Bilim Akademisi tarafından hazırlanan “Akademik Özgürlükler” raporunda yükseköğretim kurumlarında yaşanan gelişmelere yönelik, “Kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin üniversiteleri halen özgürlüklerin ve yaratıcılığın değil, tek tipleştirmenin, merkezden yönetimin, sıradanlığın hüküm sürdüğü kurumlar olarak düşünülmektedir” ifadeleri kullanıldı.
“Bilim Akademisi Akademik Özgürlükler Raporu 2022-2023” yayımladı. Çalışmada Türkiye’de 2006 yılından 2023 yılı sonuna kadar 125 üniversitenin açıldığı belirtilerek, gerekli akademik kadrolar oluşturulmadan ve asgari bilimsel standartlar yakalanmadan adım atıldığı vurgulandı. Raporda Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan ve akademisyenlere açılan soruşturmalar gibi gelişmelere de değinilerek, “Türkiye bilimi adına bir utanç tablosudur varılan nokta” ifadesine yer verildi.
6 Şubat 2023 depremleri sonrasında Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK), yurt genelinde bütün üniversitelerin bahar döneminde zorunlu uzaktan eğitime geçmesi gibi kararları da eleştirildi.
Akademisyenlerin ifade özgürlüğü ve iş güvenceleri konusunda basına yansıyan kötü örnekler anlatıldı. Toplumsal cinsiyet eşitliği eylem planlarının 2023 yılında da yaygınlaşmaya devam ettiği vurgulanarak bu durumun ise sevindirici olduğu ifade edildi.
“Üniversitelerde yozlaşma arttı”
Üniversitelerde geçtiğimiz yıl yaşanan ve basın yansıyan olayların da anlatıldığı raporun sonuç bölümünde şu sözlere yer verildi:
“Bu yılki raporumuzda da toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki bazı olumlu adımlar dışında, ne yazık ki Türkiye’de akademik özgürlükler alanında geriye gidişin, akademik düzeysizleşmenin, yozlaşmanın yine arttığını tespit etmek durumunda kalıyoruz. Tekseslilik ve merkeziyetçilik artık her alanda farklı hayat görüşlerine ciddi müdahalelere varmış, hoşgörü ve anlayış kültürü daha da zayıflamıştır. Kuruluşunun 100’üncü yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin üniversiteleri halen özgürlüklerin ve yaratıcılığın değil, tek tipleştirmenin, merkezden yönetimin, sıradanlığın hüküm sürdüğü kurumlar olarak düşünülmektedir.”
