İran’ın yeni cumhurbaşkanı reformcu Pezeşkiyan mı olacak?

Eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyetin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından gözler İran’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde. İran’da halk bugün (28 Haziran) sandık başında. Seçim sistemi nasıl çalışıyor? İran’da adaylar nasıl belirleniyor, bazı adaylar neden veto ediliyor? En güçlü adaylar kimler? Adayların vaatleri neler? Seçmen ne istiyor? Reformist bir adayın seçimleri kazanması mümkün mü? Seçim ikinci tura kalacak mı? İran’ın yeni cumhurbaşkanı gerçekten bir reformcu mu olacak? İran uzmanı Dr. Ezgi Uzun Medyascope’a konuştu.

Eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından gözler İran’daki cumhurbaşkanlığı seçiminde. İran’da halk bugün (28 Haziran) sandık başında. Seçime saatler kala iki adayın çekilmesiyle birlikte cumhurbaşkanlığı için dört aday yarışıyor. Seçimlerde reformcuların (Ilımlı Muhafazakar) adayı Tebriz Milletvekili Mesut Pezeşkiyan, Devrim Muhafızlarının eski komutanlarından biri olan Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf, Danışma Konseyi Üyesi ve Usulcü klikten Said Celili ve eski İçişleri Bakanı Mustafa Purmuhammedi yarışıyor.

Ülkede seçim atmosferi nasıl? İran’da seçim sistemi nasıl çalışıyor? İran’da adaylar nasıl belirleniyor, bazı adaylar neden veto ediliyor? En güçlü adaylar kimler? Adayların vaatleri neler? Seçmen ne istiyor? Reformist bir adayın seçimleri kazanması mümkün mü?

İran uzmanı Dr. Ezgi Uzun, Medyascope’a konuştu.

İran’da seçimler özgür ve rekabetçi mi?

İran’da demokratik bir seçim sistemi olmadığından bahseden Uzun, sistemin seçimlere dayalı otoriter bir sistem olduğunu vurguladı. Dolayısıyla seçimlerin özgür olmadığını ancak belli bir oranda rekabetçi olduğunun altını çizen Uzun, sözlerine şöyle devam etti:

“Belli zamanlarda, belli koşullar altında bazen rekabetçi olabiliyor. Öncelikle adaylar bir başvuru yaparlar ve daha sonra bu adayların onaylanması gerekir. Bu adayların başvurusunun onaylanması sırasında tabi belli kriterler var. Bunlara göre bir eleme sürecinden geçer ve aslında adayların çok büyük bir kısmı da elenir ve geriye bir avuç insan kalır ve o adayların seçimlere katılmasına izin verilir. Yani aslında şöyle bir baktığımızda doğrudan ve dolaylı olarak devrim rehberinin hangi adayların seçimlerine girileceğini belirlediğini görüyoruz.”

Sistemin belirli dönemlerde adaylar arasındaki farklı hiziplere yer verip bazılarına yer vermediğini gördüğümüzü söyleyen Uzun, “Böyle olunca da hem rekabetçilik hem de özgür seçim noktasında tabii ki tartışmalar yaratılıyor” dedi.

İran’daki kurumsal yapının bütün seçimlerde aktif rol aldığını vurgulayan Uzun, sistemin belirli dönemlerde İran halkının ve rejimin ihtiyaçlarına göre aday belirlediğini belirtti. Uzun, İran’daki seçim sistemi şu sözlerle anlattı:

“Bunların hepsi de böyle ya da böyle bizim için bu dönem uygun olacak adaylardır ve siz bunlardan seçeceksiniz diyor.”

Haşimi ve Zakani neden son anda adaylıklarını çekti?

Haşimi ve Zakani’nin “tamamlayıcı aday” olarak tanımlanabileceğini belirten Uzun, bu adayların tam olarak bir aday sayılamayacağını söyledi. Haşimi ve Zakani’nin aslında aday olarak reformist adaylara saldırarak oy eksenini muhafazakarlara kaydırmaya çalışan kişiler olduğunu belirten Uzun, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:

“Bu son birkaç seçimde ortaya çıkan bir strateji. Bunların amacı son noktaya kadar seçimde kalmak değil. Zaten son noktada geri çekilecekler ve kendi adayları kimse oyların ona gitmesini sağlayacaklar. Yani kapalı kapılar arkasında bu adayların çoğu bir araya gelip çok uzun saatler görüştüler kendi aralarında kim çekilsin, kim kalsın diye. Her zaman İran siyasetinde böyle son günlerde seçimlerde bir çekilme durumu olur.”

Reformistlerin adayı Pezeşkiyan iktidara mı oynuyor?

Reformcu (Ilımlı Muhafazakar) Mesut Pezeşkiyan, İran’ın Batı Azerbaycan eyaletinde ağırlıklı olarak Sünni Kürtlerin yaşadığı Mahabad’da doğdu. Seçim kampanyası sürecinde, İran medyasına verdiği demeçlerde şu ifadeleri kullanmıştı:

“Ben Türk’üm. Annem de babam da Türk. Türklüğümle gurur duyuyorum. Evde çocuklarımla Farsça değil, Türkçe konuşuyorum.”

Pezeşkiyan’ın İran medyasında yer alan sözleri sosyal medyada viral olmuştu.

Pezeşkiyan’ın sürpriz bir aday olduğunu söyleyen Uzun, adayın bu kadar kısa sürede popüler olacağına kimsenin ihtimal vermediğini belirtti. Uzun, Pezeşkiyan’ın dindar biri olması sebebiyle sistemin sevebileceği bir isim olduğunu aktardı, sözlerine şöyle devam etti:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Yani çok dindar, çok sofu olarak bilinip, aynı zamanda çok mütevazı bir hayat yaşıyor. Adı hiç yolsuzluğa karışmamış ve bu noktada diğer adaylardan büyük ölçüde farklılaştığı görülüyor. Onun haricinde ekonomiye yönelik yapısal bir değişikliğin gerekli olduğunu söylüyor. Zorunlu başörtüsü konusunda da bir takım çıkışları var.”

Sürpriz olmayan iki adayın Kalibaf ve Celili olduğunu söyleyen Uzun, sistemin en çok isteyeceği adayın ise Kalibaf olduğunu belirtti. Reisi’nin ölmesiyle birlikte İran’da güçlü bir lider figürüne ihtiyaç olabileceğini söyleyen Uzun, sistemin de Kalibaf gibi güçlü bir lideri tercih edeceğini vurguladı.

Kalibaf’ı anketlerde birinci veya ikinci sırada gördüğümüzü söyleyen Uzun, cumhurbaşkanlığı için şansı yüksek olan isimlerden olduğunu belirtiyor.

Uzun, diğer aday Celili’nin ise diğerlerine oranla oldukça popülist bir isim olduğunu belirtti. Özellikle ekonomi konusunda popülist söylemleriyle tanınan Celili’nin Batı ile ilişkiler konusunda da aşırı muhafazakar bir çizgi izlediğini aktardı.

Siyasetçiler konuştu, peki ya seçmen?

İran’da seçimlere katılım oranında ciddi bir azalma görüldüğünden bahseden Uzun, seçmenin sıkışmış hissettiğini aktardı. Katılım oranlarının yüzde 40’a kadar indiğinden bahseden Uzun, son anketlere göre bu seçime katılım oranının yüzde 54’e kadar artabileceğini öngördüğünü söyledi.

Seçmenin adaylara özel olarak dikkat ettiğinin altını çizen Uzun, muhalif seçmenin kendilerine umut vadeden aday görmediği sürece sandığa gitmediğini söyledi. Uzun, muhalif seçmenin bu tavrını şöyle değerlendirdi:

“Yenilik yanlısı olan seçmen kendisine hitap edebileceğini düşündüğü ve yenilik getirebileceğini düşündüğü bir aday bulduğunda seçimlere katılmayı tercih ediyor. Bu çok stratejik bir tercih bence İran seçmeninde gözlemlediğimiz. Eğer yenilik yanlısı, yenilik getirebilecek birisi varsa o zaman gidip oyunu kullanabiliyor. Seçmen, Pezeşkiyan başa geldiğinde gerçekten bir şeylerin değişeceğini hayal edebiliyorsa ancak o zaman seçime katılacak.”

Pezeşkiyan kazansa neler değişebilir?

Sistemin dış politika başta olmak üzere belirli ilkeleri olduğunu söyleyen Uzun, başkanlık değişiminin bu açıdan değişiklik yaratmayabileceğini vurguladı. Bazı ilkelerin uygulanması noktasında değişikliklerin olabileceğini kaydeden Uzun, dış politikada Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile müzakere sürecinde bir değişiklik olabileceğini belirtti.

“İran’da başkanlık seçimiyle birlikte bu noktada uygulamada değişiklikler olduğunu görüyoruz” diyen Uzun, Ortadoğu politikasında ise herhangi bir değişiklik olamayacağını öngördüğünü belirtti.

Türkiye ile ilgili ilişkilerde bir değişiklik olup olmayacağına da değinen Uzun, şunları söyledi:

“İlişkilerin belli bir seyri var ve bu seyirden çok da bir yön değişikliğinin olacağını ben tahmin etmiyorum. Türkiye ilgili çeşitli meseleler var. Güney Kafkasya, transit koridor veya Irak gibi. Bunlar önemli. Dolayısıyla Türkiye ile ilişkilerde çok çok bir değişiklik olacağını ben de beklemiyorum.”