Ruşen Çakır yorumluyor: Kutuplaşma CHP’nin işine yarar mı?

Ruşen Çakır, CHP’nin 19 Mart sonrası oy artışını değerlendirdi. Çakır, Özgür Özel’in sert söylemlerinin tabanı harekete geçirirken uzak seçmeni de ürkütebileceği uyarısında bulundu.

Ruşen Çakır, CHP’nin son dönemdeki siyasi stratejisini analiz etti. Çakır, partinin 19 Mart sonrası ciddi bir oy artışı yaşadığını belirtti.

Çakır, CHP kurmaylarıyla yaptığı görüşmelerde önemli tespitlerde bulundu, “CHP bayağı bir oyunu arttırdı. 19 Mart sonrasında tekrar oy arttırmaya başladı” dedi.

CHP direniş gösterdi, Erdoğan’ı pişman etti

Çakır’a göre CHP, 19 Mart’ta dik durdu ve direniş sergiledi, “Erdoğan’ı yaptığına pişman etti. Bunu beklemediği ortada” dedi. Çakır, partinin kendi örgütünü ve tabanını harekete geçirdiğini, aynı zamanda muhalefetteki farklı partilere oy vermiş seçmenler için cazibe merkezi haline geldiğini aktardı.

CHP’nin oy artışının temel kaynağının diğer muhalif partiler olduğunu söyleyen Çakır, İYİ Parti’ye 2023’te oy vermiş geniş bir kesimin özellikle 19 Mart sonrası CHP’ye yöneldiğini belirtti.

DEM Parti’den de CHP’ye doğru yöneliş olduğunu, MHP ve AKP’den de belli yönelişler bulunduğunu ama bunların ciddi boyutta olmadığını kaydetti.

Kutuplaşma CHP'ye yarar mı? | Ruşen Çakır yorumluyor (Video)
Kutuplaşma CHP’ye yarar mı? | Ruşen Çakır yorumluyor (Video)

“Sert üslup uzak seçmeni ürkütebilir”

Çakır, CHP’nin kutuplaşma konusunda dikkatli olmaya çalıştığını vurguladı. Özgür Özel’in özellikle Erdoğan’ı doğrudan hedef alan “darbe, cunta” gibi söylemlerinin CHP’ye uzak seçmende iyi intiba bırakmadığını söyledi.

“Bu kadar sert bir üslupla kazanabileceğimiz seçmeni kazanamayabiliriz gibi bir saptama var” diyen Çakır, hukuk dışılık, sandığın önemi ve 19 Mart’ın ekonomik sonuçları gibi söylemlerin daha geniş kitlelerde yer bulduğunu aktardı.

Beklenmedik yerlerdeki CHP ilgisi

Çakır, 31 Mart seçimlerinde CHP’nin Adıyaman, Kastamonu, Kütahya, Afyonkarahisar gibi “kazanamaz” denilen yerlerde seçim kazandığını hatırlattı, partinin güneydoğuda da bayağı çıkış yaptığını söyledi.

“Kürt meselesi konusunda da diline çok dikkat etmesi gerekiyor” diyen Çakır, komisyona girme sürecinde başarılı performans sergilediklerini kaydetti. Ekonomik nedenlerle iktidardan memnun olmayan ama ideolojik olarak kendilerini yakın hisseden kesimleri ürkütmemesi gerektiğini vurguladı.

Kutuplaşma CHP’ye yarar mı? | Ruşen Çakır yorumluyor (Video)

“Kontrollü kutuplaşma şart”

Çakır, sıfır kutuplaşmanın Türkiye’de mümkün olmadığını ama dikkatli ve kontrollü kutuplaşmanın tercih edilmesi halinde CHP’nin başarı şansının daha yüksek olacağını söyledi. Partinin kendi tabanını harekete geçirmek için belli meydan okuyuş dillendirmesi gerektiğini ama diğer kesimleri de ürkütmemesi gerektiğini belirtti.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.


Yayına hazırlayan: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Bu sabahki yayınım, dün sabahki yayınımın bir tür devamı gibi. Yine CHP üzerinden konuşmak, birtakım yorumlar yapmak istiyorum. Dün mitingleri ele almıştık, ‘‘Mitingler yapılmalı mı ve yeterli mi CHP için?’’ diye.Ve orada bir nokta var, yani bu mitinglerin CHP’nin tabanını diri tutması anlamında bir anlamı var. Aynı zamanda “yıkılmadım, ayaktayım” diyebilmek ve Türkiye’yi yönetmeye talip olma anlamında bir anlamı var. Ama belli bir yerden sonra bu mitinglerin kendisi ama esas olarak da Özgür Özel’in konuşmaları birinci derecede önemli, CHP açısından. Neden önemli? Kendisine uzak olan kararsız seçmeni etkileyip etkilememe açısından önemli. Son günlerde CHP’nin kurmayı olarak tanımlanabilecek birbirinden farklı isimlerle sohbet ediyorum. Çok ciddi bir çalışma yürüttüklerini biliyordum zaten ve özellikle 19 Mart’la ilgili, 19 Mart’ın ardından bunlar çok daha ciddi bir şekilde yürütülüyor anladığım kadarıyla. Ülke çapında değişik bölgeler, değişik şehirler için ayrı ayrı çalışmalar yaptıkları söyleniyor. Ve burada şu ana kadar görüldüğü kadarıyla, ki bu onlardan duyduklarım şu ana kadar gördüğüm birbirinden farklı kamuoyu araştırmalarıyla belli ölçülerde örtüşüyor, belli ölçülerde. O da şu: CHP 19 Mart’tan sonra belli bir süre içerisinde bayağı bir oyunu arttırdı. Şöyle bir olay var: 2023’ün hemen ardından, yani Kılıçdaroğlu’nun yaşattığı yenilginin ardından CHP’nin oylarında bir düşüş olduğu, daha sonra CHP’de yönetimin değişmesiyle birlikte bir yükseliş trendine girdiği ve nitekim 31 Mart yerel seçimiyle bunun %37’ye kadar vardığı bir dönem yaşadık. Ama sonra CHP’nin oyları inmeye başladı. %30’un da altına indiği söylendi. O sıralarda bir de normalleşme vardı, biliyorsunuz, Erdoğan’la yaşanan normalleşme vardı ve CHP’nin oyları azalmaya başladı. Ama 19 Mart’la birlikte CHP tekrar oy arttırmaya başladı. Ekrem İmamoğlu’nun popülaritesi çok hızlı bir şekilde arttı.

Burada galiba temel husus şu: CHP 19 Mart’a anında cevap verdi. Dik durdu. Bir direniş sergiledi ve bir anlamda Erdoğan’ı yaptığına pişman etti. Erdoğan bunu kabullenir, kabullenmez, ayrı bir husus ama bunu beklemediği ortada. Ve burada CHP kendi örgütünü, tabanını harekete geçirdi ve ona ek olarak muhalefetteki değişik partilere oy vermiş olan seçmenler için de bir cazibe merkezi haline geldi. Anladığım kadarıyla 19 Mart sonrasında CHP’nin oy arttırması, yani ortada seçim yok ama kamuoyu araştırmalarında, yapılan saha yoklamalarında CHP’ye ilginin artmasındaki temel kaynak diğer muhalif partiler. Örneğin İYİ Parti. İYİ Parti’ye 2023’te oy vermiş olan çok geniş bir kesimin daha sonra, özellikle 19 Mart’tan sonra CHP’ye yöneldiği söyleniyor. DEM Parti’den bayağı bir yöneliş olduğu söyleniyor, ki bunu çok fazla şu ana kadar konuşmadık ama bundan sonra konuşacağa benziyoruz. Tabii ki bu yeni çözüm süreciyle beraber işin rengi değişebilir ama şunu da görmek lazım: DEM Parti kamuoyu yoklamalarında son seçimde aldığı oyun epey gerisinde bir yerde gözüküyor ve bunun anlaşıldığı kadarıyla büyük ölçüde CHP’ye yöneldiği gözüküyor ya da kararsız olarak kendilerini ifade ediyorlar. MHP’den de belli bir yöneliş olduğu, AKP’den de belli bir yöneliş olduğu söyleniyor. Ama bunlar çok ciddi yönelişler değil. Çünkü orada bir başka olay var: CHP güçlendikçe, CHP meydan okudukça ve bu meydan okuma sırasında kullandığı bazı söylemler diyelim, başvurduğu bazı söylemler, Erdoğan’ın ve AKP’nin etrafında bir başka mobilizasyonu, hareketlenmeyi yaşatıyor. Yani son dönemde iki partili bir olaydan bahsetmek mümkün: CHP ve AK Parti. Erdoğan bu süre içerisinde kendi etrafında daha önce kendisine oy vermiş olup sonra kararsız kalan seçmenin bir kısmını en azından şu aşamada kazanmışa benziyor. Buradaki temel motivasyonlardan birisi CHP’nin Erdoğan’ı hedef alarak Erdoğan’ı bir şekilde yenme iddiasının çok güçlü bir şekilde çıkması. Dolayısıyla “CHP mi AK Parti mi?” diye sorulduğunda tercihi AK Parti olan ama AK Parti’ye şu ya da bu şekilde değişik konularda eleştirileri olan bazı seçmen gruplarının tekrar bir tür dayanışma refleksiyle AK Parti’ye yöneldiği söyleniyor.

Burada önemli bir husus var: kutuplaşma meselesi. Şimdi nasıl bir üslup? Şimdi bakıyoruz, 19 Mart’tan bu yana yapılan çıkışlarda, Özgür Özel’in özellikle ve tabii ki Ekrem İmamoğlu’nun da cezaevinden yaptığı açıklamalarda Erdoğan’ı doğrudan hedef alan ‘‘darbe, cunta’’ gibi söylemler var, bunu biliyoruz ve bir hesap sorma söylemi var. Anladığım kadarıyla CHP için kamuoyu araştırmaları yapan kesimler, bunların CHP’ye uzak seçmende iyi intiba bırakmadığını saptamışlar. Yani diyorlar ki, ‘‘Bu kadar sert bir üslupla kazanabileceğimiz seçmeni kazanamayabiliriz’’ gibi bir saptama var. Buna karşılık mesela yapılanın hukuk dışı olduğu, sandığın önemli olduğu, sandıktan vazgeçilemeyeceği ya da 19 Mart’ın çok ciddi ekonomik sonuçları olduğu ve bu ekonomik sonuçların bedelini halkın ödediği gibi söylemlerin, çıkışların daha geniş kitlelerde yer bulduğunu saptamışlar. Bu çok önemli bir mesele. Yani Erdoğan karşıtlığı sizin birtakım kesimlere ulaşmanızı sağlıyor; ama ulaştığınız bu kesimler sizi tek başına iktidar yapmayabilir ya da güçlü bir şekilde iktidara talip olmanızı ya da cumhurbaşkanı adayınızın kazanmasını sağlayamayabilir. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar Cumhur İttifakı’na oy vermeye yönelmiş olan insanları da çelmesi gerektiği konusunda bir görüş birliği oluşmuş durumda CHP’de ve bunun için de birtakım şeyler çalıştıklarını duyuyorum.

Nitekim çarşamba akşamı Üsküdar’daydım. Başka mitinglerde de oluyor ama Üsküdar’da özel olarak gördüm ki Özgür Özel, AK Parti seçmenine, AK Parti üyelerine yönelik “Size dokunmayacağız” mesajlarını uzun uzun dile getirdi. Burada belli ki bir tür tedbir alınıyor. Yani rövanşist bir üslubu… Tabanda rövanşizm talebi var. Yani iktidara gelince herkesten hesap sorma gibi bir beklenti tabii ki var, bu var ama yöneticilerin, parti yöneticilerinin, özellikle Özgür Özel’in ve Ekrem İmamoğlu’nun bu konuda daha dikkatli bir dil kullanması, CHP’nin çalışılmış bir stratejisi gibi geliyor bana. Çünkü kutuplaşmanın bir dozu var. Yani sizin kendi tabanınızı ve iktidar karşıtı kesimleri harekete geçirmek için belli bir meydan okuyuşu dillendirmeniz gerekiyor. Ama Türkiye bunlardan ibaret değil, bu kesimlerden ibaret değil. Dolayısıyla diğer kesimleri de ürkütmemek gerekiyor. Yani CHP kutuplaşma konusunda olabildiğince dikkatli olmaya çalışıyor. Becerebiliyorlar mı bilemiyorum, ama şu ana kadar yapılan araştırmalarda benim anladığım kadarıyla çok umulmadık yerlerde CHP’ye yönelik ilgiler var. Nitekim 31 Mart seçimlerinde CHP Adıyaman’da, Kastamonu’da, Kütahya’da, Afyon’da, hiç kazanamaz denen birçok yerde, galiba Kırıkkale de vardı, başka birçok yerde seçim kazandı. Bunların hepsi, CHP’deki değişim iddiasının belli bir karşılık bulduğunu bize gösteriyor. Bu coğrafyalar CHP’nin aslında çok da güçlü olmadığı coğrafyalar. Ama şimdi CHP’nin yabancı olduğu, geri planda kaldığı, mesela Güneydoğu’da bayağı bir çıkış yaptığı söyleniyor CHP’nin. Ama bunları sürekli kılabilmek için o dile, özellikle kutuplaşma derken sadece iktidara yönelik değil, mesela Güneydoğu’da belli bir ivmeyi yakalamış olan CHP’nin Kürt meselesi konusunda da diline çok dikkat etmesi gerekiyor. Nitekim şu ana kadar bu konuda başarılı bir performans sergilediler. O kadar baskıya rağmen komisyona girdiler. Bütün bunlar CHP’nin Kürtler nezdinde de belli bir popülarite kazanmasını sağlıyor. Ama öte yandan şöyle bir olay var: özellikle ekonomik nedenlerle bu iktidardan memnun olmayan ama siyasi ideolojik nedenlerle kendilerini bu iktidara yakın hisseden kesimlerden birtakım şeyleri kopartabilmesi gerekiyor CHP’nin, bir mutlak başarı elde edebilmesi için. Onun için onları ürkütmemesi, onların önem verdiği birtakım kişilere, kurumlara, değerlere yönelik diline dikkat etmesi gerekiyor. Dolayısıyla ‘‘sıfır kutuplaşma’’ diye bir şey olamaz Türkiye gibi bir ülkede; ama olabildiğince dikkatli ve kontrollü bir kutuplaşmayı tercih etmesi halinde, bunu hayata geçirebilmesi halinde CHP’nin başarı şansının daha yüksek olduğunu söylemek mümkün.

Bugün yayını bundan 55 yıl önce hayatını kaybetmiş bir müthiş şarkıcıya ithaf etmek istiyorum: Janis Joplin. 27 yaşında aşırı dozdan, eroinden öldüğü söyleniyor ama 27 yaşına kadar 3 tane albüm bırakmış geride. 1969 Woodstock Festivali’ndeki performansı hâlâ dillerde olan olağanüstü bir yetenekmiş. 27 yıla çok şey sığdırmış. Ben onu, tabii onun ölümünden sonra keşfettim ve hâlâ her dinlediğimde tüylerim diken diken olur. Rock denince yani çok anladığım şeyler değil bunlar ama her insan gibi ben de arada müzik dinliyorum ama Janis Joplin’in sahne performansları, videolarını izlediyseniz bilirsiniz, çok etkileyici, çok etkileyici. Yani böyle bambaşka bir şey. “Bu dünyanın insanı değil sanki” diyebileceğiniz birisi ve zaten çok erken yaşta hayatını kaybetmiş bir efsane. Gerçekten bir efsane. Bilmeyenlere özellikle tavsiye ederim ama bilmeyen herhalde yoktur diyorum. Janis Joplin’i gerçekten büyük bir hayranlıkla ve takdirle burada bir kere daha anmak istiyorum.

Bitirmeden, Medyascope‘a destek olmanızı rica ediyorum. Medyascope web sayfasına abone olabilirsiniz. Patreon‘dan destek verebilirsiniz ya da YouTube ‘‘Katıl’’dan destek verebilirsiniz. Bizim YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz. Yapabileceğiniz çok şey var. Yaptığınız çok şey var. Yaptıklarınız ve yapacaklarınız için şimdiden çok teşekkürler. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.