Daha önce yazmıştım… Cumhuriyetimizin 100. yılında oynanacak Süper Kupa’nın Suudi Arabistan’da işi ne diye. Dün akşam (29 Aralık) o coğrafyada hiçbir işimizin olmadığını bir kez daha anladık. Aynı Atatürk’ün yüzümüzü 85 yıl önce Batı’ya çevirdiği gibi.
Sportswashing ile LGBTi haklarını hiçe saymalarını, cinsiyet eşitsizliklerini, yerel halkın kötü şartlarda yaşamasını, Cemal Kaşıkçı cinayetini… Hepsini düzenlendikleri spor organizasyonları ile unutturmaya çalışıyorlar. Avrupa ve spor federasyonları da bundan çok memnunlar. Gelsin sıcak paralar…
Formula 1 öyle bir Arap yarımadası açılımı yaptı ki, Avrupa’daki yarışları unuttuk. Hatta 2022’deki Formula 1 Suudi Arabistan Grand Prix’sinin sıralama turları esnasında pistin yakınına füze atıldı. Pilotlar biz yarışmayacağız dediler. Rivayet odur ki, yarışçılar bir odada saatlerce süren bir toplantıda ikna edildiler. Sanki bugünkü toplantılara benziyor değil mi? Lakin bu sefer mevzu farklı.
Biraz açalım… İki Türk takımı Cumhuriyetimizin 100. yılının en özel maçlarından birine çıkarken, Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini pankartlarına taşımaya verdiler. Fenerbahçe tarafı: “Yurtta sulh, cihanda sulh” Galatasaray ise “Ne mutlu Türküm diyene” pankartları ile müsabakaya çıkmak istediler. Suudi yetkililer bu pankartları politik buldu. Hatta üzerinde Atatürk’ün resmi olan kıyafetlerin giyilmesini stadyumda izin vermediler. Elbette kulüpler de bu şekilde bir Atatürk sansürü ile maça çıkmayacaklarını bildirdi. Ardından atanmış TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Suudi yetkililer ile kulüpler arasında mekik dokumaya başladı. Neticede kulüpler geri adım atmadı ve müsabakaya çıkmayacaklarını söyledi. Buraya kadar okuduklarınız olayların en kısa özeti.
Merak ettiğim konu ise şu: Atanmış TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Suudi yetkililer ile ne pazarlığı yaptı? Mesela Atatürk’ün adının anılması, fotoğraflarının ve sözlerinin kullanılması masaya yatırıldı mı? Bunu kimden veya kimlerden aldığı güçle yaptı? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu herhangi bir pazarlığa dahil edilebilir mi? Edildiyse Mehmet Büyükekşi’nin sadece istifa etmesi, tüm vatandaşların içini soğutacak mıdır? Yoksa Mehmet Büyükekşi, Ahmet Çakar’ın iddialarına göre 55 kere kullandığı FETÖ haberleşme ağı “bylock” yüzünden mahkemeye çıkacak mıdır? Göklerden bir gece inen atanmış TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, hangi hakla o masada Atatürk adını pazarlıkta kullanmıştır? Kimdir bu adam ve istifa etmesi için daha ne kadar toplumun vicdanını sarsacak olaylara karışmalıdır?
Peki ya kulüpler… Evet geç de olsa doğru bir karar verdiler. Lakin atanmış TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin iddiasına göre kulüp başkanları da Suudi Arabistan’da oynanacak bir Süper Kupa finaline “evet” demişlerdi. Böyle simgesel bir maçın değeri paha biçilemezdir değil ki 100 milyonluk gelir kapısı olsun. Sizler taraftarınızı dinlemediniz! Para hırsına kapıldınız ve kuruluş hikayelerinize hiç yakışmayacak şekilde davrandınız. Neyse ki aklınız geç de olsa başınıza geldi. Bizleri duydunuz, bizlerin isteğine karşılık verdiniz. Türkiye’de kulüplerin sahipleri taraftarlarıdır. Neyse ki gerçek sahiplerin sesine kulak verdiniz.
Şimdi haberler peşi sıra gelecek. Suudi Arabistan tazminat talep edecek, belki UEFA bir soruşturma başlatacak. Deniliyor ki 40 milyon euroluk bir dava açılacak. Bu parayı, kararda imzası olanlar ve atanmış TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi kendi kişisel hesabından ödesin. Tazminatın yükünü taraftarın sırtına bindirmeyin, çünkü bu kararınıza destek olan hiçbir takım sevdalısı yoktu.
Çok sevdiğim bir video var. Fenerbahçe’nin efsane kaptanı Ümit Özat, Galatasaray’a karşı oynanan bir maçta top-kale seçimi sırasındaki para atışında paranın “Atatürk” tarafını seçer. Çünkü kaptanın da söylediği gibi Atatürk daima kazanır… Aynı bugün olduğu gibi 85 yıl önce olduğu gibi… Atatürk daima kazanır!
