Boğaziçi Üniversitesi’ndeki 154 yıllık yurt binasının işlevi sonlandırıldı. Okulun 1871’den beri öğrenci yurdu olarak hizmet veren en köklü yapılarından Hamlin Hall, artık yurt olarak kullanılamayacak. Mezunler ve öğrenciler üniversite kampüsü önünde bir araya gelerek duruma tepki gösterdi.

Okulun 1871’den beri öğrenci yurdu olarak hizmet veren en köklü yapılarından Hamlin Hall, artık yurt olarak kullanılamayacak.
Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) de tarihi Hamlin Hall’un yurt olmaktan çıkarılması kararına tepki gösterdi. Boğaziçi Üniversitesi kampüsü önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan BÜMED Başkanı Sera Ulusoy, kararı yalnızca bir işlev değişikliği değil, üniversite topluluğunun belleğine ve birikimine yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi.
“Öğrencilerin, dayanışmanın kampüsten dışlanmasıdır”
Ulusoy, Hamlin Hall’un kapatılmasının yalnızca fiziksel bir dönüşüm olmadığını, öğrencilerin yaşam alanlarının daraltılması anlamına geldiğini belirterek “Hamlin Hall’un yurt işlevinin sona erdirilmesi, yalnızca bir binanın dönüştürülmesi değil; öğrencilerin, kulüplerin ve dayanışmanın kampüsten dışlanmasıdır” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan barınma krizine rağmen, en eski yurt binasının dersliğe dönüştürülmesinin öğrencilerin temel haklarını yok saymak olduğunu vurgulayan Sera Ulusoy, şunları ifade etti:
“Bugün yurt krizi hâlâ devam ederken, Hamlin Hall’un derslik ve seminer salonlarına dönüştürülmesi, öğrencilerin en temel ihtiyaçlarının yok sayıldığını ve Boğaziçi’nin özgün kültürünün sistemli biçimde zayıflatıldığını gösteriyor.”
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
![]()
“Bir hafızaya, bir ruha saldırıdır”
Sera Ulusoy, kampüslerdeki öğrencilerin giderek dışlandığına dikkat çekerek, bu politikanın yalnızca fiziksel değil, kültürel bir tasfiye anlamına geldiğini söyledi. Ulusoy, “Boğaziçi kampüslerinin öğrencilerden arındırılması, üniversitenin çoğulcu yapısına, özgürlükçü ortamına ve birlikte üretme kültürüne ciddi bir darbedir. Bu karar, yalnızca mekâna değil, bir geleneğe, bir hafızaya, bir ruha yöneliktir” dedi.
“Bağışçıların emeği de yok sayıldı”
Hamlin Hall’un 2022’de, Boğaziçili yüzlerce mezunun bağışlarıyla yenilendiğini hatırlatan Ulusoy, yapılan bu yatırımın da görmezden gelindiğini ekledi, “En son 2022’de olmak üzere, Boğaziçili yüzlerce bağışçının oda ve tuğla bağışları ile yenilenen Hamlin Hall’un bu dönüşümünü mezunlar olarak kabul etmiyoruz. Boğaziçi’ne sahip çıkmak, öğrencilerin haklarını savunmak ve seslerini duyurmak hepimizin sorumluluğu. Çünkü Boğaziçi sadece bir okul değil, birlikte yarattığımız bir kültürdür. Hamlin Hall sadece bir bina değil, bir bellektir. Dayanışma, Boğaziçi’nin ortak ruhudur” diye konuştu.
(ANKA)