AKP’li Metin Külünk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başarıları olduğunu fakat her şeyin en güzelinin zirvede devretmek olduğunu söyledi. Erdoğan’ın da bütün liderler gibi sorun yaşadığını söyleyen Külünk, “Mustafa Kemal de çok ciddi sorunlar yaşadı. Abdülhamid de uzun yıllar sultanlık yapmış bir lider ama baktığınızda çevresiyle çok büyük bir sınavı olmuş ve çevresinin çürümüşlüğüne müdahale etmemenin bedelini ödemiş bir durumdaydı” dedi.
Eski AKP milletvekili ve MKYK üyesi Metin Külünk, 12punto “Özge Uzun ile Filtresiz” programına katıldı. Külünk, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “zirvedeyken bırakması” gerektiğini söyledi.
Külünk’ten Erdoğan’a “zirvedeyken bırak” nasihati
Özge Uzun Külünk’e (Erdoğan’ı kastederek), “Arkadaşınızı özlüyor musunuz?” diye sordu.
Erdoğan’ı “abi-kardeş” hukukunda sevdiğini söyleyen Külünk, “Cumhurbaşkanımız, Cumhurbaşkanlığı gibi devletin liderliğini en nihayetinde devredecek. Güzel anılarak devretmesini isterim. Zorlukların anısıyla devretmesini istemem. Bu dostluğun da hukukun da gereğidir. Biz bundan yanayız” dedi.
Külünk şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye kazandırdıkları, başarıları, bir başarı hikâyesi var fakat başarıların yanında eksiklikler, hatalar, boşluklar var. Her şeyin en güzeli zirvesinde devretmektir ya, ben onun çabası içerisindeyim. Hiçbirimizin bulunduğu yer mülk değil. Bu devrin, 15 Temmuz gecesindeki gibi anılması, o tatta olmasının gayreti içerisindeyim. En nihayetinde kararları verecek olan kendisidir.”
“Erdoğan bütün liderlerin yaşadığı sorunu yaşıyor”
Her liderin yaşadığı sorunu Erdoğan’ın da yaşadığını iddia eden Külünk, “Mustafa Kemal de çok ciddi sorunlar yaşadı. Mustafa Kemal’in liderliği çok farklı boyuttayken çevresinin Gazi Mustafa Kemal’e biçtiği rol bir başka boyuttaydı. Abdülhamid de uzun yıllar sultanlık yapmış bir lider ama baktığınızda çevresiyle çok büyük bir sınavı olmuş ve çevresinin çürümüşlüğüne müdahale etmemenin bedelini ödemiş bir durumdaydı” diye konuştu.
“Cumhurbaşkanı’nı zorlayanlar var”
“Cumhurbaşkanı Erdoğan iyi, çevresi kötü” demek istemediğini belirten Külünk, şunları söyledi:
“Bugüne gelirsek yine bir akıl F-35’leri alma karşılığında borcu borçla çevirme noktasında Türkiye’yi tekrar birileri Cumhurbaşkanımızı zorlayarak, Türkiye’yi götürüp ‘S400’leri rafa kaldırın, Asya’daki yükselişe ilgisiz kalın’ diyerek, Türkiye’yi tekrar Batı’nın kontrolü halinde bir ülke haline getirin diyen bir model var. Bunların Cumhurbaşkanı’nı ciddi manada zorladıklarını ben açık bilgi kaynaklarından, açık açık görüyorum.”
“Bu ülke 2025’te erken seçimi konuşur”
Külünk mutfağın rahatlaması için gerekli adımlar atılması gerektiğin vurguladı, “Yoksa erken seçim 2025’te konuşulur” dedi. Sokağın artık eleştirel boyuttan çıktığını belirten Külünk, toplumun çaresizliğe düştüğünü ve artık öfkeli olduğunu söyledi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
- Ruşen Çakır yorumladı: AK Parti’nin bir davası var mı?
- Özgür Özel, erken seçim için tarih verdi: “Erdoğan’a önümüzdeki yıl kaçamayacağı bir teklif sunarız”
- İktidar ya da muhalefet erken seçimi göze alabilir mi?
“Sokak artık, ‘Cumhurbaşkanımız çok iyi etrafı çok kötü’ cümlesini aştı”
Özge Uzun, yurttaşa sürekli kusurluymuş gibi davranıldığını belirterek Külünk’e neden böyle olduğunu sordu. Külünk de bu soruya şöyle cevap verdi:
“Erdoğan sizin bu sorduğunuz soruyu kendisi sormak ve cevaplamak zorunda, çünkü sokak artık, ‘Cumhurbaşkanımız çok iyi etrafı çok kötü’ cümlesini aştı. Doğrudan üzülerek ifade ediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini tartışıyor. Üç-dört sene evvelki Cumhurbaşkanımıza olan güveni dikine aşağı doğru iniyor. ‘Bunların hiçbirinden Sayın Erdoğan’ın haberi yok’ söylemi kalktı ortadan. Bu belki uzun süre öncesinde bir gerçek olarak kabul edilebilirdi ama bugün artık hayatın her alanında bu kadar açık konuşuluyorsa Cumhurbaşkanımızın 31 Mart sandık sonuçlarını merkeze koymalı. Aziz milletimiz sandıkta Cumhurbaşkanına o kadar açık bir mektup yazdı. Halk, Erdoğan’a, ‘Biz yerel yönetimlerde ölçüsüz kuralsız modelden bıktık. Bunun din psikolojisi ve senin adının arkasına saklanarak yapılmasından bıktık. Sürekli karşımıza çıkan şu binayı, bu binayı yaptık sözlerinden bıktık. Siyasette de teşkilatların, senin isminin arkasına saklanarak, siyasetin halk için yapılmasından çıkıp, yerelde bir derebeylik inşa ederek, kamu üzerinden yaratılmış bir modelle çıkar ilişkisine dönüştürülmesi ve bulundukları noktada senin üzerinden despotizm üretilmesinden bıktık’ dedi.”
“Erdoğan’ın gücü sokaktan geliyordu, ‘Bizim Tayyip’ti”
Külünk, Erdoğan’ın gücünün sokaktan geldiğini ama artık bu durumun da ortadan kalktığını ifade etti:
“Sofrada problem varsa hayat insanın canının acıdığı yerdir. Bu yüzden 3 Temmuz 2023’ten beri defalarca ifade ettim. Erdoğan emekçinin, işçinin, esnafın, dar gelirlinin, çiftçinin, köylünün her an yanında duran abisiydi, kardeşiydi. ‘Bizim Erdoğan’dı. ‘Bizim Tayyip’ti. Burası en güçlü stratejik noktaydı. Bu güç alanı özellikle 2019’dan sonra kur saldırısından sonra başlayan ve sonra devam eden süreçte koronavirüs, Rusya-Ukrayna savaşı ve depremden sonra içine girdiğimiz finansal türbülans diyeyim.”
“Servet sahipleri AKP sayesinde daha da zenginleşti”
Külünk, zenginlerin, servetlerini AKP’nin istikrar döneminde katladığını da iddia etti.
