İngiltere’de aşırı sağcı protestolar ve şiddet olayları devam ederken, sosyal medya platformları olayların merkezinde yer alıyor. Polis, özellikle TikTok’u kullanarak suçluları tespit etmeye çalışırken, 400’den fazla kişi tutuklandı. Elon Musk’ın tartışmalı açıklamaları ise gerginliği tırmandırıyor. Yetkililer, sosyal medya şirketleriyle iş birliği yaparak nefret söyleminin yayılmasını önlemeye çalışıyor.
İngiltere, son günlerde aşırı sağcı protestolar ve şiddet olaylarıyla çalkalanıyor. Olaylar, Southport’ta üç genç kızın öldürülmesinin ardından başladı ve hızla ülke geneline yayıldı. Protestocular, göçmen karşıtı ve aşırı milliyetçi söylemlerle sokaklara döküldü.
Başbakan Keir Starmer, artan huzursuzluk nedeniyle acil bir COBRA toplantısı düzenledi. Starmer, toplumların güvende olacağını vaat ederken, olaylara karışanların “kanunun tüm gücünü” hissedeceklerini belirtti. Şu ana kadar göçmen karşıtı şiddet eylemlerine katılan 400’den fazla kişi tutuklandı ve 100 kişi hakkında dava açıldı.
Sosyal medya, bu olayların yayılmasında ve organize edilmesinde kritik bir rol oynadı. Özellikle TikTok‘un canlı yayın özelliği, protestoların ve şiddet olaylarının anlık olarak yayınlanmasına olanak sağladı. Yüz binlerce izleyiciye ulaşan bu yayınlarda, suç işleyen kişilerin yüzleri açıkça görülebiliyor.
Polis, bu sosyal medya akımını lehine çevirmeye çalışıyor. Yetkililere göre, her polis birimi kanıt toplamak amacıyla TikTok ve diğer sosyal medya platformlarını izliyor. Bu yöntem, suçluların tespit edilmesini ve yakalanmasını kolaylaştırıyor.
Ancak sosyal medyanın rolü sadece suçluların tespiti ile sınırlı değil. Aynı zamanda yanlış bilgi ve nefret söyleminin yayılmasına da neden oluyor. Bu durum, yetkilileri sosyal medya şirketleriyle iş birliği yapmaya zorluyor.
Teknoloji Bakanı Peter Kyle, TikTok, Meta, Google ve X gibi sosyal medya şirketlerinin temsilcileriyle bir araya gelerek, nefret içerikli yanlış bilgilerin ve kışkırtmaların yayılmasını önleme konusundaki sorumluluklarını hatırlattı.
Elon Musk’da dahil oldu
Olayların bir diğer boyutu da X’in (eski adıyla Twitter) sahibi Elon Musk’ın tartışmalı açıklamaları oldu. Musk, Başbakan Starmer’ın Müslüman toplumuna yönelik saldırıları kınayan açıklamalarına tepki gösterdi ve “tüm toplulukların” korunması gerektiğini savundu.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Musk ayrıca, İngiltere’deki polis müdahalesini Sovyetler Birliği’ne benzeterek tartışmaları alevlendirdi. Bu açıklamalar, hükümet yetkilileri tarafından sert bir şekilde eleştirildi ve “tamamen haksız” olarak nitelendirildi.
Yargılamalar başladı
Olayların hukuki boyutunda ise hızlı hareket edildiği görülüyor. Liverpool’da üç protestocunun davaları hızlandırılmış bir şekilde görüldü ve cezaları bugün açıklanacak. Bu hızlı yargılama süreci, olaylara karışanlara güçlü bir mesaj vermeyi amaçlıyor.
Polis, sosyal medya üzerinden en az 30 potansiyel toplanma planını takip ediyor ve bugün daha yoğun olaylara hazırlanıyor. 6000 özel polis memuru, olası protestolara müdahale etmek için hazır bekliyor.
Olaylar, sosyal medyanın toplumsal olaylardaki çift yönlü etkisini gözler önüne seriyor. Bir yandan protestoların organizasyonu ve yayılmasında etkili olurken, diğer yandan suçluların tespitinde ve olayların kontrol altına alınmasında yetkililere yardımcı oluyor.
İngiltere’deki bu olaylar, sosyal medyanın toplumsal olaylardaki rolünü, güvenlik güçlerinin yeni teknolojilere adaptasyonunu ve ifade özgürlüğü ile kamu güvenliği arasındaki hassas dengeyi yeniden tartışmaya açıyor. Önümüzdeki günlerde, bu olayların sosyal medya regülasyonları ve toplumsal entegrasyon politikaları üzerindeki etkilerini görmek mümkün olabilir.
