Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Barış Pehlivan için CHP heyetiyle yapacağı görüşmeyi yarım saat kala iptal etti. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, adalet ile ilgili çok teknik bir konuda istişare etme konusunda kendilerine “kapıların kapandığını” söyledi. Başarır, görüşmenin iptal edilmesine “Sebepsiz, devlet nezaketine uymayan bir şekilde Sayın Bakan görüşmeyi iptal etti” sözleriyle tepki gösterdi.
CHP heyeti, Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan’ın beşinci kez hapse girecek olmasına ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bugün saat:12.00’de görüşecekti. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir başkanlığında Bakan Tunç’u ziyaret edecek heyette, CHP İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, Muğla Milletvekilleri Gizem Özcan, Cumhur Uzun, İzmir Milletvekili Deniz Yücel ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer bulunuyordu.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, görüşmeye yarım saat kala görüşmenin iptal edildiğini duyurdu. Başarır, görüşmeyi iptal eden Bakan Tunç’a ve Covid-19 iznindeki hükümlülerin infaz durumlarının hakimin yetkisinde olmasına tepki gösterdi.
“Devlet nezaketine uymayan bir şekilde iptal etti”
CHP Grup Başkanvekili Başarır, görüşmenin iptal edildiğini şu sözlerle duyurdu:
“Sebebini anlamadığımız bir şekilde görüşmeye dakikalar kala çok önemli bir işi olduğunu söyleyerek Adalet Bakanı görüşmeyi iptal etti. Biz kendisiyle gazeteci Barış Pehlivan’ın durumunu, onun uğramış olduğu adaletsizliği, onun özelinde ama genelde birçok yurttaşımızın uğradığı bir adaletsizliği konuşacaktık. Ama sebepsiz, devlet nezaketine uymayan bir şekilde Sayın Bakan görüşmeyi iptal etti.
“Muhalefet ne yapacak 85 milyona sormak istiyorum”
Bugünkü görüşmenin konusu bir adalet arayışıydı. Ben buradan sormak isterim Sayın Adalet Bakanına, adaletten daha önemli ne işi vardır? Bizzat CHP’nin grup başkanvekili olarak kendisini aradım, durumu anlattım, randevu istedim. O da telefonu kapatmadan randevusuna bakarak çarşamba saat 12:00’de görüşebileceğimizi söyledik. Tabii biz de o saatte Meclis’teki odamızda hazır olduk ve 30 dakika kala randevu iptal oldu. Aslında yola çıkmış olsak Adalet Bakanlığı’nın kapısında altı milletvekili kapıya bakarak geri dönecektik, bu olmamalı. Eylem yapanları eleştiriyorlar ‘terörist’ oluyor. Adalet ile ilgili çok teknik bir konuda istişare etmek, durumu anlatmak istiyoruz kapılar kapanıyor. Muhalefet ne yapacak 85 milyona sormak istiyorum.”
OKUYUN: Gazeteci Barış Pehlivan 5. kez hapse girecek: “Canını sıktığım savcı ve hakimler intikam alıyor”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Özür dilemeye yargı konusunda çok alışkın bir iktidar var”
Gazeteci Barış Pehlivan’ın durumunda olan başka hükümlülerin de olduğunu belirten Başarır, Covid-19 iznindeki hükümlülerin infaz durumlarının hakimin yetkisinde olmasına şu sözlerle tepki gösterdi:
“Bugün Barış Pehlivan özelinde bir gerçek ortaya çıktı. Üç ay sonra da Murat Ağırel’in böyle bir durumu gelecek. Biz Adalet Bakanı’na şunu söyledik. Hakimlere böyle bir konuda takdir hakkı veremezsiniz. Bu masumiyet ilkesine aykırıdır. Herkesin anlayacağı şekilde şöyle açıklayayım. Altı ay cezası kaldı, denetimli serbestlik hükümleri Covid tedbirlerinden dolayı onun için bir hak. Ama hakkında bir dava açıldığı için sen ‘ona bunu uygulamıyorum’ dedin. Altı ay cezaevine aldın. O yargılandığı davadan da bir yıl sonra beraat etti. Ne olacak bunun durumu? Özür dileyecekler. Çünkü özür dilemeye yargı konusunda çok alışkın bir iktidar var. Bu konunun düzeltilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Bu konu büyük sıkıntılar yaratacağı için Adalet Bakanı’ndan randevu aldık ve tüm taleplerimizi görmezden geldiler.”
“Bu yanlış bir karar”
“15 Ağustos’ta Barış Pehlivan cezaevine girecek. Buradan karar verecek infaz hakimine, Adalet Bakanı’na, adalete bir parça inancı olan tüm hukukçulara sesleniyorum: Bu yanlış bir karar. Hakime kimin cezaevine girip girmeyeceği, kimin denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanıp yararlanmayacağı konusunda takdir hakkı verirseniz nasıl uygulandığını görürsünüz.”
