Ruşen Çakır yorumladı: Gaziosmanpaşa’nın gösterdiği AK Parti realitesi

Ruşen Çakır, Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin CHP’den AKP’ye geçmesini, başkanvekili seçiminde yaşananları değerlendirdi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturmaların beşinci dalgasında gözaltına alınan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgül, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe, Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara, Ceyhan Belediye Başkanı Kadir Aydar ve Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin tutuklanmıştı.

İçişleri Bakanlığı, İstanbul’un Avcılar, Büyükçekmece ve Gaziosmanpaşa ile Adana’nın Ceyhan ve Seyhan ilçe belediye başkanlarının görevden uzaklaştırıldığını duyurmuştu.

Eray Karadeniz başkanvekili seçildi

Tutuklanan Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe yerine başkanvekili seçimi yapıldı.

Adayların ilk iki turda salt çoğunluğu elde edememesi üzerine yapılan üçüncü tur oylamada, AK Partili Karadeniz 21 oy alarak başkanvekili seçildi. CHP’li Topaloğlu ise 16 oy aldı.

CHP’li üyeler, “Gaziosmanpaşa halkının iradesi gasp edildi” diyerek tepki göstererek seçimin yapıldığı salondan çıktı.

Gaziosmanpaşa’da yaşananların AK Parti realitesini gösterdiğini ifade eden Çakır, “Gaziosmanpaşa bize AK Parti diye bir partinin hâlâ var mı yok mu sorusunu sorduracak bir halde. Gazeteci olarak da bayağı bildiğimi düşünüyorum. Ama Gaziosmanpaşa en iyi bildiğim yerlerden birisi değil. Fakat şunu biliyorum ki Gaziosmanpaşa AK Parti’nin peş peşe seçim kazandığı bir yerdi. Ve hatta aynı isim Hasan Tahsin Usta sürekli kazandı. Ama son seçimde kaybetti. Hakan Bahçetepe’ye kaybetti” dedi.

Gaziosmanpaşa Belediyesi CHP'den AKP'ye geçti
Gaziosmanpaşa’nın gösterdiği AK Parti realitesi

Eray Karadeniz’i kim seçti?

Gaziosmanpaşa’da seçim yapıldıktan sonra AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eray Karadeniz’i arayıp tebrik etmesini, makam odasında fotoğraf çekilinmesini de değerlendiren Çakır şöyle devam etti:

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

“Her yerlerinden mutluluk akıyor insanların. Ne yapmışlar? Nerede bir seçim olmuş? Gaziosmanpaşa halkı mı seçmiş? Yok. Büyük kutlamalar yapılıyor ve sonra bir bakıyoruz ki dakika bir gol bir, Eray Karadeniz sokağa çıkıyor. Videolar insanlara gidiyor. Onlarla sarmaş dolaşılıyor. Ve bir sanki o insanlar onu seçmiş gibi. Bakın belediye başkan adayı değildi Eray Karadeniz. Belediye meclis üyesi. Belediye başkan adayı eski başkan Hasan Tahsin Usta’ydı. Seçilemedi. Yerine bu kişiyi kim seçti? Onun cevabını isterseniz Eray Karadeniz’in kendisi versin. Attığı tweette ne diyor? Aynen şöyle: ‘Beni bu onurlu göreve layık gören Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a…’ Yani kim seçmiş? Erdoğan seçmiş. Kayyum sonuçta. Kayyum atamış. Ha kayyum ha AK Partili Belediye Meclis Üyesi, ne fark eder?”

“Bu dönemin insanı”

Eray Karadeniz’in profilini inceleyen Çakır, “Mesela Fethullahçıları savunmuş birisi. Daha sonra avukat olarak yakın dönemde yargılanan sosyal medya fenomeni, yolsuzlukla vesaire yargılanan kişilerin avukatlığını yapmış birisi. Tamam genç yaşta AK Parti içine girmiş, etmiş ama bakıyoruz ki, tam bu dönemin insanı olan bir kişi” dedi.

Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler. Geçen, ‘‘Ferdi Zeyrek’in gösterdiği CHP realitesi’’ başlıklı bir yayın yaptım ve orada genç yaşta talihsiz bir şekilde hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı’nın cenazesi ve cenazedeki insanların ona sahip çıkması, onu uğurlaması olayının siyasi analizini yapmaya çalıştım. Şimdi bir başka belediyeye gelelim, Gaziosmanpaşa, İstanbul. Bu da bize bir AK Parti realitesini gösteriyor. Manisa’da yükselen, istim üzerindeki bir CHP’yi gördük. Gaziosmanpaşa ise bize, ‘‘AK Parti diye bir parti hala var mı, yok mu?’’ sorusunu sorduracak bir halde. Şimdi İstanbul’u gazeteci olarak bayağı bildiğimi düşünüyorum ama Gaziosmanpaşa en iyi bildiğim yerlerden birisi değil. Fakat şunu biliyorum ki Gaziosmanpaşa AK Parti’nin peş peşe seçim kazandığı bir yerdi ve hatta aynı isim, Hasan Tahsin Usta, sürekli kazandı ama son seçimde kaybetti, Hakan Bahçetepe’ye kaybetti. Bakın, 2014’te, 2014 seçimlerinde Hasan Tahsin Usta 150.000 oy almış, oyların %51’ini almış. Daha sonra o tarihte CHP’nin oyu 73.000. 2019’da aynı kişinin oyları biraz azalmış, 143.000’e düşmüş. CHP’ninki biraz artmış, 91.000. Ama yine kazanmış ve son seçimde en çekişmeli ilçelerden birisi olmuş. 1000’den az bir oy farkıyla, 900 gibi bir oy farkıyla Hakan Bahçetepe CHP’nin Gaziosmanpaşa’yı kazanmasını sağlamış. Ama bu yakın giden yarış nedeniyle Cumhuriyet Halk Partisi ilçede belediye meclisinde çoğunluğu sağlayamamış. Çoğunluk Cumhur İttifakı’na, yani AKP ve MHP’ye kalmış. Böyle bir durumda İstanbul’da üç belediye başkanı tutuklandı: Avcılar, Büyükçekmece ve Gaziosmanpaşa. Yerlerine belediye başkan vekilleri seçimi yapılacak, belediye meclisi seçecek. Büyükçekmece ve Avcılar’da CHP’nin çoğunluğu olduğu için sorun yok ama ‘‘Gaziosmanpaşa’da acaba ne olacak?’’ diye bir soru atıldı ortaya. Aslında anlamsız bir soruydu. Yıllar önce Erdoğan tutuklanınca, Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine Ali Müfit Gürtuna seçilirken, muhalefet o dönem Refah Partisi’nin adayı olan Ali Müfit Gürtuna lehine oy kullanmıştı ya da onun seçilmesini sağlamıştı yıllar önce. Ama AK Parti tabii ki böyle bir şey yapmadı; ‘‘Sandıktan Cumhuriyet Halk Partisi çıkmıştı. Başkan tutuklu ama ne zaman geri döneceği belli olmaz, ayıptır yapmayalım’’ demediler ve tabii ki kendi içlerinden bir ismi, Eray Karadeniz adında bir avukatı seçtirdiler. Buna şaşırmadık. Yani az da olsa “Yaparlar mı bir centilmenlik” diyenler çıkmıştır belki saf bir şekilde. Onlar da “Böyle olacağı belliydi” demişlerdir. Ama sonrası var. Bir zafer havası… Erdoğan arıyor, tebrik ediyor, ondan sonra selfieler çekiliyor. Böyle bir bakıyorsunuz, her yerlerinden mutluluk akıyor insanların. Ne yapmışlar? Nerede bir seçim olmuş? Gaziosmanpaşa halkı mı seçmiş? Yok. Büyük kutlamalar yapılıyor. Ve sonra bir bakıyoruz ki dakika bir gol bir: Eray Karadeniz sokağa çıkıyor. Videolar var; insanlara gidiyor, onlarla sarmaş dolaş oluyor ve sanki o insanlar onu seçmiş gibi. Bakın, belediye başkan adayı değildi Eray Karadeniz, belediye meclis üyesiydi. Belediye başkan adayı eski başkan Hasan Tahsin Usta’ydı. Seçilemedi. Yerine bu kişiyi kim seçti? Onun cevabını isterseniz Eray Karadeniz’in kendisi versin. Attığı tweet’te ne diyor? Aynen şöyle: “Beni bu onurlu göreve layık gören Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a…” diye başlıyor. Kim seçmiş? Erdoğan seçmiş. Kayyum sonuçta, kayyum atanıyor. Yani ha kaymakamı atamışsınız, ha AK Partili ilçe belediye meclis üyesini atamışsınız. Şimdi işin bir bu ayağı var. Yaşı da çok fazla değil, 39 yanılmıyorsam. Tabii ki birileri hemen arşivlere bakıyorlar, arşiv çok güçlüdür. Bir de bakıyoruz ki bu kişi bir dönem, o şey dönemlerinde Fethullah Gülen ve cemaat övgüleri düzmüş birisi. Maklube miydi o yemek? O davete ne diyor: ‘‘Benim adım Eray ise ben o maklubeyi yemeye gelirim” diye bir eski silinmiş tweet’ini gördüm ya da Fenerbahçe’ye operasyon, ki ben o tarihte Fethullahçıların Fenerbahçe’ye operasyon çektiği konusunda Vatan Gazetesi‘nde yazı dizisi yapmıştım Fenerbahçeli olmamama rağmen. Hatta birçok Fenerbahçeli bana “Bu Galatasaraylı ama bu konuyu ele alıyor” demişlerdi. Öyle bir dönem yaşadık. Mesela orada Fethullahçıları savunmuş birisi. Buna hiç şaşırmıyoruz. Daha sonra avukat olarak yakın dönemde o, adını şimdi söylemeyeyim, işte böyle sosyal medya fenomeni, yargılanan, yolsuzlukla vesaireyle yargılanan kişilerin avukatlığını yapmış birisi. Tamam, genç yaşta AK Parti içine girmiş, etmiş ama bakıyoruz ki tam bu dönemin insanı olan bir kişi. Şimdi bu bize neyi gösteriyor? Bu bize AK Parti’nin o çok dile getirdiği “milli irade”, “yeter, söz milletindir”, bunlar Türk sağının geleneksel sözleri, bunlarla hiçbir alakasının kalmadığını gösteriyor. Ve 19 Mart’tan beri hep bunu söylüyorum; milli irade lafını Cumhuriyet Halk Partisi savunuyor ve milli iradeye darbe yapılması iddiasını CHP dillendiriyor. Gaziosmanpaşa’da yaşanan açıkça bir darbe. Nasıl bir darbe? Genç belediye başkanı hakkında, bir yılı biraz aşmış belediye başkanı hakkında uyduruk iddialar var. Hatta tutuklanmasına neden olan en temel yolsuzluk iddiasının kendisinden önceki dönemin işi olduğunu da kanıtladı insanlar daha şimdiden. Ama belli ki, ‘‘Nasıl olsa burası, belediye meclisi de CHP’de değil’’ diye özel olarak bir şekilde katılmış. Bunu söylemek hiç zor değil. Ve bir de tabii işin bir başka acı bir yönü var: Ayşe Böhürler, AK Parti’nin bilinen kadın milletvekillerinden. Bir dönem, uzun bir dönem gazetecilik yaptı Kanal 7‘de, benim de yakından tanıdığım birisi ve hala hayretler içerisindeyim gerçekten. Bir televizyon yayınında bütün bu gelişmelerden habersiz bir şekilde Hakan Bahçetepe’nin CHP’den AK Parti’ye geçtiğini sanıp ona “hoş geldin” diyebiliyor. Bu da neyi gösteriyor? Gündem, yani AK Parti’nin içindeki insanların, milletvekillerinin, hatta öne çıkan milletvekillerinin bile gündemle, ki bu kadar önemli bir gündem maddesi, bununla bir alakaları kalmamış. Çünkü her şeyi bir şekilde Erdoğan yapıyor; Erdoğan atıyor, Erdoğan görevden alıyor, Erdoğan ‘‘turp’’ diyor, bir bakıyorsunuz savcılar operasyon yapıyor vesaire. Böyle bir yerde yaşıyoruz. Bu bize AK Parti’nin aslında artık gücünü milletten alamadığını… Bir zamanlar milletten alıyordu. Bir zamanlar %50’nin üzerinde genel seçimde oy almış bir partiden bahsediyoruz. Girdiği bütün referandumlardan başarıyla çıkan bir Tayyip Erdoğan’dan bahsediyoruz. Ama şimdi yeni anayasa söz konusu olduğu zaman referanduma götürmek istemeyecek, bence, bir Erdoğan’dan bahsediyoruz. Böyle bir nereden nereye olayını Gaziosmanpaşa bize gösterdi. Yıllar önce diyorum ama çok da eski değil; açık arayla kazandığı bir ilçeyi kıl payı da olsa kaybediyor ve kaybının intikamını yargı eliyle almaya tenezzül eden bir partiden bahsediyoruz ve bunu, davullu zurnalı bir seçim zaferiymiş gibi kutlayan parti ve partililerden bahsediyoruz.

Bu yayını kime adayacağım? Tabii ki Hakan Bahçetepe’ye adayacağım. Kendisiyle karşılaştım bir iki yerde ama böyle bir muhabbetim olmadı. Gencecik bir isim. Baktım, Gaziosmanpaşa’da doğmuş, büyümüş, üniversiteye kadar bütün eğitimini Gaziosmanpaşa’da yapmış bir esnaf çocuğu. Sonra işletmecilik yapmış. Aslen Erzincanlı. Futbol oynamış, okul zamanlarında futbol oynamış ve kablo sektöründe bir şirkette üst düzey yönetici ve çekirdekten CHP’li, gençlik kollarından başlıyor ve bir ara İstanbul İl Başkan Yardımcılığı da yapmış, en son İlçe Başkanı olmuş birisi. Hakkında yolsuzluk iddiaları ve tutuklama çıkınca çok kişi “Ya, kim bu kişi?” diye sordu, kamuoyunun bilmediği bir isim. Neler çıktı ortaya? Halasının evinde kirada oturan bir genç, idealist bir insan çıktı ve belli ki tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş. Gaziosmanpaşa’da bu seçimde, defalarca seçilmiş olan bir belediye başkanını kıl payı da olsa yenerek gelmiş bir isim ve şu anda cezaevinde. Niçin cezaevinde? Eminim kendisi de bilmiyordur. Yani şöyle: niçin olduğunu siyaseten herkes biliyor ama hukuken niçin olduğunu kendisi de bilmiyordur. Bakalım iddianamesi ne zaman hazırlanacak, ne zaman yargılanmaya başlayacak ve ne zaman tahliye olacak? Umarım en kısa zamanda Hakan Bahçetepe özgürlüğüne kavuşur ve — nasıl denir — darbe yoluyla belediye başkan vekili olmanın kıvancıyla ne yapacağını şaşırmış ve kendini sokaklara atmış olan Eray Karadeniz’den halkın seçtiği belediye başkanı olarak o makamı geri alır. Evet, söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.