Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Kimler kurban kesebilir? | Alım gücü kriterlerini Diyanet, kurbanlık fiyatını enflasyon belirliyor…

Kurban Bayramı’na girerken cebindeki para günden güne eriyen geniş bir kesim kara kara düşünmeye başladı. Nedeni, zekât ve kurban ibadetlerini yerine getirmekle sorumlu olanları belirlerken ölçüt olarak altının alınması ve 80,18 gram altın (yaklaşık 128 bin TL) karşılığı mal varlığı ya da parası olanların kurban kesmekle mükellef olması. Ancak 5 bin 950 Türk Lirası’ndan (TL) başlayıp, 84 bin TL’ye kadar çıkan kurbanlık fiyatları, alım gücü düşen vatandaşı zora sokuyor. Kimi ilahiyatçılar, bu gerekçelerle kurban kesme kriterlerinin güncellenmesi gerektiğini savunurken, görüşüne başvurduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre kriterlerin güncellemesi talebinin sebebi “popülizm”.

Din İşleri Yüksek Kurulu’na göre, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80,18 gram altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir.* Günümüzde gümüşün değer kaybetmesi nedeniyle zekât ve kurban ibadetlerinin sorumluluğu belirlenirken altın, ölçüt olarak alınıyor. 80 gram altının karşılığı ise yaklaşık 128 bin TL.

Türkiye Kasaplar Federasyonu, kurbanlık fiyatlarına ilişkin yaptığı açıklamada küçükbaş hayvanların 7 bin TL, büyükbaşların ise 84 bin TL’den başlayacağını söyledi. Diyanet İşleri de 2023 için Kurban Bayramı vekâlet fiyatlarını yurtiçinde 5 bin 950, yurtdışında ise 2 bin 750 TL olarak belirlediklerini açıkladı.

İlahiyatçılar, ekonomik gerekçelerle vatandaşın alım gücünün düştüğünü, bu nedenle kurban kesme kriterlerinin güncellenmesi ve Türkiye’nin ekonomisine göre revize edilmesi gerektiğini söylüyor. Diyanet ise, değişim ve güncelleme taleplerini popülizm olarak değerlendiriyor.

“Türkiye’nin ekonomisi dikkate alınarak revize edilmeli”

İlahiyatçı Mustafa Öztürk, kurban alım kriterlerinin çağın gerisinde kaldığını söylüyor:

“‘Kimler zekât verebilir, kimler kurban kesebilir?’ konusunda Din İşleri Yüksek Kurulu’nun verdiği fetva, Orta Çağ fıkıh kitaplarındaki zenginlik limitine göre yapılıyor. Bu düşünceyi alıp kullanıyorlar ancak tarihsel süreçte Orta Çağ’da başka bir ölçüt daha vardı. Örneğin gümüşten bahsedilirdi ama tarih gümüşü pul ettiği için artık onu konuşmuyoruz. Günümüzde ise altın üzerinden konuşuluyor.”

Öztürk, hem zekâtta hem de kurbanda zenginlik limitlerinin yeniden düşünülmesi ve revize edilmesi gerektiğini belirterek, “Bugünün Türkiye’sinin ekonomik gerçekliklerinin, enflasyonist ortamın, Türk parasının döviz karşısındaki tutumu dikkate alınarak revize edilmesi gerekiyor” dedi.

“365 günlük periyotlarla güncelleme yapılmalı”

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Türkiye’deki ekonomik duruma göre limitleri revize etmesi gerektiğini belirten Öztürk, “Tabiri caizse Merkez Bankası’nın toplanıp enflasyon öngörüsünde bulunması gibi her yıl Din İşleri Yüksek Kurulu’nun Türkiye’deki ekonomik duruma göre ‘Zekât ancak şu limit üzerinden verilebilir’ veyahut ‘Kurban bu sene ancak şu şartlar dâhilinde kesilebilir’ diye 365 günlük periyotlarla güncellemeler yapması lazım” diye konuştu.

“İbadetin özüne dokunmuyorsunuz, ibadetin yapılma şartlarını güncelliyorsunuz”

Devingen ekonomik yapı içerisinde kurban kesmenin vacip olmadığı fikrini savunan Öztürk, güncelleme yapılmasının ibadetin özünü değiştirmediğini de belirtti:

“’Kurban kesilmeyecek bunun yerine Türk Eğitim Vakfı’na, Diyanet Vakfı’na bağış yapılacak’ demiyorsunuz. ‘Kurban kesilecek ama kurbanı kesecek olanın imkânları artık şu ekonomik göstergelerle belirlenecek’ diyebilirsiniz. Diyanet’in yayımladığı iki ciltlik İslam İlmihali’nin zekât bölümünde de zekâta ilişkin zenginlik hesaplarının ölçütlerinin güncellenebilir olduğuna dair görüşler de mevcuttur. Çünkü siz ibadetin özüne dokunmuyorsunuz. Buradaki ibadet, ekonomik güçle ilgili olduğu için ekonomik göstergeler de, parametreler de sürekli değiştiği ve değişken olduğu için siz bunu dikkate alarak ibadetin yapılma şartlarını güncelliyorsunuz. Bunda hiçbir sakınca yok, bu mümkün.”

“Zekâtlarının belirlenmesinde ekonomi dikkate alınmalı”

İlahiyatçı Recep İhsan Eliaçık, “dini vecibe”nin kelime anlamının dini gereklilik olduğunu, kurban kesmenin ise bir vecibe olmadığını savunuyor:

“İslam kültüründe, dini vecibe ‘Allah’ın emrettiği ve yerine getirmemiz gereken dini emir’ demek. ‘Kurban kesmek’ diye bir dini vecibe yok. Kur’an-ı Kerim’de bütün mezheplere göre farz değil. Yani Allah’ın emri değil kurban kesmek.”

İhsan Eliaçık

“’Kur’an’da herkes kurban kesecek, kurban Allah’ın bir emridir’ diye bir şey yok” diyen Eliaçık, dini vecibe olsa bile yapılan hesaplamanın çağın şartlarının gerisinde kaldığını düşünüyor:

“Olsa bile yaptıkları hesaplama şu anda yanlış. Çünkü altın hesabı üzerinden, enflasyonu gözetmeksizin her yıl böyle hesaplamalar yaparak kurban fiyatı açılıyor. Bizim zekâtı konuşmamız lazım. Kaç lirası olan zekât vermeli? Asıl bunları konuşmalıyız. Kur’an-ı Kerim’i açınca ‘Zekât verin’ diyor. ‘İhtiyaçtan fazlasını verin’ diyor. İhtiyaçlar neye göre hesaplanacak. Eski çağlardaki verilere göre mi? Yeniçağlardaki rakamlara göre mi ihtiyaçlar belirleniyor? Bunların hepsinin güncellenmesi lazım. Bunu yapmak için hem çağımızda işleyen ekonomik düzenin, hem de geçmişteki Kur’an indiği zamandaki ekonomik hayatın nasıl olduğunu çok iyi bilmek lazım. Her iki dünyayı da bilmeden zaten işin içinden çıkmanız mümkün olmaz. Zekâtların belirlenmesinde ekonomi ve ülkenin enflasyonu dikkate alınarak güncelleme yapılması lazım.”

Diyanet İşleri Başkanlığı: “Kurban alım kriterlerinin güncellenmesi talebi popülizmdir”

Diyanet yetkililerine, “Kurban alım kriterleri güncellenebilir mi?” sorusunu yönelttik. Yetkililer, İslam’ın koyduğu hükümleri değiştirme ve güncelleme taleplerini “popülizm” olarak tanımladı. Yetkililer, “Ekonomik sorunları olan kişiler, mali ibadetleri yerine getirmek zorunda değiller” yanıtı verdi.

“Bugün için, yurtiçinde bir kişinin kurban hisse bedeli Türkiye Diyanet Vakfı’nın tespitine göre 5 bin 950 TL. Yurtdışında ise bu meblağ 2 bin 750 TL’dir. Şu anda bir küçükbaş hayvan da 5 bin 500 TL’ den başlamaktadır. Yazınızda ifade edilen 84 bin TL, 7 kişilik bir büyükbaş hayvan bedeli olduğunu da gözden ırak tutmamak gerekir. Ayrıca mali ibadetleri yerine getirmekle yükümlü olan kişinin, parasal sorun yaşamayan bireyler olduğu da unutulmamalıdır. Yani, ekonomik sorunları olan kişiler mali ibadetleri yerine getirmek zorunda değiller. Kısaca İslam dininin koyduğu hükümleri bütünüyle tetkik etmeden, sebep ve hikmetlerini tamamıyla kavramadan konuya yüzeysel bakarak değişim veya güncelleme talepleri, günümüz bakış açısıyla popülizm olarak değerlendirilmektedir.”

*:(Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452-453). Din İşleri Yüksek Kurulu – 12.07.2017

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.