Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul-Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Demokratik Cumhuriyet Konferansı” ikinci gününde sona erdi. Konferans salonunda Cumhuriyet’in 100. yılı anlatılırken, salon dışında güncel siyaset konuşuluyordu. Biz de, Saruhan Oluç ve Gülistan Kılıç Koçyiğit ile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın adayını, adayı geri çekme tartışmalarını ve Altılı Masa’yı konuştuk.
Konferansın ikinci günü, ilk gününe göre daha az katılımla ve daha sakin geçti. Dün (4 Şubat), konferansa gelen pek çok HDP’li vekil bugünkü oturumlara katılmadı. Bazı vekiller ise öğleden sonra konferanstan ayrıldı.
İlk oturumda konuşan Nilgün Toker, bu konferansı mevcut siyasal ortama bir meydana okuma olarak gördüğünü söyleyerek demokrasi, liberalizm ve Cumhuriyet üzerine konuştu.
Daha sonra Füsun Üstel eşit yurttaşlık üzerine sorular sorarak, “yurttaşlık” kavramını sorguladı. Konferansın ikinci gününde, Bekir Ağırdır, Yüksel Genç, Can Soyer, Kenan Kalyon ve Mustafa Aslan’ın da aralarında olduğu isimler, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını ve bu yeni yüzyılda yaşamı, demokrasiyi, kadın sorunlarını, ekolojiyi, inanç özgürlüğünü, emeği ve başka birçok konuyu ele aldı. Konferansın sonuç bildirgesinin ise 7 Şubat’ta açıklanması bekleniyor.
İzleyin: HDP’nin “Demokratik Cumhuriyet Konferansı”nın ilk günü
Konferansa verilen arada gündeme dair konuştuğumuz Saruhan Oluç, “Altılı Masa içerisindeki partilerin, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü doğrultusunda görüşleri var, bunları biliyoruz, görüyoruz, okuyoruz ama bir bütün olarak Altılı Masa bir araya geldiği zaman, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü doğrultusunda, herhangi bir söz söylememiş oluyor. Bunun çok büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyoruz” dedi.
“Adayımızın açıklanması, bizim kimse ile diyalog kurmayacağımız anlamına gelmiyor”
“Altılı Masa iktidara gelip bir anda Kürt sorununu çözecek” beklentisinde olmadıklarını, bu beklentinin naif bir beklenti olduğunu söyleyen Oluç, “Zaten yüz yıllık Cumhuriyet serüveninin demokrasi ile taçlandırılamamış olması, demokratik Cumhuriyet’e dönüşmemiş olmasının en temel nedenlerinden bir tanesi, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözüme ulaşmamış olmasıdır. Dolayısıyla Millet İttifakı, ‘Demokratik bir değişim yaratacağız, yeni bir döneme giriyoruz, bir geçiş dönemi yaşayacağız’ dediği zaman, Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümüne mutabakat metninde bir cümle bile yer verme cesaretine sahip değilse, Kürt seçmenin de ve HDP seçmenin de kafasında büyük soru işaretleri oluşur” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile bir “liste krizi” olmadığının altını çizen Oluç, “Biz adayımızı açıklayacağız ve bugüne kadar yürüdüğümüz yolda ilerleyeceğiz. Adayımızın açıklanması bizim kimse ile diyalog kurmayacağımız anlamına gelmiyor. Adaylar arasında da, siyasi partiler arasında da diyalog kurulur. Biz adayımızı en geç 10 gün içerisinde açıklamış oluruz” diye devam etti.
Konferanstan ayrılmadan önce yakaladığımız Gülistan Kılıç Koçyiğit’e adayın geri çekilme tartışmalarını sorduk. Bu tartışmanın kendilerinin dışında bir mesele olduğunu anlatan Koçyiğit, “Her ne kadar Emek ve Özgürlük İttifakı ‘Kazanmak için uzlaşıya açığız’ gibi bir kapı aralamış olsa da bu tartışma bizim dışımızda bir tartışma. Bizim dışımızda derken şunu demek istiyorum: Bizden çıkan, artık Altılı Masa’nın masasında olan bir tartışma” dedi.
Medyascope'un haftalık e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her çarşamba mail kutunuzda.
Altılı Masa’nın tutumunun, yaklaşımının belirleyici olacağının altını çizen Koçyiğit şunları ekledi:
“Mutabakat metninden adayımızı geri çekmemizi gerektirecek bir sinyal alamadık. Gündemimizde aday çekme tartışması yok, biz resmi olarak adayımızı çıkarmaya odaklanmış durumdayız.”
Okuyun: HDP’nin “Demokratik Cumhuriyet Konferansı”nın ilk gününden izlenimler
