullarının akıbetinin açığa çıkarılmasını talep etti. Aile ayrıca TBMM, başbakanlık, bakanlıklar, hastaneler ve Adli Tıp nezdinde de girişimlerde bulundu. Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, ‘Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığını, suçlu olarak aranmadığı’nı açıkladı. Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan iki kişi Hasan’ı şubede gördüklerini, iki kişi de Hasan’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde okuduklarını söyledi. Nevroz nedeniyle gözaltında tutulan başka bir tanık ise, şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştuklarını aktardı.

İşkence edilmiş bedeni kimsesizler mezarlığında bulundu

Ailesinin Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedilmek istendiğini kamuoyuna duyurduğunu, kaybedilme iddiasının ilk kez yaygın medyanın gündemine girdiğini ve ana haber bültenlerinde yer aldığını anlatan Acer, “58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Hasan Ocak’ın ağır işkence izleri taşıyan bedenine ‘meçhul kişi’ olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı. Olayla ilgili düzenlenen resmi rapor Hasan Ocak’ın işkence ile öldürüldüğüne işaret ediyordu. Olay yeri tutanağı ise bulunduğunda kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının olmadığını ve ellerinde parmak izi alınırken kullanılan mürekkep lekeleri olduğunu kayıt altına alarak, onun gözaltında bulunan kişilere uygulanan rutin işlemlerden geçtiğini kanıtlıyordu” dedi.

Bakan Hacaloğlu devlet adına özür diledi

Dilcan Acer, Hasan Ocak’ın gözaltındayken uygulanan işkence ve darptan dolayı öldüğünü açıklayan dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu’nun Ocak ailesini ziyaret ederek anne Emine Ocak’tan devlet adına özür dilediğini de hatırlattı.

“Hasan Ocak’ı kaybedenler 27 yıldır cezasızlık zırhıyla korunuyor”

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Hasan Ocak’ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili yeterli ve etkin bir soruşturma yürütülmediği için Türkiye hakkında ihlal kararı verdiğini ancak Ocak ailesinin iç hukuktaki tüm girişimlerinin sonuçsuz bırakıldığını vurgulayan Acer, sözlerini şöyle tamamladı:

“Dosya 27 yıldır Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın tozlu raflarında bekletilmeye devam ediyor. Hasan Ocak’ı kaybedenler 27 yıldır cezasızlık zırhıyla korunuyor. Devlet, bu sorumluluğunun gereği olarak cezasızlığa son verip Hasan Ocak dosyasında etkin, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütmeli. Kaç yıl geçerse geçsin Hasan Ocak ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 187 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.