Berrin Sönmez yazdı: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu yine ayrımcılık yaptı. Komisyon Başkanı inisiyatifiyle belirlendiği bilinen toplantı gündemi aracılığıyla ülkeyi, bölgelere ve toplumsal kesimlere ayırmayı bu hafta da “başardı!” Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden sivil toplum kuruluşlarına özgü toplantı yapmanın mantığını ben anlamıyorum. Birgün, bedel ailelerini; bir gün şehit ve gazi ailelerini dinledi komisyon. Bu hafta doğudan iş çevrelerini ve dini grupları dinledi. E… Ne oluyor böyle? Meclis çatısı altında, komisyon salonunda bir araya getirilmeyen toplumsal kesimler arasında kardeşlik hukukunu sokakta nasıl tesis edeceklerini sanıyorlar? Ülkeyi bölgelere, toplumu farklı kesimlere, bölük bölük ayırmakla ne dayanışma ne kardeşlik ne demokrasi gerçekleşir. Tabii, bunları dile getirince hemen “komisyonun amacını anlamamışlar” savunması çıkıyor karşımıza. Amacını anlatın da bilelim demek düşer bize de. Sadece 30 silah yaktırmak mı idi komisyonun amacı?

Berrin Sönmez yazdı: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar
Berrin Sönmez yazdı: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar

Yoksa Hizbullah uzantısı Hüda Par’ın terör geçmişini aklayarak cumhur ittifakına aldıkları gibi, Gonca Kuriş’in katillerinin kurduğu İTTİHAD yapılanmasına da meşruiyet sağlamak mı istendi? AKP dışındaki tüm parti temsilcilerini rahatsız eden sözleri burada aktarmayacağım. 18 Eylül tarihli T24 haberinde Ceren Bayar’ın kaleminden okuyabilirsiniz. Hizbullah sadece gömlek değiştirmiş dedirten sözlerdi. Can yakmaktan, kan dökmekten çekinmeyen o beden hâlâ değişmemiş. PKK’yı Müslüman öldürmekle suçladı. Hizbullah’ın domuzbağıyla işkence altında öldürüp betona gömdüğü Gonca Kuriş ve bulunan 44 cenaze Müslüman değil miydi? Bu sözlerden anlaşıldığına göre hâlâ kendilerinden olmayanı Müslüman kabul etmiyorlar. Tekfir geleneği sürdürülüyor demektir. Ve tekfircilik şiddetten uzak kalamaz. Hangi parti bu grubu davetli örgütler listesine ekledi, Başkan hangi amaçla kabul etti, bu soruların cevabı çok önemli değil. Ama şunu bilsinler: Gonca’yı işkenceyle öldürenlerin Mecliste söz sahibi kılınması çok büyük yara açmıştır. Gonca Kuriş’in ailesi, çocukları başta olmak üzere bu ülkenin bütün kadınlarına, bütün feministlere can yakıcı ağırlıkta bir “yok sayılma” hissiyatı yaşattılar. Ki Meral Danış Beştaş bu duyguyu gayet net şekilde dile getirdi. Pek çok kadın bunların elinden zor kurtuldu ama bir de baktık ki Mecliste söz sahibi kılındılar. Bu durumda kimse güvende değil, davet edenler dahi

Bir de Medrese Alimleri Vakfı var ki, onlar da hatırladığım kadarıyla 2022 Ekiminde bir çalıştay yapmışlardı. Bölge ülkelerinden temsilciler ve AKP’ye yakın grupların katıldığı toplantının şeref konuğu Taliban temsilcisiydi. Gerisini söylemeye gerek yok sanırım.

Afganistan demişken dönüp bir Diyanet’e bakalım. Evet, başkan değişti. Yeni Başkan Safi Arpaguş’un yoğur yiyişi Erbaş’tan farklı olabilir, belki. İktidarın din politikasının uzağına düşmesi mümkün değil ama ilk sınavı hayli zorlu ve belirleyici olacak gibi. Zira yeni başkan, makama gelir gelmez Afganistan’da Diyanet temsilcilerinin yaptığı kurban yolsuzluğuna ilişkin dosyayı kucağında buldu. Meğer gerçekte kurban bizlermişiz. Ben, sen, o… Biz, siz, onlar… Kurbanlık koyunlar gibi kuzu kuzu ödediğimiz yurt dışı kurban bedelleri meğer gerçek değerinin çok üstündeymiş. Öyle ki, sadece Afganistan’daki kurban bedellerinden milyonlar kaldırmış Diyanet. Görevlendirdiği temsilcilere, kurdurduğu derneklere aktarılması salanmış. Önce kurban bedeli yüksek gösterilmiş, sonra o yüksek bedelin artan kısmı derneklere bağış olarak gösterilmiş. İşin garibi, bu durumu beğenmediğimiz Taliban tespit etmiş. Taliban’a bile rezil ettiler Türkiye’yi. Zaten Diyanet’e din görevlilerine güven kalmamıştı ama bu derecesini bekleyen pek yoktu sanırım. Ve Afganistan’da görevli Diyanet temsilcisi A.A. ve o geri çekildikten sonra görevlendirilen diğer temsilci, sürdürmüş onun başlattığı işi. Ve Erbaş tüm bu pisliği halının altına süpürmüş. BirGün’den Mustafa Bildircin, Diyanet kaynaklarından edindiği bilgilerle 12 Eylül’de bizi bu yolsuzluktan, haksız kazançtan ve kaz gibi yolunma halimizden haberdar etti.

Berrin Sönmez yazdı: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar
Berrin Sönmez yazdı: Gonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar

Yaklaşık dört yıldır İstanbul İl Müftüsü olarak görev yapan Arpaguş, Polonez işçilerinin grevini hakaretlerle engellemeye çalışan Diyanet görevlisine herhangi bir işlem yapmadı. Ancak Kuzey’in oğlu Volkan Konak’ın ölümü üzerine yaptığı çirkin ve dine, Diyanet’e sığmayan sözlerinin yol açtığı toplumsal tepki sonrasında görevden almıştı. Ancak tenzili rütbe mi denilir bilmiyorum ama vaiz olarak tekrar görev vermişti. Şimdi ise Diyanet İşleri Başkanı olarak makama oturduğunda, kucağında bulacağı Afganistan kurban yolsuzluğu (ve kimbilir daha kaç ülkede?) dosyası hakkında yapacağı (veya yapamayacağı?) soruşturma ile yeni görevinde ilk sınavını verecek ve ilk notunu alacak diyebiliriz.

Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.

Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.