Kasım ayında olması planlanan 39’uncu Olağan Kurultay ile CHP’nin Parti Meclisi’nde yarı yarıya değişim bekleniyor. Gölge kabine sisteminin kaldırılarak 13-14 kişilik bir MYK ile Özel’in çalışmalara devam edebileceği belirtiliyor. Ekrem İmamoğlu’nun milyonların oyuyla Cumhurbaşkanı adayı ilan edildiğini vurgulayan partililer, kabine oluşturmanın da bizzat adayın ve Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin sorumluluğunda olduğuna işaret ediyor. Öte yandan parti kurmayları ABB’ye dönük operasyonları “İktidarın kendi rakibini belirleme stratejisinin parçası” olarak değerlendiriyor.
CHP’nin 39’uncu Olağan Kurultayı’nın kasım ayı başında yapılması planlanıyor. Genel Başkan Özgür Özel’in yeniden göreve gelmesi halinde ise CHP kadrolarında köklü değişiklikler yapması bekleniyor.
PM’de yarı yarıya değişim
Kurultayda genel başkan seçiminin ardından Parti Meclisi (PM) ile Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) seçimleri yapılacak. Sekiz kişi Bilim, Kültür ve Sanat Platformu listesinden seçilerek 60 kişilik PM’ye dahil olacak. Parti kaynaklarından edinilen bilgiye göre, CHP’de “değişim” devam edecek.
Özgür Özel, “Değişim” diyerek genel başkanlığa seçildiği 2023 kurultayında göreve gelen PM’de, 6 Nisan’da ve 21 Eylül’de gerçekleştirdikleri olağanüstü kurultaylarda kayda değer değişikliklere imza atmadı.
Ancak Özel’in kasım ayında olacağını söylediği 39’uncu Olağan Kurultay’da PM listelerinin yarı yarıya değişebileceği ifade ediliyor. Kurultay için listelerin kadın ve gençlik kotaları ile parti faaliyetlerine göre bölgesel temsil gözeterek şekillendirilmesi, kadroların yenilenmesi hedefleniyor.
Gölge kabine sistemi sona erecek
Öte yandan 24 kişilik Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) da daralması gündemde. CHP’nin iktidar perspektifiyle, her bakanlığa karşılık gelecek şekilde oluşturduğu “gölge kabine” sisteminin yeni dönemde olmaması bekleniyor. İdari MYK genişletilerek, 13-14 kişilik bir A takımı ile Özel’in çalışmalara devam edebileceği belirtiliyor.
CHP kaynakları, 23 Mart’taki ön seçimle Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlendiğini hatırlatırken, gölge kabinenin ülkeyi yönetmeye aday olacak kişinin çalışma ekibi haline gelmesi gerektiğine de değiniyor.
Partililer, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ile kampanyaların örgütleneceğini ve kabine oluşturmanın da bizzat adayın ve aday ofisinin sorumluluğunda olduğuna işaret ediyor. Buna göre şu anda MYK’da görev alan bazı gölge bakanların, olağan kurultayın ardından aday ofisinde çalışmalarını sürdürebileceği dile getiriliyor.
Kiminle çalışacağına İmamoğlu karar verecek
MYK’da görev alan gölge bakanların, partide başka görevleri olan veya şimdiye kadar görev almayan ancak alanında uzman olan kişilerin Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi çalışmalarına nasıl dahil olacağı konusunda İmamoğlu’nun da efektif rol alacağı ifade ediliyor. CHP’liler, kiminle çalışacağı konusunda İmamoğlu’nun belirleyici olmasının oldukça normal olduğuna da dikkat çekiyor.
İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale gelmesi veya diplomasının iptali ile cumhurbaşkanı adaylığının önü kesilmeye çalışılsa da parti kaynakları; yasal olarak aday olamayacağı kesinleşmediği sürece, 23 Mart’ta kurulan dayanışma sandıklarıyla 15,5 milyon kişinin adayı haline gelen İmamoğlu’nu aday kabul ederek çalışmayı sürdüreceklerini vurguluyor.
Medyascope'u destekle. Medyascope'a abone ol.
Medyascope’u senin desteğin ayakta tutuyor. Hiçbir patronun, siyasi çıkarın güdümünde değiliz; hangi haberi yapacağımıza biz karar veriyoruz. Tıklanma uğruna değil, kamu yararına çalışıyoruz. Bağımsız gazeteciliğin sürmesi, sitenin açık kalması ve herkesin doğru bilgiye erişebilmesi senin desteğinle mümkün.
“Halkta karşılığı olan isimler” yeni dönemde MYK’da görevine devam edebilir
CHP Tüzüğü, MYK’nın belirlenmesinde öneri hakkını genel başkana ancak onay yetkisini PM’ye veriyor. Tüzüğün 22’nci maddesinde bu husus “Genel Sekreter ile hukuk, seçim, idari ve mali işler, örgüt, yerel yönetimler, medya, halkla ilişkiler ve bilişimden sorumlu alanlardaki genel başkan yardımcıları ile sayı ve görev alanları genel başkanca belirlenen diğer genel başkan yardımcıları genel başkanın önerisi üzerine Parti Meclisi’nin salt çoğunluğunun onayıyla göreve başlar” şeklinde açıklanıyor.
Tüzükte çalışma alanları tariflenen idari MYK’ya ek olarak, Özel’in hangi alanlarda genel başkan yardımcıları görevlendireceği konusunda önceki genel başkanlar dönemindeki iş bölümünün referans olacağı ifade ediliyor.
Ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık, güvenlik, yerel yönetimler gibi başlıca politika alanlarından sorumlu genel başkan yardımcılarının olağan kurultayın ardından oluşturulacak MYK’da da yer alması bekleniyor. Parti kaynakları, mevcut yönetimde olup alanlarıyla ilgili çalışmaları kamuoyunda yankı uyandıran ve halkta karşılığı olan isimlerin, yeni dönemde de görevine devam edebileceğini belirtiyor.
“ABB operasyonu, iktidarın kendi rakibini belirleme stratejisinin parçası”
CHP hem kadrolarında, hem de parti programında değişikliklerle yol haritasını çizerken, bir yandan belediyelerine dönük operasyonlar devam ediyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) düzenlediği konserlerde kamu zararı olduğu iddiasıyla, aralarında belediye çalışanlarının da olduğu kişilerin gözaltına alınması hakkında CHP kurmayları “Malumun ilamı” diyor.
Söz konusu operasyonun son günlerde sıklıkla dillendirildiğini, sinyallerini birkaç saat öncesinde eski ABB Başkanı Melih Gökçek’in verdiğini belirten kurmaylar “İmamoğlu’nu fiilen siyaset arenasının dışına itmek için diploma davası, siyasi yasak gibi akla gelen her yönteme başvurdular. Şimdi iktidarın karşısındaki en güçlü diğer seçenek olarak Mansur Yavaş’ı hedef alıyorlar. İktidarın bugüne kadarki pratiklerini düşünürsek devamı gelebilir” değerlendirmesini yapıyor.
CHP lideri Özel’in, AKP döneminin son beş yılında 80 konsere 33 milyon dolar harcanırken, Yavaş döneminde 426 etkinliğe 30 milyon dolar harcandığını açıkladığını hatırlatan kurmaylar, şunları söyledi:
“Mansur Yavaş iktidarın yolsuzlukla yan yana getirebileceği bir isim değil, kimse bunu kabul etmez. Burada siyasi bir algı çabası var. Okuma yazma bilen birinin bile görev ihmali, kamu zararı olduğunu görebileceği, Melih Gökçek dönemine ait 13 dosyaya takipsizlik kararı veren bir bilirkişi, şimdi gözaltı kararına gerekçe gösterilen rapora imza attı. Oysaki bu dosyada gerekli Sayıştay denetimleri yapılmış, iç denetimler tamamlanmış ve kamuoyuyla paylaşılmıştı. Karşımızda sandıkta kazanamayacağını öngören, ekonomiyi düzeltemeyen ve topluma bir şey vaat edemeyen bir iktidar var. Bu yüzden kendi rakibini belirleme stratejisi yürütüyor.”