Necati Özkan neden tutuklandı? Necati Özkan’ı neden suçladılar? Tutuklanma bekleniyor muydu? Necati Özkan’ın avukatı Erkam Erdem, Ruşen Çakır’a son durumu anlattı.
19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İmamoğlu’na yakın çok sayıda isim sabah saatlerinde gözaltına alındı. Ardından tutuklandı. Tutuklananlar arasında İmamoğlu’nun danışmanı Necati Özkan da yer alıyor.
Özkan’a CHP’deki “para sayma” görüntüleri üzerinden “suç örgütü yöneticisi olmak”, “suç örgütüne üye olmak”, “irtikap”, “rüşvet”, “nitelikli dolandırıcılık”, “kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve “ihaleye fesat karıştırmak” suçları yöneltildi.
“Tutuklamayı beklemiyorduk”
Necati Özkan’ın avukatı Erkam Erdem süreci anlattı. Necati Özkan’ın avukatı Erkam Erdem, Özkan’ın belediyeyle hiçbir bağlantısı olmadığını söyledi. Erdem, Özkan’ın 1985’te kurduğu bir şirketi olduğunu anlattı: “Bu şirkette reklam faaliyetleri yürütülüyor. Özkan, siyasi danışmanlık yapıyor ve seçim kampanyaları yürütüyor. Bugüne kadar 140 civarı seçim kampanyası yürüttü. İmamoğlu ile de 2014 yılında tanıştı. İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı adaylığındaki seçim kampanyasını yürüttü. Dolayısıyla Özkan, bugüne kadar hem akademik açıdan hem de kendi sektöründe tanınmış bir isim”
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon haberlerimizin tamamını okuyun.
- İmamoğlu’na düzenlenen operasyon videolarımızın tamamını izleyin.
Erkam Erdem şöyle devam etti: “Soruşturmaya baktığımızda, Necati Özkan’ın hiçbir şekilde bu soruşturmada yer almaması gerektiğini ilk bakışta söyleyebiliriz.İhalelere hiç girmemiş, ihaleye teklif vermemiş. İBB’den herhangi bir ücret almamış, İBB’de herhangi bir görevde bulunmamış bir kişinin, İBB’nin ihale usulsüzlükleri dosyasında ne işi var sorusunu sormuştuk. Tutuklamayı da beklemiyorduk”
Necati Özkan neden tutuklandı?
Erkam Erdem videonun sonunda şöyle dedi: “Ben, ceza hukuku tekniği açısından tutuklamanın makul görülebilecek hiçbir tarafı olmadığını, kendi mesleki tecrübeme güvenerek söyleyebilirim. Şöyle bir hukuki çerçeve çizebilirim: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesi vardır. Bu madde, temel hak ve özgürlüklerde ‘amaç saptırma yasağını’ düzenler. Görünürdeki bir amacın dışında, temel hak ve özgürlükler kısıtlanamaz der” dedi.
Tutuklamanın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını kısıtlayan bir tedbir olduğunu söyleyen Erdem, “Temel hak ve özgürlüklere müdahale eden en ağır tedbirdir” dedi.
Erdem, “Yalnızca İmamoğlu’nun fikir işçiliğini, seçim kampanyalarında profesyonel ve nitelikli hizmet verdiği için ‘Necati Bey tutuklandı’ diyebiliyorsak, bu durum doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesine aykırıdır. Ve bununla bağlantılı olarak kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini net bir şekilde söyleyebiliriz” dedi.
Necati Özkan kimdir?
Necati Özkan, eğitim hayatına Kara Harp Okulu’nda başladı. Daha sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gördü. Akademik kariyerini ODTÜ İşletme Bölümü’nde MBA yaparak sürdürdü. Özkan, 1985’te Öykü Ajans’ı kurdu. Ajansıyla birçok ulusal ve uluslararası markanın iletişim kampanyalarını yönetti. Kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının iletişim çalışmalarına imza attı.
Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir
Ruşen Çakır: Avukat Erkam Erdem’le konuşuyoruz, Necati Özkan’ın durumunu. Erkam Bey, merhaba.
Erkam Erdem: Merhabalar, iyi yayınlar dilerim Ruşen Bey.
Ruşen Çakır: Evet, izleyicilerimize önceden söyleyeyim, Necati benim yıllardır tanıdığım, çok yakın bir dostumdur; çok önem verdiğim, saygı duyduğum, takdir ettiğim bir isimdir. Açıkçası 19 Mart’ta gözaltına alınmasına şaşırdım diyemem, çünkü yıllardır Ekrem İmamoğlu’nun en yakınındaki isimlerden birisi. Ama sonuçta baktığım zaman dosyaya, neden tutuklandığını… Yani siyaseten gözaltına alınmış olabilir ama tutuklanıp bir de sürüldü galiba Silivri’den değil mi kendisi?
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Erkam Erdem: Evet, evet, şu an Kandıra F Tipi Cezaevi’nde.
Ruşen Çakır: Kandıra evet, Kandıra’ya sürüldü. Nedir, neden suçluyorlar? Belediyeyle herhangi bir işi yok benim bildiğim, yanılıyor muyum?
Erkam Erdem: Evet, şimdi doğrusu biz de gözaltı sürecinde böyle bir tutuklama beklemiyorduk. Tabii ki Ekrem İmamoğlu’nun yakın çevresiyle, beraber çalıştığı isimlerle birlikte gözaltına alınca, biz burada ciddi bir isnat var mı yok mu, bizim bildiğimizin dışında bir şey var mı diye bir süreci takip ettik doğrusu. Ancak kolluktan itibaren Necati Bey, kendisine sorulan sorulara da çok samimiyetle cevap verdi ve hakikaten kayda değer, ceza hukuku açısından tutuklama tartışmasını dahi yaptırmayacak mahiyette birkaç zayıf iddiadan ibaret bir dosya görüntüsü vardı Necati Bey yönünden. Şimdi bu dosya özellikle Kültür ve Medya AŞ ihalelerinde birtakım usulsüzlüklerin yapılması iddialarının araştırılmasına yönelikti. Necati Bey, malumunuz, belediyeyle hiçbir bağlantısı olmayan bir kişi. Necati Bey’in 1985 yılında kurduğu kendisine ait bir şirketi var. Burada birtakım reklam faaliyetleri yürütüyor, bir ajans burası ve Necati Bey bir siyasi danışman, seçim kampanyaları yürütüyor. Bugüne kadar 140 civarında yürüttüğü seçim kampanyası var. Ekrem İmamoğlu’yla da 2014 yılında tanışmış ve Beylikdüzü Belediye Başkanlığı adaylığı sürecindeki seçim kampanyasını yürütmüş ve orada başarılı olunca devamında İBB seçimi sürecinde de, ikinci seçimde de beraber yol yürümüşler. Dolayısıyla Necati Bey bugüne kadarki Ekrem İmamoğlu’ndan bağımsız, akademik açıdan da kendi sektörü itibarıyla da oldukça tanınmış bir kişi. Ancak soruşturmanın dokusuna baktığımızda Necati Bey’in hiçbir şekilde bu soruşturmada olmaması gerektiğini ilk bakışta söyleyebiliriz. Çünkü ihalelere hiç girmemiş bugüne kadar, herhangi bir ihaleye teklif vermemiş, İBB’den herhangi bir ücret almamış, İBB’de herhangi bir görevde bulunmamış. Dolayısıyla, ‘‘Böyle bir kişinin İBB’nin ihale usulsüzlükleri dosyasında ne işi var?’’ sorusunu biz en baştan sormuştuk. Tutuklamayı da beklemiyorduk doğrusu. Orada da enteresan gelişmeler oldu. Soruşturmanın başlangıcında biz kollukta ilk ifade verdiğimizde bize bir tanık ifadesinde isminin geçtiğinden bahsedildi. Şöyle bir dokuda geçiyor ismi: Beylikdüzü’nde bir kafede Ekrem İmamoğlu ve yakınında olan birkaç kişinin haftada iki kez buluştuğu ve burada birtakım görüşmelerin yapıldığı, bu görüşmelerin içeriğinin illegal olduğuna dair düşüncesinin olduğu; içeriğini bilmiyor bu tanık, ismini de bilmiyoruz, sadece pozisyonunu biliyoruz bu kişinin. Bu, bu açıdan da teknik olarak hatalı çünkü gizli tanık sıfatı da verilmiş bir kişi değil. Ancak ismi bizimle paylaşılmayan bir tanık bu. Orada sıralı olarak birtakım isimlerden bahsediliyor ve bunların arasında Necati Özkan’ın da ismi geçiyor. Bununla bağlantılı olarak dediler ki, ‘‘Sizin Beylikdüzü’nde HTS kayıtlarınız var, biz bunları da çıkardık’’ dediler ve biz oturduk, kollukla beraber baktık listeye ve gördük ki Necati Bey yalnızca seçim gecesinde, seçimin kazanıldığı gece, 23 Haziran 2019 yılında sadece Beylikdüzü’nde bulunmuş, bunun dışında hiçbir zaman orada bulunmamış. Şöyle bir enteresan nokta var: bu tanıklıkta bulunan kişi de 2019 seçiminden sonra belediyede görev almaya başlamış bir kişi. Dolayısıyla Necati Bey’in fiziken bulunduğu tarihten, Beylikdüzü’nde bulunduğu tarihten sonra işe girmiş bir kişi. Bu yönüyle de Necati Bey’le ilgili bilgisinin olamayacağını düşündüğümüz bir kişi. Dolayısıyla biz dedik ki, ‘‘HTS kayıtları bu iddiayı, tabii ki böyle bir iddia olabilir, ismi de geçmiş olabilir ama doğrulayacak nitelikte değil.’’ Bir de başka bir iş yerinden bahsediliyor. Burada da birtakım toplantıların yapıldığı iddiası var. Orayla alakalı da HTS kayıtlarına baktığımızda Necati Bey’le ilgili hiçbir HTS kaydının, baz bilgisi, HTS kaydı demeyelim de baz bilgisi, yani orada bulunduğuna dair sinyal bilgilerinin değerlendirilmesiyle alakalı olan verilerden bahsediyorum, orada da kayıtların olmadığını gördük. Bir de kendi ofisinde bazı gizli görüşmelerin yapıldığı iddiası vardı. Necati Bey dedi ki: ‘‘Ben Ekrem Başkan’ın siyasi danışmanlığını yapıyorum ve seçim kampanyalarını yönetiyorum. Elbette bu görevimle bağlantılı olarak ben Ekrem Başkan’la da onun çevresindeki yakın çalışma arkadaşlarıyla da zaman zaman görüşürüm. Bu benim ofisim de olabilir, başka yerler de olabilir. Dolayısıyla bana gösterdiğiniz birtakım iletişim kayıtları, HTS kayıtları ve sinyal baz bilgisi uyuşması ve özellikle kendi iş yerimin çevresindeki bu baz uyuşmalarının soruşturma bakımından hiçbir değeri yoktur. Çünkü bu benim yaptığım görevle bağlantılı olarak doğal olarak kurduğum bir ilişkidir’’ dedi.
Ruşen Çakır: Peki, şunu sorabilir miyim, yanlışım varsa düzeltin ama, Necati Özkan’ın bazı şirketleri üzerinde de mahkeme birtakım uygulamalar yaptı sanki, yanılıyor muyum?
Erkam Erdem: Tabii tabii tabii, şöyle oldu zaten; biz ilk kez soruşturmadan, Necati Bey’in tüm mal varlığına el koyulmasıyla haberdar olduk. Sonraki süreçte, yanılmıyorsam 6 Mart 2025 tarihinde bir el koyma kararı verildi. Biz buna yönelik bir itirazda da bulunduk çünkü el koyma usuli açıdan da hatalı bir el koymaydı. Savcılık resen bir el koyma yapmış. Normal şartlar altında bir kişinin taşınmazlarına, haklarına ve alacaklarına el koyma yapılabilmesi için Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesinde bir usul var, onun tatbik edilmesi gerekir. Burada bu tatbik edilmeden, özel bir kanun var, suç gelirlerinin aklanmasına ilişkin düzenlemeleri içeren özel bir kanun var. Bu kanunun 17. maddesinin 2. fıkrası der ki: ‘‘Kara para aklama iddiasının olduğu veya terörizmin finansmanı iddiasının olduğu durumlarda, gecikmesinde sakınca bulunan bir hal var ise, savcı henüz MASAK raporunun olmadığı bir aşamada CMK 128’deki usulü işletmeksizin acele bir el koyma yapabilir, sonrasında MASAK raporunun gelmesini bekler ve geldikten sonra da sulh ceza hâkiminin bu el koymayı onaması beklenir’’ şeklinde bir usul var. Fakat Necati Bey yönünden isnat edilen suçlama en baştan itibaren kara para aklama veya terörizmin finansmanı şeklinde değildi. Yalnızca ihaleye, en azından soruşturmanın kapsamını söylüyorum, o dönem Necati Bey yönünden de somutlaştırılmış bir suç isnadı da yoktu. O dönemde sayılan tüm suç tiplerinin içinde kara para aklama ve terörizmin finansmanı olmadığı için aslında uygulanan usulde de hata vardı. Biz bu yönüyle bir itiraz yaptık, reddedildi. Ona ilişkin de bir Anayasa Mahkemesi başvurusu hazırladık, onu sunmak üzereyiz Anayasa Mahkemesi’ne. Dolayısıyla orada teknik bir arıza var. Bir de Necati Bey’in aslında Ekrem İmamoğlu’yla tanışmadan yaklaşık 10 yıl önce satın aldığı bir ofisi var, iş yerinin bulunduğu ofis. Buraya da el koyuldu. Miras olarak kalan taşınmazlar var, kendi memleketinde birtakım taşınmazlar var, bunlara da el koyuldu. Ölçüsüz bir el koyma da yapıldı doğrusu. Ve sonrasında şöyle bir enteresanlık da var: Soruşturma aşamasında Necati Bey’e yöneltilen soruların içeriğinde herhangi bir rüşvet alma verme iddiası da yoktu. Ancak biz savcılıkta ifade verdikten sonra tutukluluğa sevk yazısına baktık ve gördük ki Necati Bey, Ekrem İmamoğlu’nun liderliğini yaptığı iddia edilen bir suç örgütünün üyesi olmakla suçlanıyor ve bu nedenle tutuklamaya sevk edilmiş. Birincisi buydu. İkincisi de bir rüşvet verme iddiası etrafında kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu tarifiyle, yani rüşvet suçu kapsamında tutuklamaya sevk edildi. Biz bunu anlayamadık gerçekten ve Sulh Ceza Hakimi’ne şunu sorduk: ‘‘Efendim, biz kollukta ve savcılıkta verdiğimiz ifadede hiçbir şekilde rüşvet alma verme iddiası söz konusu değildi. Zaten Necati Bey’in İBB ile bir ilişkisi olmadığı için, yani İBB’ye bir iş yaptırması veya bir ihale alması, ticari bir ilişki kurması söz konusu olmadığı için, hangi rüşvet iddiasından dolayı Necati Bey kuvvetli suç şüphesi altında bulunduğu düşünülerek sizin önünüze getirilmiş? Buna ilişkin bir sorunuz varsa lütfen bize sorun ve biz bunlara cevap verelim’’ dedik. Ancak bize Sulh Ceza Hakimi tarafından da böyle bir soru yöneltilmedi ve ne yazık ki hiç ilgisi olmadığı halde, hiçbir suçlama yöneltilmediği halde kuvvetli suç şüphesinin var olduğu kabul edilerek Necati Bey yönünden rüşvet suçundan tutuklama kararı verildi. Yani hakikaten ben kendi mesleki kariyerimde bu kadar enteresan bir tutuklama görmedim.
Ruşen Çakır: Erkam Bey, açıkçası, yani ben dışarıdan bakan bir gözlemci olarak Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı seçimlerin intikamı kapsamında, bu seçim zaferlerinde birinci derecede rol oynamış olduğu için bir şey yapıldığını görüyorum. Siz tabii avukat olarak böyle söyleyemeyebilirsiniz ama ben yorumcu olarak söyleyeyim. En kısa zamanda çıkmasını bekliyoruz ve temenni ediyoruz. Zaten olması gereken bu. Ama şöyle bir not düşeyim size; sizi ilk kez konuk ettiğimde Mahir Polat’la ilgili konuştuk, biliyorsunuz. Onun da avukatısınız. Ve ertesi gün Mahir Bey hakkında ev hapsi kararı verildi. Bakalım, Mahir Bey’de yürüyen uğurumuz inşallah bu sefer de Necati Özkan için tutar diye temenni ediyorum.
Erkam Erdem: İnşallah, sağ olun. Şöyle, yarın bir gözden geçirme duruşması yapılacak Sulh Ceza Hakimliği’nde. Benim de umudum oradan bir netice elde etmek. Gerçekten, ben ceza hukuku tekniği açısından tutuklamanın makul görülebilecek hiçbir tarafının olmadığını kendi mesleki tecrübeme göre net bir şekilde söyleyebilirim. Evet, sizin söylediğiniz gibi siyasi bir yorum yapmaktan kaçınıyorum. Ancak şöyle bir hukuki çerçeve çizebilirim: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesi var, temel hak ve özgürlüklerde amaç saptırma yasağını düzenler ve ‘‘Görünürdeki bir amacın dışında temel hak ve özgürlükler kısıtlanamaz’’ der. Tutuklama da kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını kısıtlayan bir tedbirdir. En ağır, temel hak ve özgürlüklere müdahale eden bir tedbirdir. Ve burada da gerçekten sizin söylediğiniz çerçevede, ‘‘Yalnızca İmamoğlu’nun fikir işçiliğini yaptığı için, seçim kampanyalarında ona gerçekten profesyonel ve nitelikli bir hizmet verdiği için Necati Bey tutuklandı’’ diyebiliyorsak, aslında doğrudan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18. maddesine aykırılık ve bununla bağlantılı olarak özgürlük ve güvenlik hakkının ihlalinin gündeme geldiğini net bir şekilde söyleyebiliriz. Hukukçu olarak böyle bir çerçeve çizebilirim. En son Kavala davasında AİHM bu 18. maddeyi referans vererek bir ihlal kararı da vermişti doğrusu. Umuyoruz ki bir tahliye gündeme gelir; bu noktalara gitmeden, Anayasa Mahkemesi’ne ve İnsan Hakları Mahkemesi’ne konu taşınmadan Necati Bey özgürlüğüne bir an önce kavuşur.
Ruşen Çakır: Yarın diyorsunuz, bakalım geçen sefer de bir gün arayla oldu. İnşallah bu sefer de tuttururuz. Çok sağ olun Erkam Bey.
Erkam Erdem: Siz sağ olun.