Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Emrah Lafçı: “Erdoğan başkanlığında ekonomide yapısal dönüşümün yapılabilmesi çok kolay değil”

Türkiye’nin cari açık ve dış ticaret açığı büyürken, ekonominin dümeninin başına Mehmet Şimşek’in geçtiği yeni dönemde faiz politikalarında değişikliğe gidildi ve Şimşek, “Kalıcı refah artışı için ihracatı önceliklendirmeye devam edeceğiz” dedi. Ekonomist Emrah Lafçı, Mehmet Şimşek’in “ihracatı önceliklendirme” mesajını Medyascope’a değerlendirdi. 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank, İş Bankası, Garanti BBVA, Akbank, Yapı Kredi, QNB Finansbank, Denizbank, TEB, Odeabank iş birliğiyle ihracatçılara yönelik yeni bir kredi paketi devreye alındı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, anlaşmayı, 2024’te dezenflasyonun hız kazanacağı, iç talebin yavaşlayacağı yorumuyla duyurdu ve firmaların ihracatı önceliklendirmesini istedi. Lafçı, kredi paketi hakkında şunları söyledi:

11 bankayla TİM arasında yapılan bir protokol ama bir milyar dolarlık bir anlaşma. Türkiye’nin 400 milyar dolar gibi bir ihracat hedefi var, onun içerisinde 1 milyar dolar çok düşük. Bir nevi iyi niyet beyanı olarak görebiliriz ama aslında işin özü şu, bir şekilde iç talebi kısıp, Türkiye’deki insanların alım gücünü de biraz daraltıp, hem krediler vasıtasıyla, hem de ücretlerin enflasyon kadar artmaması vesilesiyle ithalat talebini düşürüp, böyle diğer yöntemlerde ihracatı arttırmaya çalışıyorlar. Çünkü Türkiye’nin çok ciddi bir döviz açığı sıkıntısı var. Cari açığı düşürmek için geldiklerinden beri aldıkları önlemlerden bir tanesi de bu, devamı gelecektir yani. Mehmet Şimşek, ‘Yıl sonunda 40 milyar dolar civarı bir cari açık bekliyoruz’ dedi ki bu şu anda 60-65 milyar dolardan, 40 milyar dolara düşmesi demek yıllık. Önemli bir hedef. Geldiklerinden beri buraya dikkat çekiyorlar ki zaten öyle olmak zorunda. o kapsamda değerlendirmek lazım.

“Yapısal dönüşümlerin yapılabilmesi Erdoğan başkanlığında çok kolay değil.”

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) bugün açıkladığı dış ticaret istatistiklerine göre temmuz 2023’te 12 milyar dolar, ocak-temmuz döneminde 73 milyar dolar dış ticaret açığı verildi. Geçen yılın aynı döneminde açık 62 milyar dolar olan dış ticaret açığı, 2023’ün ilk yedi ayında yüzde 18 arttı. 14 Mayıs seçimlerinden önce iktidar, “Yeni Ekonomi Modeli” ile ihracatı artırarak cari fazla vermeyi hedefleyerek faiz indirimlerine gidiyordu. 

Cari açık ve dış ticaret açığı büyürken, ekonominin dümeninin başına Mehmet Şimşek’in geçtiği yeni dönemde faiz politikalarında değişikliğe gidildi ve “yeni ekonomi modeli” söylemi terk edildi ancak Şimşek, “Kalıcı refah artışı için ihracatı önceliklendirmeye devam edeceğiz” dedi. İhracat öncelikli ekonomi politikalarını Lafçı, şöyle değerlendirdi:

Seçimlerin öncesinde ve sonrasında söylemler aynı değil, biraz değişti. ‘TL değersiz olacak, ihracatçının rekabet gücü artacak, ihracatımızı artıracağız’ meselesi biraz değişmiş görünüyor artık. TL’nin değer kaybettiği bir politika uygulanmıyor, bir süredir kur sabit, hatta biraz da geri geldi. Ama bunların bir derde deva olması için, bizim ihracat pazarlarımızın da buna müsait olması lazım. Maalesef orada ciddi bir şanssızlık söz söz konusu çünkü bizim en büyük ihracat pazarımız Avrupa, Almanya başta olmak üzere. Orada işler iyi gitmiyor. Dolayısıyla aslında bu konuyla ilgili çok temel bir şey var eğer bizim ihracat pazarlarımızda işler iyi giderse ihracatımız artar, iç tüketim artarsa da ithalatımız artar. Şimdi bu iç tüketimi kısıp ithalatı kısmaya çalışıyorlar ki, seçim öncesi böyle bir politika yoktu. Mesela bu çok önemli bir değişiklik ama diğer ihracatla ilgili alınan önlemler öyle ha deyince derde deva olacak şeyler değil. Bunun için çok uzun süreli birtakım yapısal dönüşümler gerekiyor ki, Erdoğan başkanlığında bu dönüşümün yapılabilmesi çok kolay değil.

“KKM bir kara delik”

Kur korumalı mevduat (KKM) sisteminden kademeli çıkış mesajlarının ardından ilk adım 20 Ağustos’ta atıldı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bankalara dün gönderdiği talimat yazısına göre vadeli TL mevduata geçiş hedefini vadesi gelen gerçek kişi döviz dönüşüm hesapları için en az yüzde 10, TL kur korumalı mevduatlar için en az yüzde 50 olarak, geçilecek TL mevduatın vadesini ise en az 32 gün olarak belirlendi.  TCMB’nin bu kararını değerlendiren Lafçı, şunları söyledi: 

İki tür KKM var, biri TL’den dönen, biri dövizden dönen hesaplar. KKM’den çıkış mesajı ve dövizden dönülenlerde yüzde 5’lik bir dönüşüm hedefi vardı, şimdi onu yüzde 10’a çıkardılar. TL kısmında yüzde 50 devam ediyor. Orada mecburen kararlılar çünkü KKM bir kara delik. Kur her arttığında TCMB’ye bir maliyet yaratıyor. Onun için böyle bir irade beyanı var ama yavaş yavaş gideceklerdir. Çünkü KKM’den her çıkışın dövize gitme ihtimali var. Zaten o dövize gitme ihtimalini de ortadan kaldırmaya çalışıyorlar bir taraftan çünkü döviz hedefleri devam ediyor. dövize dönmesin.

“Önceki yönetimle yeni yönetim arasında tek kesişim kümesi de Erdoğan”

Dövizden dönen KKM’nin vadesi dolduğunda yüzde 95’inin tekrar yenilenmesi hedefi var. Onun için yavaş yavaş çıkış sağlanmaya çalışılıyor. Daha bu iş bayağı sürer, önümüzdeki seneyi de KKM ile geçiririz. Ufak ufak çıkmaya çalışıyorlar ama hala Türkiye’nin döviz talebi yüksek olduğu için, biraz da izleyip görecekler. Hem yeni yönetim, hem de hepimiz önceki yönetimin çok büyük hatalarının şu anda bedelini ödüyor ama yani önceki yönetimle yeni yönetim arasında tek kesişim kümesi de Erdoğan.

KKM’den çıkış için bankalara sorumluluğu yıkmaktan başka çıkış yolu olmadığını söyleyen Lafçı, “Bankalara sorumluluğu yıkarken de ufak ufak gidiyorlar mecburen, mevduat faizleri de ufak ufak çıkıyor” dedi. TCMB’nin faiz artırımlarına devam edip etmeyeceği konusunda Lafçı, “Bir daha bu kadar yüksek bir faiz artırımı olacağını sanmıyorum ama faiz artırımları devam edecektir ama bu sistemde ne kadar olacağını tahmin etmek ya da öngörmek çok güç” diye konuştu. 

“Yakında hem reel sektörden, hem de vatandaştan serzenişler gelmeye başlar”

TCMB’nin 24 Ağustos’ta politika faizini yüzde 25’e çıkardığı Para Politikası Kurulu (PPK) açıklamasında, yıl sonunda enflasyonun tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceği, yüzde 62’ye kadar çıkacağı vurgulandı. Faizin enflasyon tahminleri oranında artıp artmayacağı sorusuna Lafçı, şöyle yanıt verdi: 

Yüzde 60 enflasyon olacak diye faizin de oraya çıkması mümkün değil. Zaten oldukça sıkılaştırıcı politikalar uygulanıyor. En yakın zamanda hem reel sektörden, hem de vatandaştan serzenişler gelmeye başlar. Yapılabilecek faiz artışları da bir yerde siyasete takılabilir. Tabii önümüzde bir de yerel seçimler var.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.