İsrail, Gazze’de hastaneyi vurdu: Gazeteciler dahil en az 20 kişi hayatını kaybetti

İsrail Gazze’de hastane vurdu. Saldırı sonucu en az 20 kişi hayatını kaybetti. Öldürülenler arasında beş gazeteci de var. İsrail saldırıya dair henüz bir açıklama yapmadı.

İsrail Gazze'de hastane vurdu: Dört gazeteci öldü
İsrail Gazze’de hastane vurdu: Beş gazeteci öldü

Ordu, Nasır Hastanesi’ni vurdu. Saldırıda dördü gazeteci olmak üzere en az 20 kişi hayatını kaybetti. Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail’in saldırılarını kınadı. Saldırının “İsrail’in gazetecileri terörize etmeyi ve onların dünyaya suçlarını duyurma görevlerini yerine getirmelerini engellemeyi amaçlayan, özgür medyaya karşı açık bir savaş” olduğunu söyledi.

İsrail saldırısında hayatını kaybeden 5 gazeteci kim?

Gazze Hükümeti Medya Ofisi, “Nasır Hastanesi’ne yönelik saldırıda beş gazetecinin şehit olduğunun açıklanmasının ardından şehit gazeteci sayısı 244’e yükseldi” dedi.

İşte İsrail’in Nasır Hastanesi’ne düzenlediği saldırıda öldürülen gazeteciler:

Mohammed Salama – El Cezire’de foto muhabiri

Hossam al-Masri – Reuters’da foto muhabiri

Moaz Abu Taha – NBC’de gazeteci

Mariam Abu Daqa – The Independent Arabic ve Associated Press dahil olmak üzere çeşitli medya kuruluşlarında freelance gazeteci

Ahmed Abu Aziz – Middle East Eye, Tunus ve Fas merkezli haber sitelerinde freelance muhabir

İsrail Gazze'de hastane vurdu: Beş gazeteci öldü
İsrail Gazze’de hastane vurdu: Beş gazeteci öldü

İsrail, Yemen’i de vurdu: 6 kişi hayatını kaybetti

Öte yandan İsrail, 24 Ağustos Pazar günü Yemen’in başkenti Sana’ya hava saldırıları düzenledi. Saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 86 kişi yaralandı

İsrail ordusunun açıklamasına göre saldırıda Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bulunduğu askeri kompleks, iki enerji santrali ve bir yakıt deposu hedef alındı. İsrail ordusu, saldırının gerekçesinin “Yemen’den İsrail’e fırlatılan balistik füzeler ve insansız hava araçları” olduğunu açıkladı.

Ordunun X hesabından yapılan açıklamada saldırının “Husi hedeflerine karşı misilleme” olduğu belirtildi. Açıklamanın tamamı şöyle:

“Yemen’in Sanaa kentinde Husi terör rejimine ait çok sayıda askeri hedef, başkanlık sarayının bulunduğu askeri tesis, Adar ve Hizaz elektrik santralleri ve yakıt depolama tesisi dahil olmak üzere, Husi rejiminin askeri faaliyetleri için kullanılan tüm tesisler. Bu saldırılar, Husi’lerin İsrail’e füzeler ve İHA’larla yönelik tekrarlanan saldırılarına yanıt olarak gerçekleştirildi. İran’ın desteklediği Husi’ler, terör amaçlı sivil altyapıyı kullanmaya devam ediyor.”

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.

Husiler kimdir? Kaç kişiler?

2005’te bin ila 3 bin arasında savaşçısı bulunan Husiler, 2009’a gelindiğinde 10 bin militana ulaştı. 2010’a gelindiğinde Yemen Post, hareketin 100 binden fazla savaşçısı olduğunu iddia ediyordu.

Husi uzmanı Ahmed Al-Bahri’ye göre 2010 itibarıyla hareketin toplam 100-120 bin kadrosu bulunuyordu. Bu sayı hem silahlı savaşçıları hem de her an mobilize edilebilecek sivil unsurları kapsıyor. Bugün bu sayının çok daha fazla olduğu düşünülüyor.

Husiler başlangıçta ciddiye alınmayan bir gruptu. Ancak 2010’ların başındaki Arap Baharı’nın yarattığı etkiden yararlanarak pozisyonlarını güçlendirdiler. 2014 yılı sonunda Yemen’in başkenti Sanaa’yı ele geçirdiler. 2015 Şubat’ında ise ülke üzerinde kontrol ilan ettiler. Bu güç değişimi, İran’ın etkisi ve Lübnan’daki Hizbullah’ın yardımıyla desteklendi.

Hareketin ideolojisi karma bir yapı sergiliyor. Husilerin ideolojisi hem dindar hem Yemen milliyetçisi hem de geniş kapsamlı popülist unsurlar barındırıyor. Gözlemciler, Husilerin siyasi görüşlerinin genellikle belirsiz ve çelişkili olduğunu ve sloganlarının çoğunun amaçlarını doğru yansıtmadığını savunuyor. Araştırmacı Bernard Haykel’e göre, hareketin kurucusu Hüseyin el-Husi çeşitli dini geleneklerden ve siyasi ideolojilerden etkilendi. Bu da onu veya takipçilerini mevcut kategorilere yerleştirmeyi zorlaştırıyor.

Husiler kendilerini ulusal direniş olarak tanımlıyor. Tüm Yemenlileri dış saldırganlık ve etkilerden korumak, yolsuzluk, kaos ve aşırılıkla mücadele etmek, marjinalleştirilmiş kabile gruplarının ve Zeydi mezhebinin çıkarlarını temsil etmek iddiasındalar. Hareket, yolsuzlukla mücadeleyi ve hükümet sübvansiyonlarının azaltılmasını da siyasi programının merkezine koymuş durumda.

Husilerin Yemen’deki yükselişi ve bölgesel bir aktöre dönüşümü, sadece askeri başarılarıyla değil, aynı zamanda etkili bir propaganda makinesiyle de desteklendi. Lübnan Hizbullah’ının teknik desteğiyle “muazzam ve iyi çalışan bir propaganda makinesi” kurdular. Grubun liderinin televizyon konuşmalarının format ve içeriği, Hizbullah’ın öldürülen Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın konuşmalarını model alıyor.

Derleyen: Petek Uğur

Kaynaklar: El CezireReuters