Önümüzdeki hafta 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali (22-28 Eylül) kapılarını sinemaseverler için aralayacak ve bir hafta boyunca yerli ve yabancı birçok yeni yapıma ev sahipliği yapacak. Festival programına ve çizelgesine baktığımızda, filmlerin şimdiden merak uyandırdığını görebiliyoruz. Ben bu yıl festivali uzaktan takip edecek olsam da nasıl bir festival haftası geçireceğimizi ve gösterilen filmlerin seyirciler tarafından nasıl karşılanacağını oldukça merak ediyorum. Ne de olsa Altın Koza, tıpkı Uluslararası Antalya Altın Portakal ve İstanbul Film Festivali gibi tarihi boyunca yerli sinemamızın öne çıkan yapıtaşlarına ev sahipliği yapmış çok önemli bir film etkinliği.
Bakalım bu seneki Altın Koza Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisi hangi filmleri ve yönetmenleri ağırlıyor?
Ana yarışma seçkisi
Festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması seçkisinde toplam 10 film bulunuyor. Bu filmlerden bazıları ilk kez seyirci ile buluşuyor. Bazılarını ise geçtiğimiz nisan ayında İstanbul Film Festivali’nde izleme şansımız olmuştu. Bunların yanı sıra, prömiyerlerini uluslararası film festivallerinde yapmış ve ilk defa ülkemizde gösterimini yapacak filmler de bulunuyor.
İlk filmler
Seçkide yer alan 10 filmden üçü yönetmenlerin ilk uzun metrajları. Bazı festivallerin ilk filmlere neredeyse hiç yer ayırmadığını düşünürsek, bu sayı az değil. Yeni yeteneklere yer açılması ve filmlerin görünür kılınması, festivallerin en önemli görevi olmalı diye düşünüyorum.
Dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yapmış ardından da İstanbul Film Festivali’nden En İyi Erkek Oyuncu ödülü ile ayrılmış Rezan Yeşilbaş imzalı Uçan Köfteci filmi, yönetmenin ilk uzun metraj film projesi. Yeşilbaş’ı özellikle 2012 yılında yaptığı Sessiz / Bé Deng kısa filmi ile hatırlıyoruz. Yeşilbaş bu filmi ile Cannes Film Festivali’nden kısa film dalında Altın Palmiye kazanarak hepimizi gururlandırmıştı. Bu açıdan nasıl bir sinema ile geri dönüş yaptığını oldukça merak ediyorum.
Senarist ve yapımcı olarak tanıdığımız Emine Yıldırım da ilk uzun metraj filmi Gündüz Apollon Gece Athena ile listede yerini alıyor. Prömiyeri Uluslararası Tokyo Film Festivali’nde yapılmış olan film, bu festivalden “Asian Future Best Film” ödülü ile ayrılmış. Ülkemizdeki ilk gösterimi ise İstanbul Film Festivali’nde yapılmış ve orada da SİYAD ödülünün kazananı olmuş. Yıldırım’ın yapımcılığını yaptığı 2018 yapımı Son Çağrı filmi İstanbul’un ana karakterini nasıl delirttiğini anlatan, severek izlediğim oldukça eğlenceli bir filmdi.
Annemin Solgun Çiçekleri ile yönetmen Ali Cabbar da listede yer alan bir başka isim. Türkiye ve Fransa ortak yapımı olan filmin oyuncu kadrosunda Nazan Kesal ve Burcu Gölgedar gibi ülkemiz bağımsız sinemasında görmeye alışık olduğumuz isimler var. Yönetmenin nasıl bir sinemanın kapısını araladığını tabii ki merak ediyorum.
Tanıdık isimler
Gelelim önceki filmlerinden aşina olduğumuz “tanıdık” sayabileceğimiz yönetmenlerin işlerine.
2013 yapımı ve benim son dönem sinemamızın en beğendiğim işlerinden biri olan Gözümün Nûru’nun yönetmenleri Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu, son filmleri Algoritma’ya Biat Et ile listede yerlerini alıyorlar. Filmin oyuncu kadrosunda Meriç Aral ve Meral Çetinkaya gibi isimler var. Gözümün Nûru sayesinde yönetmenlerin sinemasına ayrı bir yakınlık duyuyorum. O filmde, sinema yapmak isteyen ama yapamayan, yapamadığı için acı çeken ve bunu takıntı haline getiren bir karakterin yaşadığı ikilemi oldukça hafif, yaratıcı, eğlenceli ve sıkıcı olmayan entelektüel bir dil ile hayata geçiriyorlardı. Bu açıdan yeni işlerini de görmek istiyorum.
2017 yılında yine çok severek izlediğim İşe Yarar Bir Şey filminin yönetmeni Pelin Esmer de O da Bir Şey Mi isimli yeni filmi ile seçkide bulunuyor. Filmin dünya prömiyeri Uluslararası Sofya Film Festivali’nde yapılmasının ardından ülkemizde de prömiyerini İstanbul Film Festivali’nde yapmış. Oyuncu kadrosunda Timuçin Esen ve Merve Asya Özgür gibi oyuncuların yer aldığı filmin tıpkı yönetmenin bir önceki filminde olduğu gibi yalın ve dingin bir sinemanın kapısını araladığını ve benzer duyguları harekete geçireceğine inanıyorum.
2008 yapımı ve bence yine ülkemizin belgesel sinema açısından önemli işlerinden biri olan İki Dil Bir Bavul filminin yönetmeni Orhan Eskiköy de yeni kurmaca filmi Ev ile festivalde seyirci ile buluşacak yönetmenler arasında. Sinopsisinden anladığım kadarıyla film, deprem sonrası evlerini kaybetmiş bir ailenin ve küçük çocuklarının ev metaforu üzerinden ilişkilerini konu alıyor.
Yönetmenliğini Özkan Çelik’in yaptığı, oyuncu kadrosunda Tülin Özen, Cem Zeynel Kılıç ve Faruk Barman gibi isimlerin yer aldığı Perde filmi de seçkide dikkat çeken yapımlar arasında. Filmin sinopsisi ve kalabalık oyuncu kadrosu, daha çok iç mekânda geçen, diyaloğa dayalı bir film izleyeceğimizin sinyallerini veriyor. Tabii filmi izlemeden çok kapsamlı bir yorum yapamayacak olsam da az mekân ve bol diyalog filmlerinin sevdiğim bir tür olduğunu not etmeliyim.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
Seçkinin göze çarpan bir başka işi de Gözde Kural’ın yönetmenliği yaptığı Cinema Jazireh filmi. Filmin dünya prömiyeri geçtiğimiz aylarda Karlovy Vary Film Festivali’nde yapılmış. Kural ikinci filminde tıpkı ilk filmi Toz’da (2016) olduğu gibi Afganistan’da geçen ve baskıcı Taliban rejimi altında hayatta kalma mücadelesi veren kadının hikayesini merkeze alan bir hikâye anlatıyor.
İstanbul Film Festivali’nde çok severek izlediğim Buradayım, İyiyim (yönetmen: Emine Emel Balcı) ve İdea (yönetmen: Tayfun Pirselimoğlu) filmleri de Adana’da gösterilecek yapımlar arasında. Bu iki film ile ilgili düşüncelerime arşivdeki yazılarımdan ulaşabilirsiniz. Her iki film, çağdaş sinemamızın son yıllarda çıkardığı önemli işlerden.
Ana jüri
Bu sene ana yarışmanın jüri başkanlığını yönetmen ve senarist Ümit Ünal yapıyor. Ünal’a oyuncular Belçim Bilgin ve Berkay Ateş, görüntü yönetmeni Deniz Eyüboğlu, müzisyen Ekin Fil, yönetmen ve senarist Gani Müjde ve film eleştirmeni Janet Barış eşlik ediyorlar.
Geçtiğimiz yıl Adana Altın Koza’nın jüri başkanlığını Nuri Bilge Ceylan yapmış, festivalin en çok ödül alan filmi de Doğuş Algün’ün yönetmenliğini yaptığı Ölü Mevsim filmi olmuştu. Geçtiğimiz aylarda, sunumunu yaptığım Kreatif Sohbetler programı için Doğuş Algün ve filmin yapımcısı Burak Kaplan ile keyifli bir sohbet yapmıştık. Eğer hala izlemediyseniz, tavsiye etmek isterim.
Kapatırken
Sıkı bir festival takipçisi ve de özellikle ülke sinemamızı yakından takip eden bir sinemacı olarak, bu seneki festivali dışarıdan olabildiğince takip etmeye çalışacağım. Açıkçası film festivallerini takip etmek kendi başına büyük bir iş ve oldukça da masraflı olabiliyor. Bugün birçok uluslararası film festivalinin, festivale fiziksel olarak katılamayan film profesyonelleri için çevrimiçi olanaklar sunduğunu görebiliyoruz.
Örneğin Sundance Film Festivali’nde, festival boyunca gösterilen filmleri bir ücret karşılığında çevrimiçi olarak satın alabiliyor ve uzaktan festivali ve filmleri takip edebiliyorsunuz. Bu tür teknik altyapılar kurmanın ve filmlerin güvenliğinin sağlanmasının çok kolay olmadığının farkındayım ancak ülkemizdeki festivallerin de benzer seçenekleri sunabilme açısından birtakım yeni adımlar atmaları gerektiğini de düşünüyorum. Ne de olsa artık çok hızlı bir dijital çağda yaşıyoruz ve seyahat etmek her zaman mümkün olmuyor.
Bu açıdan, festivale giden okurlarımız, notlarınız ve görüşleriniz için bana sosyal medya kanallarımdan ulaşabilirsiniz. Festivali olabildiğince paylaşmak ve tartışmak isterim.
Şimdiden iyi bir festival haftası diliyorum. İyi seyirler!