DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Meclis’te kurulacak komisyon Türkiye barış modelini yaratabilir” diyerek, silah bırakan PKK üyelerinin demokratik zeminde mücadele etmesinin, komisyonun görevlerinden olduğunu söyledi. Bakırhan, toplumun Türkiye’nin kurucu partisi olarak CHP’den beklentisinin çok yüksek olduğunu kaydederek, “Bu tarihi sorumluluğu üstlenerek çözüm çabasında yer almanın ülkemizin geleceği için atılacak en doğru adım olacağı inancındayız” dedi.
DEM Parti yeni dönem planlaması gündemiyle toplanan Parti Meclisi (PM) Eş Genel Başkan Tuncer Bakırhan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Yeni çözüm sürecine dair önemli açıklamalar yapan Bakırhan, sürecin ilerleyişine dair iktidara ve muhalefete çağrı yaptı.
“Tutsakların süreci bizimle yürütebilmesi hayırlı olacak”
Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile tutuklu siyasetçileri cezaevlerinde ziyaret ettiklerini hatırlatan Bakırhan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararlarına değindi. Bakırhan, “AİHM üç defadır ihlal kararı veriyor, yaklaşık 9 yıldır cezaevinde kalıyor arkadaşlarımız. Hemen tahliye edilmeleri gerekirken bir sessizlik, bir suskunluk. Bu siyasi rehine durumunun devamı yönünde kararlar veriliyor. Mahkeme, uluslararası hukuku ve Anayasanın 90’ıncı maddesini çiğneyerek ağır bir suç işliyor. Bu ayıba, bu akıl tutulmasına artık bir son verilmesi gerekir. Tutsak arkadaşlarımızın bizimle birlikte bu süreci yürütmeleri, katkı vermeleri aslında sürecin de hayrına olacaktır” diye konuştu.
“Silah bırakanların demokratik zeminde mücadele edebilmesi görevimiz”
Bakırhan yeni çözüm sürecinin dönüm noktalarını ve PKK üyesi bir grubun silah yakma törenini hatırlattı. Bakırhan, “Bu tarihi törenden biz de büyük ve tarihi sorumluluklarla döndük. Oradaki insanların buraya gelip demokratik zeminde mücadele etmelerinin sorumluluğu bizim, Meclis’in, Meclis’te kurulacak komisyonun en önemli görevlerinden biridir. Bundan ötürü çalışmalarımız artarak devam edecek” dedi.
“Demokratik entegrasyon, demokratik cumhuriyettir”
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın kullandığı “pozitif demokratik entegrasyon ve bütüncül hukuk” tanımına atıf yapan Bakırhan şöyle devam etti:
“Demokratik entegrasyon, bir tarafın kendisini diğer tarafa tümüyle teslim etmesi değildir. Asimilasyon hiç değildir, tekçi ve inkarcı politikalara tek taraflı yatmak hiç değildir. Bunların tam tersidir. Karşılıklı dönüşüm ve katılım esasına dayanarak ortak ve eşit yaşamı, eşit yurttaşlığı inşa etmektir. Demokratik bir toplumdur, demokratik bir cumhuriyettir. Bu yaşam çabasının garantisinin adı da bütüncül hukuktur. Bütüncül hukuk, sadece bir yasal düzenlemenin adı değildir; demokratik entegrasyonun aynı zamanda sigortasıdır. Bütüncül hukuk, geçmiş dönemlerden ders çıkararak bu süreci yasal olarak bağlayıcı ve kurumsallaşmış bir dönüşümle hayata geçirme çabasıdır.”
Öcalan’ın samimi ve ciddi olduğunu söyleyen Bakırhan, iktidara da gerekli adımları bir an önce atması için çağrı yaptı, “Demokratik bir cumhuriyeti, demokratik bir zemini hep birlikte oluşturalım” dedi.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Meclis’te kurulacak komisyon Türkiye barış modelini yaratabilir”
Sürecin provokasyonlara kapalı tutulması için hızlandırılması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, Meclis’te kurulacak komisyona büyük anlam biçtiklerini söyledi. Bakırhan, komisyonun sadece silah bırakmaya odaklanmaması gerektiğini kaydetti ve “Esas konu Kürt sorununda demokratik bir çözüm ve bu çözümün önündeki büyük engelleri kaldırma iradesidir. Bu komisyon Türkiye barış modelini yaratabilir. Bu fırsat komisyonun önündedir” diye konuştu.
“Davamız, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümüdür”
DEM Parti’nin ülkenin tamamına seslendiğini söyleyen Bakırhan, “Israrla bizi bir bölgeye, sadece Kürtlere sıkıştıran ve gerçekliği ters yüz etmeye çalışan anlayış kaybedecektir. Bunların toplumda karşılığı yoktur. Davamız, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun demokratik çözümüdür. Bu davayı başarmak için de özeleştirimizi vermeye, sürece uygun dönüşmeye, genişlemeye ve büyümeye hazırız” dedi.
“Toplumun CHP’den beklentisi çok yüksek”
Bakırhan güncel tartışmalara değinerek CHP’ye de çağrı yaptı:
“Türkiye’nin 100 yıllık yapısal sorunları ile günümüzün siyasi krizleri iç içe geçmiş durumda ve birbirini besliyor. Bu kısır döngüyü kırmanın yolu da bu iki gündemi birbirinden ayırmaktan değil, aralarındaki bağı görmekten geçiyor. Çok içten ve inanarak söylüyorum; özellikle Kürt meselesinin demokratik çözümü konusunda, kurucu parti kimliği ve tarihsel değerleriyle toplumun CHP’den beklentisi çok yüksek. Çünkü bu mesele, Türkiye’nin demokratikleşmesinin ve toplumsal barışın en temel unsurudur. Bu tarihi sorumluluğu üstlenerek çözüm çabasında yer almanın ülkemizin geleceği için atılacak en doğru adım olacağı inancındayız. Tüm toplumun siyaset kurumundan, siyasi partilerden beklentisi bu yöndedir. Umarım siyaset ve siyaset kurumu da bu beklentilere uygun bir pratik, bir çalışma tarzı ortaya koyar.”