Gıda enflasyonu nedeniyle hastanelerde yemek dağıtan şirketler porsiyonları küçültürken yemeklerin niteliği de düştü. Medyascope’a konuşan SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, yoğun bir çalışma temposu içindeki sağlık emekçilerinin iyi beslenememesinin büyük bir sorun olduğunu belirterek, “Sağlık emekçisi 24 saat hastanede tutuluyor ve yüksek tempoda çalışması bekleniyor. Sağlık emekçisinin dışarı çıkması dahi yasaksa, onlara bağışıklık sisteminden ve enerjisinden ödün vermeyerek nitelikli bir beslenme hizmeti sunmak zorundayız” dedi.
Kamu hastanelerinde çalışan sağlık emekçilerine verilen yemeklerde nitelik, hijyen ve porsiyon konularında yaşanan sıkıntılar devam ediyor. Medyascope’a değerlendirmelerde bulunan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, kamu hastanelerinde yemek ihalelerini alan firmaların koronavirüs salgını, bütçe baskısı ve yüksek gıda enflasyonu nedeniyle yemeklerin kalitesini düşürdüğünü söyledi.
“Mide ve bağırsak sorunları yaşanıyor”
SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, kamu hastanelerinde sağlık emekçilerine verilen yemeklerin kalitesinin bozulmasının nedenlerini, “Hastanelerde bütçe baskısı ve artan gıda enflasyonu nedeniyle yemek kalitesinde ciddi bir bozulma var. Porsiyonlar doyurucu değil, hijyen sorunu var. İhalenin şartlarına göre et yemeği çıktığında patatesin içinde eti görmek imkânsız. Artan yağ fiyatları nedeniyle yemeklerde düşük kaliteli yağ kullanılıyor. Bundan kaynaklı sağlık emekçisi mide, bağırsak sorunları yaşıyor” diye anlattı.
“Çoğu sağlık emekçisi artık hastaneden yemek yemiyor”
Yoğun çalışma temposu içindeki sağlık emekçilerinin iyi beslenmesi gerektiğini belirten Yalçınkaya, çoğu sağlık çalışanının yemekhane dışındaki alternatiflere yöneldiğini söyledi: “Çoğu sağlık emekçisi artık hastaneden yemek yemiyor. Kendi imkânlarıyla evden getirdiği yemekle öğününü geçiştirmeye çalışıyor. Dışardan yemek söylendiğinde de ciddi anlamda maliyet yükü var. Sağlık emekçisi 24 saat hastanede tutuluyor ve yüksek tempoda çalışması bekleniyor. Sağlık emekçisinin dışarı çıkması dahi yasaksa, onlara bağışıklık sisteminden ve enerjisinden ödün vermeyecek nitelikli bir beslenme hizmeti sunmak zorundayız.”
“Hastalar da sağlık emekçilerine sitem ediyor”
Hastalara da diyetlerine uygun olduğu zaman aynı yemeğin verildiğini belirten Yalçınkaya, hastaların bu konudaki şikâyetlerini de sağlık emekçilerine ilettiğini söyledi. Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’ne (SABİM) 2021 yılında dört buçuk milyon hastanın personel, hijyen ve yemek gibi konularda taleplerini ilettiğini hatırlatan Yalçınkaya, “Serviste yatan bir insanın önüne doyuruculuğu, hijyeni sıkıntılı bir yemek koyduğunuzda bu sorunla muhatap olan kişi hemşire oluyor. İdareciler servislerde gezmediği için hastanede hastanın karşısına kim geliyorsa o çalışan, sitemle karşılaşıyor. Şikayetler ağır ifadelerle ya da nezaket sınırları içerisinde olabiliyor ama sağlık emekçisi kendisinin de sorun yaşadığı bir olaya ilişkin vatandaştan da tepki gördüğünde iki arada bir derede kalıyor” dedi.
“Şikâyet etmekten bıkmış durumda”
Yemek hizmetleriyle ilgili sorunların tutanak ile kayıt altına alınabildiğini söyleyen Yalçınkaya, “Personel bu sorunları yıllardır dile getiriyor. İhaleyi alan şirketler ve idareciler de sorunun farkında. Sağlık emekçileri artık bu sorunların çözülmeyeceğini düşündüğü için şikâyet etmekten bıkmış durumda” diye konuştu.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
“Sağlık emekçisine de bu imkanlar sunulsun”
Sorunun çözümüne ilişkin çağrıda bulunan Yalçınkaya, sözlerini şöyle bitirdi: “Bugün TBMM’de milletvekillerine hangi fiyatlardan yemek verildiğini kamuoyu biliyor. Sağlık emekçileri de milletvekillerinden, diğer işkollarında çalışanlarından daha az değerli değil. Diğer kamu emekçilerine bu imkânlara kamu kapsamında sunulabiliyorsa sağlık emekçisine de bu imkânlar sunulsun.”
