Akdeniz’in dibi yangın yeri gibi

Yanmış gorgonlar ve mercanlar, istîlâcı türler, insan faaliyetinin baskıları: Dünya denizlerindeki yaşam çeşitliliğinin neredeyse dörtte birinin meskeni Akdeniz aşırı ısınmış durumda. Bu sessiz hercümerç başka kargaşaların habercisi. Marius Rivière’nin Mediapart’taki “AKDENİZ HERKESİN” yazı dizisinin ilk bölümünü Haldun Bayrı çevirdi.

Marsilya (Bouches-du-Rhône)

“Her şey kavrulmuş, sanki bir orman yangını her şeyi kırıp geçirmiş gibi” diye atılıyor Tristan Estaque sudan çıkar çıkmaz. Marsilya Körfezi’nin güney ucunda, solukları kesen denizaltı manzaralarıyla meşhur Maire Adası’nın dibindeki Pharillons’dayız.  

“20 metre derinliğe kadar bütün gorgonlar düpedüz kavrulmuş” diye ekliyor dalgıç; Akdeniz’deki deniz türlerinin dökümünü çıkarıp belgeleyen Septentrion Environnement derneğinde bilimsel misyon sorumlusu. Diğer yerel dalgıçlar gibi, son yıllarda bu alandaki dönüşüme o da şâhit olmuş. Bu mekâna ününü kazandıran heybetli kırmızı gorgonlar, mercan dallarının bir türü, sanki bir denizaltı yangınında sıcaktan kavrulmuş çalılar gibi bir görünüme bürünmüş.

“Bu hâdiseleri 25 yıldır inceliyorum ve böyle bir şeyi hiç görmemiştim” diyor Joaquim Garrabou, Uzun süre Marsilya’da çalıştıktan sonra şimdi Barselona Deniz Bilimleri Enstitüsü’nde denizi koruma uzmanı araştırmacı. Mercan sistemleri uzmanı olarak gorgon öbeklerinin, ama aynı zamanda kırmızı mercanların ve süngerlerin de feci biçimde azaldığını görmüş.

Septentrion Environnement derneğinin bilimsel misyonunun görevli dalgıçları Tristan ile Justine denizde,
Marsilya, 5 Temmuz 2023. © Fotoğraf Maïté Baldi / Hans Lucas – Mediapart

Bu kırımın baş sebebi suyun ısısı. “Gorgonlar soğuk sularda yaşar. 25 derece üzerinde bir suda birkaç hafta kalınca kayda değer biçimde cılızlaşırlar. 28 dereceyi aşınca, birkaç günde yenik düşerler” diye belirtiyor Tristan Estaque. Marsilya Körfezi, Akdeniz’in diğer yerlerine göre daha soğuk sularıyla (bilhassa mistral [kuzey-kuzeybatıdan esen rüzgâr] sâyesinde) kırmızı gorgonlara uzun süre ideal bir sığınak olmuş. Ancak 2022 Yazı, bütün bilinenleri geçersiz kılmış. Burada suyun ısısı bâzen 30 dereceyi aşmış. “2022’nin Ağustos ayında, 40 metre derinlikte bile suyun ısısı 26 dereceye kadar çıktı” diyerek ayrıntı veriyor Tristan Estaque.

1980’li yıllardan beri, T-MEDNet adında bir bilimsel ağ Akdeniz’in dört bir tarafında tutulan sıcaklık kayıtlarını düzenlemek maksadıyla kurulmuş. Sonuç: Yüzeyde (0 ile 100 metre arasında) ısı artıyor. Derin suların ısısı da. 1950’li yıllardan beri her yıl derecenin onda biri kadar. Azar azar, ama kesin bir biçimde. Esâsen kapalı bir deniz olan Akdeniz, okyanusların iki ilâ üç katı hızlı ısınıyor.

Sonuç: Yüzey sularında mevcut gorgonların neredeyse tümü yenik düşmüş. Üstelik bu hâdise Marsilya kıyı şeridiyle sınırlı kalmıyor. “2015 ile 2019 arasında, Akdeniz’in her tarafında herhangi bir anda kitlesel bir ölüm hâdisesine uğranıldığı saptandı” diye belirtiyor Joaquim Garrabou. İç geçirerek, “Akdeniz’de 30 metre derinliğe kadar mevcut bütün gorgon kolonileri etkilendiler; birçok yerde ölüm oranı %100’dü” diyor.

Akdeniz gelecekte tropikal bir deniz mi olacak?

Dalgıçların ellerinden bir şey gelmeksizin gözlemlemek zorunda kaldıkları bir çevre felâketi bu. Üstelik gorgonların ilerideki yıllarda tekrar belirme şansı da yok. Dallarını kaplayan ve onlara renklerini veren ufacık esmer dokunaçları, yani polipleri, senede en fazla bir ilâ iki santimetre büyüyor. İklimin hâlihazırdaki seyrine bakıldığında pek az muhtemel görünse de, deniz ısıları tekrar düşerse, bu gorgonların tekrar büyümeleri için onlarca yıl gerekecek. “Her 5 ya da 10 yılda bir gözlemlediğimiz ölüm hâdiseleri git gide daha sık görülmekte ve git gide daha yoğunlaşmakta” diye belirtiyor Joaquim Garrabou.

2011’de (yukarıda) ve 2022’de (altta) fotoğrafı çekilen kırmızı gorgonlar. © Fotoğraflar: Septentrion
Environnement

Gorgonların mâruz kaldığı tehlike daha önemli değişimlerin belirtisi. “Çok sayıda türün avlanma sâhası ve yaşama mekânı bunlar; çok önemli bir denizaltı yaşamı yeri” diye belirtiyor Septentrion Environnement yöneticisi Olivier Bianchimani. “Yok olmalarıyla ekosistemlerin alt üst olması riski var” diye ekliyor. Üstelik daha az görünür başka türler de aynı hâdiseye mâruz kalıyor: kırmızı mercanlar, süngerler ve deniz şakayıkları da kavruluyor. “Azar azar tüm bir mercan ekosistemi yok oluyor. Asırlık ağaçların yanıp kül olması gibi bu” diye tamamlıyor Joaquim Garrabou.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Onlardan önceki başka türler gibi gorgonların da yok olacağı anlamına mı geliyor bu? “Yok, 40 metreyle 120 metre derinlik arasında hâlâ çok sayıda koloni var. Ama ne kadar bir süreliğine?” diye soruyor Sandrine Ruitton, Akdeniz Okyanusbilim Enstitüsü’ne bağlı eğitmen-araştırmacı.

Zîra gorgon sıcak sulara direnemezken, buna pekâlâ alışan bâzı türler de var. Meselâ Güney Akdeniz kökenli barakudanın nüfusu şu son yıllarda hayli artmış.  

İstîlâcı türlerin çoğalması

Yaşanmakta olan ısınmaya bir başka tehdidi de eklemek gerek: İstîlâcı türlerin yayılması. “Bu konuda birkaç ciddî adayımız var: Lopholcladia lallemandii, müthiş istîlâcı bir kırmızı yosun” — kısa süre önce Port-Cros’da bir numûnesine rastlanmış. Daha endîşe verici olan ise, “tavşanbalığı” denen ve normal olarak Akdeniz’in güneydoğusunun sıcak sularında bulunan bir otyiyici, Siganus, kısa süre önce batı kıyısında kendini gösterdi. “İşte bu balık hakîkî bir biçme makinesi” diye özetliyor Sandrine Ruitton. Yunanistan’da, Lübnan’da veya Türkiye’de bu tavşanbalığı o kadar çok denizaltı bitkisini mîdeye indirmektedir ki, onun yüzünden, besleyici bir eti olup balıkçıların çok rağbet ettiği çitari balığının (sarpa salpa – saupe) neredeyse yok olmasına yol açmıştır. 

Marsilya yakınındaki Riou Takımadası’nda ısı artışıyla kavrulan gorgonların durumunu tespit için Septentrion Derneği’nin denize bir çıkışı sırasında, 5 Temmuz 2023. © Fotoğraf: Maïté Baldi / Hans Lucas – Mediapart

Şu son yıllarda Marsilya kıyılarında yeni bir istîlâcı tür kendini gösterdi: Rugulopteryx okamurae. Bu karanlık adlandırmanın ardında, bilhassa yapışkan olan Japonya kökenli bir esmer yosun bulunuyor. “Üç-dört yıl önce buranın yakınında ilk kez bir numûnesini gözlemledik. Bugün ise resiflerin tamâmına yayıldı ve her sene biraz daha yayılıyor” diye belirtiyor Olivier Bianchimani.

Sorun bu türlerin çoğu zaman yerel türlerden daha “rekabetçi” olmalarında. Bunların yayılması denizaltındaki yaşam çeşitliliğinin zâten kırılgan olan dengesini iyice bozuyor. “Kırmızı gorgonlarla bunu iyice görüyoruz. Onlarla berâber başlı başına bir ekosistem gelişir. Onlar ölür ölmez de bu istîlâcı yosunlar başka hiçbir türe yer bırakmayarak yayılırlar” diye vurguluyor Tristan Estaque. Bunun üzerine Joaquim Garrabou ilâve ediyor: “Ekosistemlerin basitleştiğine tanık olacağız; bir ormandan, yabanî otlarla dolu bir arâziye geçer gibi”.

Bu tespit karşısında ne yapmalı? “Önlemler konusuna çalışmalıyız; meselâ türlerin naklini sınırlamalıyız. Ama artık neredeyse çok geç; Akdeniz’deki trafiği biliyorsunuz. Bu konuda fazla çözüm yok: Denizde engel koyamazsınız” diyerek içini döken Sandrine Ruitton sonuca şöyle bağlıyor: “Yegâne çözüm iklimdeki ısınmayı sınırlamayı hedefleyen uluslararası anlaşmalara riâyet ettirmekten ibâret”.